TURGAY ÖNTAŞ

İsrail’de Çocukların Politik Sosyalizasyonu

7 Ekim’den bu yana İsrail’in Filistinli sivillere yönelik artan ağır saldırıları, uluslararası toplumun dikkatini bir kez daha bölgeye çekti. İsrail’in bu saldırılarının arka planında yatan daha derin bir mesele var: İsrail’in eğitim sistemi ve politik sosyalizasyon.

Politik psikoloji alanındaki araştırmalar erken çocukluk dönemini büyük ölçüde göz ardı etmektedir. Bunun nedeni, muhtemelen, küçük çocukların siyasi düşünce için gereken bilişsel kapasite ve sosyal anlayıştan yoksun olduğu varsayımıdır (Reifen-Tagar ve Cimpian, 2022:77). Çocuk ve gençlerin politik sosyalizasyonlarına etki eden değişkenler farklılaşabilmektedir. Değişkenlerin ana unsurlarından birisi hiç kuşkusuz ki eğitim kurumunun işlevlerine aittir. Eğitim kurumunun politik işlevlerinin olduğu gerçeği yadsınamaz. Her bir ülke kendi eğitim sisteminde kendisine sadık vatandaşlar yetiştirmeyi ister. Sadık vatandaşlar yetiştirirken küresel düzeyde ülkelerin güç dengelerine yönelik eğitim uygulamaları da çeşitlilik arz eder. Özellikle vatandaşlık eğitimi bağlamında verilen içerikler ülkelerin politik tutumları ile yakından ilişkilidir. 

Ülkelerin politik tutum ve pozisyonları verilen eğitim içeriğine etki eder. Bu duruma İsrail örnek gösterilebilir. 7 Ekim sonrası süreçte İsrail’in ağır saldırılarla binlerce Filistinli sivili öldürmesinin arka planında İsrail’in on yıllardır çocuklar üzerinde sürdürdüğü politik sosyalizasyonun etkisi büyüktür. Alan yazında daha önceleri “çözümsüz çatışma” olarak karşılık bulmuş mesele eğitimcilerin de ilgisini çekmektedir.

 

“Çözümsüz çatışma” (intractable conflict) kavramı nedir?

Çözümsüz çatışma kavramına ait pek çok özellik bulunmaktadır. Çözümsüz çatışmalar ülkeler arasında yalnızca politik aktörleri değil vatandaşları da kapsayan bir içeriğe sahiptir.  Çözümsüz çatışma kavramı ve İsrail-Filistin meselesi üzerine çalışmalar yapan Bar-Tal (2007, 2013), Kriesberg (1998) ve Naise, Reifen-Tagar ve Bar-Tal (2021) çözümsüz çatışma kavramının temel özelliklerini şöyle belirtmektedir:

(a) Çatışma bütünseldir, toplum üyeleri tarafından temel ve asli hedeflerle ilgili olarak algılanır.

(b) Fiziksel şiddet içerir.

(c) Toplum üyeleri tarafından çözülemez olarak algılanır.

(d) Bireysel grup üyelerinin ve bir bütün olarak grubun hayatında merkezî bir yer işgal eder.

(e) Çözümsüz çatışmaya giren taraflar durumla başarılı bir şekilde başa çıkabilmek için büyük maddi (askeri, teknolojik ve ekonomik) ve psikolojik kaynaklara yatırım yaparlar.

(f) Uzun sürelidir, en az bir nesil olmak üzere devam eder.

 

Yukarıdaki karakteristik betimlemeler toplum üyelerinin sosyopsikolojik birikimlerine de yansır. Politik sosyalizasyon açısından inançlar, tutumlar, yorumlar, motivasyon kaynakları, değerler ve davranış kalıpları çocuk ve gençleri tanıyabilme açısından ipuçları verir. 

 

Çocukluk ve politik sosyalizasyon

Çocukların genel olarak 0-6 yaş aralığında kişilik gelişimlerinin çok hızlı olduğuna dair bir kabul vardır. Bu kabul doğrultusunda, eğitim kurumu da erken çocukluk döneminde politik içerikleri çocuklara endoktrine etme konusunda bir işlev görür. Endoktrinasyon işlevinin meşruiyeti, devletin eğitim kurumuna yüklediği ideolojik anlamla hayat bulur. Ancak burada düşünülmesi gereken durum çocukların ve çocukluğun nasıl algılandığına ilişkin pozisyonlardır. Çocukluğu saf, masum ve de-politik olarak büyütme fikri günümüz gerçekliği ile uyuşmamaktadır. Her bir ülke kendi politik pozisyonu çerçevesinde bir vatandaş yetiştirme idealini taşır. Vatandaş yetiştirme ideali ülke içerisinde paylaşılan ortak değer, inanç, tutum gibi sosyopolitik repertuar içerisinde anlam bulur. Küçük çocukların grup sınırlarını bilme, grup üyeliğini tanıma, sosyal normları bilme ve grup hiyerarşisinin farkında olma gibi politik konuları öğrenebildikleri ve buna uygun davranış sergileyebildikleri bilinmektedir (Nasie, Reifen-Tagar ve Bar-Tal, 2021). Çocukların bilişsel ve duyuşsal gelişimleri açısından grup içi ve grup dışı aktörleri tanıyabilmeleri aitlik duygularına katkı verebilir. Çözümsüz çatışmaların çocukların negatif duygu geliştirmelerine etki ettiğine ve iyi oluşlarını olumsuz etkilediğine dair bulgular bulunmaktadır. Bu durumda ortaya öneri olarak “barış eğitimi” konusu çıkmaktadır. Bu durumda hemen şu sorular sorulabilir: Barış eğitimi olmalı mıdır? Olmalıysa nereden başlanmalıdır? Dünyada hegemonik güç kaynakları kendi ülkelerinde barış eğitimini ne kadar veriyor? Diğer ülkelere barış eğitimi konusunda hangi önerilerde bulunuyor? 

 

İsrail’de etnopolitik sosyalizasyon ve çocuklar

Çocuklar, çatışma deneyimlerini günlük yaşamda kullanılan metafor ve sözcüklerden etkilenerek oluştururlar. İsrail’de çocukların ilk öğrendiği içeriklerden birisi karşıt/düşman grup içeriğidir (Bar-Tal, Abutbul-Selinger vd., 2014). Çocuklar erken yaşlardan itibaren “düşman” kavramını tanımlamayı ve özelliklerini ortaya çıkarmayı öğrenmektedir (Nasie, Reifen-Tagar ve Bar-Tal, 2021). Bar-Tal ve Teichman (2005) 3-4 yaşlarındaki İsrailli Yahudi çocukların %40’ının, 5-6 yaş çocuklarının %82’sinin “Arap” kavramını düşmanlıkla ilişkilendirdiklerini belirtmektedir. Ayrıca çocuklar genel olarak Arap kültürünün tezahürü olan kılık kıyafet ve sembollerden korkmaktadır. İsrail’deki üniversitelerde görev yapan Nasie, Reifen-Tagar ve Bar-Tal’a (2021) ait çalışmalarda da benzer bulgular bulunmaktadır. Çocuklar karşıt/düşman gruba ait olumsuz kalıp yargıları öğrenmekle kalmayıp aynı zamanda politik yönelimlerine kaynaklık eden düşünceleri de edinmekte, eğitim ortamlarındaki mekânlarda da ülkenin durumuna ilişkin politik sembolleri görmektedirler. Özellikle anaokullarında çatışma, “biz” ve “öteki/karşıt” kavramlarını öğrenmektedirler (Naise vd., 2016). 

 

“Barış eğitimi” bağlamında İsrail’de yürütülen müdahale programlarında 5 yaş grubundaki çocukların “öteki” hakkında bilgilere sahip olma konusunda istekleri varken çocukların politik sosyalizasyonlarındaki en önemli etkenlerden biri olan aileler, Araplar hakkında yeni bilgiler öğrenmeyi istememekte ve daha çok olumsuz kalıp yargıları önemsemektedirler. Çocukların politik sosyalizasyonunda aile, okul ve medyanın rolü büyüktür. Özellikle İsrail’de çocukların Arap karşıtlığını erken yaşlarda öğrenmeye başladıkları ve bu konuda olumsuz kalıp yargılar geliştirdikleri bulunmuştur (Nasie, Reifen-Tagar ve Bar-Tal, 2021). Bu durum, çocukların çatışmanın etkisi altında nasıl büyüdüğünü ve toplumlarındaki politik konuları nasıl algıladığını göstermektedir. 

 

İsrail’de hem lise düzeyinde, hem de dinî hüviyetli yükseköğretim kurumlarında verilen eğitim, dinî ve siyasi olarak radikalleşmiş bireylerin artmasına neden olabilmektedir. Eğitim müfredatı ayrıntılı bir Siyonist tarih anlatısı sunmaktadır. Bu müfredat incelendiğinde Arap kimliği ile ilgili algılara dair ipuçlarına ulaşılabilmektedir. Ichilov, Salomon ve Inbar (2005:319) araştırmalarında İbrani okullarında tarih çalışmalarına Arap okullarından daha fazla zaman ayrıldığını, Arap okullarında ise sosyal bilimlerin daha yoğun bir şekilde öğretildiğini ortaya koymuştur. 

 

İsrail’deki politik sosyalizasyonun karmaşıklığı ve çocukların erken yaşlarda maruz kaldıkları etkiler, bu konunun daha fazla araştırılmasını gerektirmektedir. İsrail’in özellikle eğitim politikaları açısından çocukların politik sosyalizasyonlarında neden insani perspektiften çok sert politik tutumlara başvurduğu da ele alınması gereken diğer bir konudur.  



Kaynakça

 

Bar-Tal, D. (2007). Sociopsychological foundations of intractable conflicts. American Behavioral Scientist, 50(11), 1430–1453. 

Bar-Tal, D. (2013) Intractable conflicts: socio-psychological foundations and dynamics. Cambridge, UK: Cambridge University Press.

Bar-Tal, D. & Teichman, Y. (2005). Stereotypes and prejudice in conflict: representations of Arabs in Israeli Jewish society. Cambridge, UK: Cambridge University Press.

Bar-Tal, D., Abutbul-Selinger, G. & Raviv, A. (2014). The culture of conflict and its routinisation. In: Nesbitt-Larking, P., Kinnvall, C. & Capelos, T. & Dekker, H. (Eds.), The Palgrave handbook of global political psychology. Palgrave, pp. 369–387.

Ichilov, O., Salomon, G., & Inbar, D. (2005). Citizenship Education in Israel – A Jewish-Democratic State. Israel Affairs, 11(2), 303-323.

Kriesberg, L. (1998). Intractable conflicts. In Weiner, E. (Ed.), The handbook of interethnic coexistence. New York: Continuum, pp. 332–342. 

Nasie, M., Reifen-Tagar, M., & Bar-Tal, D. (2021). Ethno-political socialization of young children in societies involved in intractable conflict. Journal of Social Issues, 77, 1257–1281. 

Nasie, M., Diamond, A. H. & Bar-Tal, D. (2016). Young children in intractable conflicts: the Israeli case. Personality and Social Psychology Review, 20(4), 365–392. 

Reifen-Tagar, M., & Cimpian, A. (2022). Political Ideology in Early Childhood: Making the Case for Studying Young Children in Political Psychology. Political Psychology43(S1), 77-105.

Turgay Öntaş, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsünden doktora derecesini almış olup halen Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesinde öğretim üyesi (Doç. Dr.) olarak görev yapmaktadır. Çalışma alanları, sosyal bilgiler eğitimi ve öğretmen yetiştirmedir.

X : @turgayontas
Instagram: @turgayontas




İki Nokta

Kitap tanıtımı, biyografi, araştırma raporu, değerlendirme ve inceleme yayınları ile bölgesel veya küresel ölçeklerde güncel ya da yapısal sorunlar.