Çocukların sanal ortamda da hakları vardır.
Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocukların çevrim içi güvenliği, mahremiyeti ve ifade özgürlüğü için ortak bir çağrıdır.
Siz de imzanızla destek olun.👇🏻
Müzakere, yalnızca sözcüklerin değil; söylenmeyenlerin ve görünmeyenlerin sanatıdır. Peki, kültürün görünmeyen kuralları bu süreci nasıl yönlendiriyor? Farklılıklarla örülü bir dünyada, ortak bir müzakere zemini kurmak mümkün mü?
Yapay zekâ ve dijital dönüşüm gibi küresel ölçekte yaşanan gelişmeler, bugünün öğrencilerini belirsizliklerle dolu karmaşık bir geleceğe hazırlıyor. Bu yeni dünyada, öğretmenlerin rolü yalnızca bilgi aktarmakla sınırlı değil; onlardan, öğrencileri değişime uyum sağlayabilecek donanımlı bireyler olarak yetiştirmeleri bekleniyor. Peki, öğretmenler bu hızlı dönüşüme nasıl ayak uydurabilir?
Her eğitim modeli kendi kalite belgesinde bireysel farklılıkları gözetmeyi vadeder. Ancak bu farklılaştırmanın nasıl kurgulanacağı esas olarak eğitimin niteliğini belirler. Peki, Maarif Modeli ile IB Programı bu konuda nasıl ayrışıyor?
Felsefe, çoğu zaman yalnızca filozofların tarihsel fikirlerine indirgenerek dar bir alana hapsediliyor. Oysa felsefe, ezberlemeyi değil, düşünmeyi öğretir; bu yönüyle eğitimin sadece tamamlayıcısı değil, asıl taşıyıcı sütunudur. Peki, düşünceyi inşa eden bu temel disiplinin hayati önemi yeterince fark ediliyor mu?
Dekolonizasyonun 1960’lı yıllarda siyasal alanda ivme kazanması, sosyal bilimlerde de önemli tartışmaları tetiklemiştir. Bu girişim kapsamında yapılan çalışmaların akademik bir disiplin hüviyeti kazanması 1970’leri bulsa da sömürgecilik karşıtı metinler ve bu çizgide duran bir kesimin varlığı daha sömürgeciliğin ilk dönemlerde ortaya çıkmıştır.
Dijital platformlarda nefret, şiddete çağrı ve ağır hakaretler giderek artıyor. Yalanlar, komplo teorileri, tehditler hatta cinayet çağrıları sosyal medya aracılığıyla kontrolsüz bir şekilde yayılabiliyor.
Harvard Müzakere Projesi’nin ürünü olan bu çalışma, bir yöntem metninden fazlası olarak, modern müzakere literatürünün mihenk taşına dönüşmüştür. İlk kez Türkçe çevirisinden 33 yıl önce Getting to Yes adıyla 1981’de yayımlandıktan sonra bir klasik haline gelmiş, kamu diplomasisinden aile terapisine, iş dünyasından uluslararası barış süreçlerine dek geniş bir alanda referans noktası olarak değerlendirilmiştir. Kitap, beş ana bölümden oluşan yalın ve sistematik bir yapıya sahiptir.
Ebeveynler çocuklarını yetiştirmede yalnız mı? Anne baba cumhuriyeti kurmanın yolu nereden geçiyor?
Ebeveynler, çocuklarına özgürlük ve bireysellik kazandırmak isterken onları rehberlikten yoksun bırakıyor olabilir mi?
Genç nüfusun işsizliği, küreselleşen dünyanın en büyük sorunlarından biri olarak karşımızda duruyor. Peki, bu sorunun temel nedenleri neler?
Türkiye’de zorunlu lise eğitimi herkese eşit fırsatlar sunuyor mu yoksa bazı öğrenciler için bir engel mi oluşturuyor?
Dijital dünyanın hızla genişleyen sınırlarında çocuklar yalnızca kullanıcı değil, aynı zamanda korunması gereken en hassas gruplardan biri haline geldi.
Dijital kayıt imkânlarının arttığı ancak kişisel hafızanın zayıfladığı çağımızda insanın artık ezberinde bir şeyler tutmasının bir gereği var mıdır?
Eğitimden sağlığa, alışverişten iletişime kadar her şey dijital platformlara taşınırken bu dönüşümle dijitalleşmenin karanlık bir yüzü de ortaya çıktı: dijital kumar bağımlılığı.
Matematik derslerinde öğretmenler genellikle öğrencilerin verdiği cevapları “doğru” ya da “yanlış” şeklinde değerlendiriyor. Peki, bu yaklaşım öğrencilerin matematiksel düşünme süreçlerini ne kadar destekliyor?
Her dört yılda bir gerçekleştirilen Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) 2023 sonuçları açıklandı. 4. ve 8. sınıf öğrencilerinin başarılarını değerlendiren bu çalışmanın bulguları, ülkemizdeki ilk ve ortaokul düzeyindeki matematik ve fen eğitimi hakkında neler söylüyor?
Türkiye, göçmenlerin yükseköğretimde desteklenmesi konusunda zengin bir geçmişe sahip. Bu tecrübeyle Türk üniversiteleri, Gazze’nin parçalanmış akademik kapasitesini ve altyapısını yeniden inşa etme konusunda kritik bir rol oynayarak Filistin’in geleceğinde belirleyici olabilir.
Türkiye’de son dönemde gündemde olan nüfus artış hızı, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerdeki konumu ve geleceği açısından neden önemli?
Matematikle ilgili birçok duruma dair netlikler sağlanması bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır. Peki, bu netliği sağlamada standartların rolü nedir?
Sömürgeciliğin etkileri, günümüzde yalnızca siyasi olaylarla sınırlı kalmayıp eğitimden kültürel hayata kadar pek çok alanda kendini göstermektedir.
Nomofobi, akıllı telefonsuz kalma korkusu olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde telefonların bizden bir parça haline gelmeleri ve bizi telefona bağlayan platformların çeşitliliği, bu fobiyi besleyecek faktörler olarak değerlendirilebilir.
Yapay zekâ, insanlık tarihine hızla damgasını vurarak ekonomiden günlük yaşama kadar her alanı derinden etkileyebilecek devrim niteliğinde dönüşümlerin kapısını aralamıştır.
Elektrikli araçlar, küresel ekonominin kurallarını yeniden yazıyor. Çin, düşük maliyetler ve yenilikçi teknolojilerle liderlik koltuğuna otururken, Avrupa iş gücü eksikliği, yüksek maliyetler ve bürokrasiyle boğuşuyor.
Dijitalleşme, çocukların eğitimine katkı sağlarken sosyalleşmelerini nasıl etkiliyor? Aileler bu dengeyi kurmak için neler yapabilir?
Dijital çağ, bireyleri bir yandan birbirine daha yakın kılarken diğer yandan derin bir yalnızlığa mahkûm ediyor. “Kalabalık yalnızlık” kavramı, 2024 yılında TDK tarafından yılın kelimesi seçildi ancak bu yalnızlık yalnızca bugünümüzü değil, geleceğimizi de etkilemeye devam ediyor.
Aile, bireyden topluma, toplumdan devlete uzanan bir etki zincirinin temel taşıdır. Ancak dijitalleşme, bireyselleşme ve küreselleşme gibi dinamikler, aile kavramını köklü bir dönüşüm sürecine sürüklüyor. Türkiye’nin toplumsal yapısında aileyi korumak ve güçlendirmek amacıyla kurulan Aile Enstitüsü, bu dönüşümlere küresel dinamiklerin farkında yerel çözümler üretme potansiyeli taşıyor.
Dikkat dağınıklığı, günümüz modern toplumunda neredeyse kaçınılmaz hâle gelen bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Öyleyse dikkatimizi kim, neden çalıyor? Modern hayatın bizi sürekli tüketmeye ve hızla tüketilmeye zorladığını hiç fark ettiniz mi? Peki, bu dağınıklığın yalnızca bir irade meselesi olmadığını öğrenmeye hazır mısınız?
Dijitalleşen dünyada bireyler, iletişim araçlarının sunduğu kolaylıklardan faydalanırken insani değerlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Sosyal medyanın etkisiyle yüzeysel ilişkiler artarken, bireyler derin bağlar kurmakta zorlanıyor. Peki, teknolojinin hayatımızdaki bu hızlı ilerleyişine rağmen “insan” kalmayı nasıl başarabiliriz?
Magdeburg’daki Noel pazarı saldırısı, güvenlik açıklarını, sosyal medyada yayılan dezenformasyonun etkisini ve aşırı sağın giderek derinleşen tehdidini bir kez daha gözler önüne serdi. Göçmen karşıtı söylemler, toplumsal kutuplaşma ve seçim sürecine yansıyan etkilerle birlikte bu trajedi, Almanya ve Avrupa genelinde toplumsal barışın nasıl tehlikede olduğunu çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Ebeveynler ve ergenler günümüz dünyasında ergen olmanın daha zor olduğunu düşünüyor. Peki gerçekten 20 yıl önceye göre, bugünün dünyasında ergen olmak daha mı zor?
Millî Eğitim Akademisi, eğitim fakültelerinden farklılaşarak öğretmen adaylarını ihtiyaçlara uygun bir şekilde geleceğe hazırlayabilir mi? Türkiye’ye özgü, yenilikçi ve sürdürülebilir bir öğretmen yetiştirme modeli oluşturmak mümkün mü?
Türkiye, son yıllarda uluslararası diplomaside sergilediği arabuluculuk ve müzakere becerileriyle dikkat çeken bir aktöre dönüştü. Peki bu müzakere gücü, toplumun tamamına yayılabilir mi?
İklim değişikliğiyle mücadelenin en büyük platformu COP, yine büyük umutlar ve tartışmalarla sona erdi. İklim finansmanı ve karbon kredisi gibi konularda adımlar atılsa da, fosil yakıtların azaltımı gibi kritik meselelerde somut ilerleme sağlanamadı. Peki, COP zirveleri gerçek çözümler mi sunuyor, yoksa bir "iklim fuarına" mı dönüşüyor?
Dijital platformlar, şiddetin ve zorbalığın hızla yayılmasına zemin hazırlarken, bu tehlikeli eğilimler özellikle gençler arasında hızla normalleşiyor. Peki, bu durumu engellemek için eğitimden yasal düzenlemelere, aile içi iletişimden psikolojik desteğe kadar ne tür önlemler alınmalı?
Aşırı sağın Batı Avrupa’da hızla güç kazanması, oldukça dikkat çekici bir şekilde devam ediyor. Ancak bu yükselişi tetikleyen asıl unsur nedir? Aşırı sağ mı demokrasiyi zayıflatıyor, yoksa demokrasinin zayıflaması aşırı sağın güçlenmesini mi sağlıyor?
Dijital kapsayıcılık üzerinde önemle ve titizlikle durulması gereken, sürekli güncellenmesi gereken bir konu . Dijitalleşme süreci tamamlanmadan kesin bir tanımı da yapılamayacağa benziyor.
Türkiye'nin BRICS ile olan ilişkisi, bir jeopolitik değişimden ziyade, Batı ile geleneksel bağlarını sürdürürken büyüme ve iş birliği için yeni fırsatları kucaklamaya çalışan küresel ekonomideki değişen dinamikleri yansıtan bir dengeleme hareketidir.
Sürdürülebilirlik, günümüzde sıkça kullanılan ve genellikle kurumların reklam, doküman ve söylemlerinde ön plana çıkartılan ancak uygulamada yetersiz kaldıkları bir kavramdır. Bu değerlendirme keskin gelebilir; ancak sürdürülebilirlik, sunulduğu ve pazarlandığı kadar dar bir mesele değil. Özellikle eğitim bağlamında, sürdürülebilirlik okulların ve öğretmenlerin omuzlarına yüklenen ve yeni nesillere aktarılmaya çalışılan bir değer olmanın çok ötesindedir. Peki, sürdürülebilirlik kavramı tam olarak nedir?
Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü olan eğitimci sosyolog İpek Coşkun Armağan, Türkiye'de çocukların sosyal medyanın karanlık yüzünden ve dijital bağımlılıktan korunması için "aile hareketi"nin başlatılması önerisinde bulundu.
Filistin’e destek için düzenlenen protestolar, dünya genelinde önemli toplumsal değişimlere yol açtı. Bu hareketler, kamuoyu ve politika üzerinde daha fazla etki yaratma potansiyeline sahip. Peki, mesajları güçlendirerek daha geniş ve kapsayıcı bir destek oluşturmak için neler yapilabilir?
Türkçenin, tam 96 yıl önce I. Bakü Türkoloji Kurultayı ile başlayan ortak alfabe serüveni bugünlerde yeni bir karara bağlandı. Hem Türk dünyasının dil birliği hem de yazı dilimizde gösterilmeyen sesbirimleri için önemli bir adım atıldı. Peki, yeni ortak alfabe kararı, Türk dünyasında dil birliğini ve Türkçenin yazım kurallarını nasıl şekillendirecek?
İnternet ve sosyal medya insanlara bir zamanlar hayal bile edemeyeceğimiz kadar büyük bir dünya sundu. Bu dünyada herkes birer kahraman, herkes kendisini en mutlu, en popüler ve en başarılı gösterme fırsatına sahip. Ancak, bu parlak dünyanın arkasında ne var? Gençler, özellikle sosyal medyada görünmez tehlikelerle dolu bir yolda yürüyorlar. Bu yolun sonu nereye varıyor?
5 Aralık 2023’te PISA 2022 araştırma bulguları tanıtıldı. Küresel raporla birlikte Türkiye’yi de kapsayan ülkelere dair tekil raporlar da yayınlandı. Eğitim politikalarının eleştirel analizleri yapılırken karşılaştırmalı analizlerin yapılması da gereklidir. Karşılaştırmalı analizler yapılırken ülkelerin demografik, politik ve ekonomik göstergeleri dikkate alınarak bilimsel perspektifle bulgulara yaklaşılmalıdır.
Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü olan eğitimci sosyolog İpek Coşkun Armağan, sosyal medyada yapılan ön yargılı paylaşımların zamanla yargıya dönüştüğünü ve bunun toplumsal kutuplaşmaya yol açtığını söyledi.
Günümüz çocukları, dijital dünyanın kollarında büyüyor, ebeveynler otoritelerini ve rehberlik rollerini kaybediyor. Ekranlar, aile hayatının merkezine yerleşirken, çocukların geleceği belirsizleşiyor. Peki, bu çocukları kim, nasıl büyütecek?
Dijital teknolojilerin hızla yayılmasıyla dünya nüfusunun büyük çoğunluğu artık internet kullanıyor. Bu değişim, aile içi iletişimi yeniden şekillendiriyor, ebeveyn-çocuk ilişkilerini etkiliyor ve toplumsal güvensizlikleri artırıyor. Dijital çağda bu gelişmeler sürerken aile nasıl korunabilir?
Dindarlığın ölçülebilmesinde en temel meselelerden biri din ve dindarlık tanımlamalarıdır. Gündelik hayatın içinde dindarlığın dönüşümüne bağlı olarak dindarlığın ölçülebilme imkanı değişmektedir. Peki, dindarlığın dönüşümünü takip etmek için uygun ölçekler nasıl oluşturulabilir?
1980’lerden itibaren güçlenen milliyetçi hareketler, AB’nin genişleme ve derinleşme politikalarıyla yerleşti ve normalleşti. Arz ve talep döngüsü içinde dönüşen siyasi söylemler AB’nin geleceğini şekillendirecek yeni dinamikler oluşturdu. Peki, Avrupa bu yeni siyasi gerçeklikle nasıl başa çıkacak?
Modernitenin getirdiği akıl ve duygu ikiliği, sokak hayvanlarıyla ilgili tartışmalara da yansıyor. Sahipsiz hayvanların sokaklarda yaşaması, halk sağlığı ve güvenliği açısından ciddi sorunlar doğuruyor. Hayvanseverler bir yandan sokak hayvanlarını savunurken, diğer yandan toplumda artan güvenlik kaygıları ve halk sağlığı risklerini görmezden geliyor.
GPT’nin kara kutusunu açarken, dil erozyonu ve kültürel asimilasyon riskleriyle yüzleşiyoruz. Dil modelleri geleceği şekillendirirken, gizli tehditleri de beraberinde mi getiriyor?
Teknolojik yenilikler, her zaman eğitimcilerin çalışmaları ve rolleri üzerinde etkili olmuştur. Yapay zekânın üniversitelere gelmiş olması, tüm düzeni alt üst eden bu son değişimin sonuçları üzerine kafa yormamızı gerektiriyor, zira bu sadece bizim araştırmacılar ve eğitimciler olarak ne yaptığımızı değil, nasıl düşündüğümüzü de değiştiriyor.
Eğitimde kaliteyi artırmak ve öğrenme yoksunluklarını etkin bir şekilde ele almak için okul yöneticilerinin rolü kritik bir öneme sahiptir. Okul yöneticiliğinin odağı, öğrencilerin gelişimini ve öğrenme kalitesini artırmak üzerine kurulmalıdır. Bu bağlamda, öğrenme merkezli bir sistemde okul yöneticisi belirleme süreci nasıl olmalıdır?
Eğitimin bilim olup olmadığı tartışmaları geçmişte sıklıkla yapılmıştır. Günümüzde de eğitimin bilim oluşu araştırma süreçlerinde kullanılan yöntemleri esas alınarak farklı bilim alanlarında olan uzmanlar tarafından bazen tartışılabilmektedir.
Eğitimde dijital cihazların artan kullanımı, öğrencilere geniş kaynaklar sunarak öğrenmeyi kişiselleştirme imkanı sağlıyor. Ancak, bu teknolojiler dikkat dağınıklığı ve bağımlılık gibi yeni zorlukları da getiriyor. Bu fırsatlar ve zorluklara karşı nasıl bir denge kurulabilir?
Son yıllarda, yükseköğretimin ticarileştirilmesi öğrencileri pasif tüketicilere dönüştürdü. ABD ve Avrupa'daki öğrenciler Gazze'de yaşanan soykırıma karşı üniversitelerinin adaletsizliğe karşı bir duruş sergilemesini talep ediyorlar. Öğrenciler aktif siyasal bireyler olarak rollerini yeniden kazanıyorlar. Bu aktivizmin yeniden canlanması, yükseköğretimin geleceğini nasıl tanımlayacak?
Epistemik Yönetişim, akademinin dahilî ve haricî yönetişiminin sınırlarına ilişkin kalite yönetimi anlayışlarını karşılıklı olarak ilişkilendirmek üzere tasarlanmıştır, böylece karşılıklı nirengi noktaları yaratılabilecektir.
Hayatımızı büyük oranda şekillendiren dijital iletişimde gerçeklik ne kadar var? Hepimizin neredeyse 7/24 bağlantıda olduğumuz dünyada kendini yalnız hissedenlerin sayısı neden artıyor? Etkili ve sağlıklı dijital bağlantılar için nelere dikkat edilmeli?
Gazze’ye karşı yürütülen savaşa tepki gösteren öğrencilerin protestoları ABD'nin kampüslerinde hızla yayılıyor. Soykırıma karşı kamuoyunda oluşan tepkiler, güvenlik güçlerinin müdahalesi ve siyasi elitlerin kınamalarıyla karşılaştı. Protestolara yönelik bu ilk tepkiler, ABD'nin hâkim siyasi söylemindeki Filistin karşıtlığının köklü yerini bir kez daha ortaya koyuyor.
Matematik deneyimi öğrenciden öğrenciye farklılık gösterir. Kimileri için heyecan verici ve zevkli bir macera iken diğerleri için korkutucu veya sıkıcı olabilir. Öğrencilerin matematik dersini nasıl algıladıkları genellikle ailenin tutumu, dersin içeriği, öğretmenin öğretim tarzı ve öğrencinin kendi matematik yetenekleriyle ilişkilidir.
Beyin nasıl öğrenir? Cevap, nöroplastisite kavramında gizli. Öğrenmek, unutmak ve uyum sağlamak, beynimizin değişim yeteneğiyle mümkün. Peki, bu süreç nasıl işliyor? Yaygın hızlı öğrenme stratejileri gerçekten kalıcı öğrenme sağlıyor mu?
Piaget’nin bilişsel gelişim teorisi, Batı’da yüzlerce akademik eleştiri almış olmasına rağmen Türkiye’de neden sorgulanmadan benimseniyor? Ülkemizde görülen bilimsel eleştiri eksikliği, geleceğin öğretmenlerini ve akademik gelişimi hangi yönde etkiliyor?
Dijital kültür her yanımızı sarmalarken ailede neler yaşandığını fark ediyor muyuz?
Dünya üzerinde yaşamın temel eylemi tasarım olarak tanımlanabilir. İnsan, çevresini ve dünyayı kendi ihtiyaçları ve arzularına göre biçimlendirme yeteneğine sahiptir.
7 Ekim’den bu yana İsrail’in Filistinli sivillere yönelik artan ağır saldırıları, uluslararası toplumun dikkatini bir kez daha bölgeye çekti.
Yapay zeka alanında kıyasıya bir rekabet yaşanıyor. En güçlü dil modeli hangisi? Hangisi daha ekonomik, hangisi en doğru sonuçları veriyor?
Bizlerle daha derinlikli etkileşimlere girmiş, yıllarca bizi takip etmiş, biyolojik verilerimizi de kullanarak “bizi bizden iyi tanır” hale gelmiş sistemlerin önerileri, yakın gelecekte karşısında duramayacağımız kararlar halini alabilir mi?
Yeni bir vizyon için hangi adımlar atılmalı? Lise eğitiminde esnek ve sade bir model mümkün mü?
Oyun teorisi, sosyal bilim eğitimini dönüştürmenin bir anahtarı olabilir mi? Bu büyüleyici matematiksel kavramın davranış tasavvurumuzu yeniden şekillendirmesi, disiplinler arası iş birliğini teşvik etmesi ve öğrencilere yeni araştırma alanlarına giriş yapma cesareti vermesini hep beraber keşfedelim.
2019 yılından itibaren transformer mimarisi üzerine geliştirilen ileri yapay zekâ uygulamaları bir yandan hayatı kolaylaştırırken diğer yandan riskler taşıyor.
Hayatımızda hangi sıfatlar öne çıkıyor? Yaşadığımız modern dönem sıfatlarımızı nasıl dönüştürüyor?
Geri bildirimler nasıl tasarlanırsa daha etkili öğrenme sağlanabilir?
Derinlikli çalışmayı destekleyecek bir çalışma ortamı.