MEHMET BÜYÜKÇORAK

Dijital Şiddetle Nasıl Baş Edebiliriz?

Dijital platformlar, şiddetin ve zorbalığın hızla yayılmasına zemin hazırlarken, bu tehlikeli eğilimler özellikle gençler arasında hızla normalleşiyor. Peki, bu durumu engellemek için eğitimden yasal düzenlemelere, aile içi iletişimden psikolojik desteğe kadar ne tür önlemler alınmalı?

E-eroin olarak da isimlendirilen dijital mecralar ideolojik ve dini uç noktaların yeni buluşma alanları olmaktadır. Bu durum şiddetin hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde yayılmasına sebebiyet vermektedir.

Dijital mecralar ve sosyal medya platformları, bireylerin anonim kalabildiği ve hızla geniş kitlelere ulaşabildiği alanlar olarak, kabul görmeyecek davranışların yayılmasını kolaylaştırmakta ve bu davranışların daha fazla insan üzerinde etkili olmasına olanak tanımaktadır. Bu davranışların ise çok sayıda toplumsal etkisi bulunmaktadır.

Toplumsal Şiddet

Toplumda şiddetin normalleşmesi ve yaygınlaşması kolektif mücadele edilmeden çözülmesi neredeyse imkansız durumlardan biridir. Son yıllarda, özellikle gençler arasında şiddet içerikli davranışların arttığı gözlemlenmektedir. Bu durum, dijital medya, sosyal çevre ve kültürel faktörlerden etkilenmektedir.

Son dönemlerde artan; incel (involuntary celibacy) gibi internet kültürleri, kadınlara yönelik şiddeti teşvik eden ideolojiler yaymaktadır. Bu gruplar, romantik ilişki kurmada zorluk çeken erkeklerin hayal kırıklıklarını kadınlara yöneltmesine ve öfkesini kadınlar üzerinden çıkartarak şiddeti romantize eden oldukça sapkın bir tutumdur.

Toplumsal şiddetin önlenmesi için, eğitim sisteminde şiddet karşıtı programların uygulanması, geleneksel ve dijital medya içeriklerinin denetlenmesi ve gençlere yönelik psikolojik destek hizmetlerinin artırılması gerekmektedir.

Kadına Şiddet Türkiye'de yapılan araştırmalar, kadınların yaklaşık yüzde 38'inin hayatlarının bir döneminde erkek şiddetine maruz kaldığını göstermektedir. Bu oran, Avrupa ve OECD ülkeleri arasında en yüksek seviyelerden birisidir

Şiddetin nesilden nesile aktarılma riski mevcuttur. Bu nedenle çocukluk döneminde şiddete tanık olan bireyler, ileriki yaşlarda benzer davranışları sergileyebilir. Bulaşıcı niteliğe sahip bu davranış örüntüsünü toplumun yasa ve ahlak kurallarıyla sıkı sıkıya koruyarak izole etmek ilk adım olmalıdır.

Şiddeti tetikleyen faktörlerin en büyük belirleyicilerinden biri de, gençler arasında yaygınlığı oldukça fazla artan pornografik içerik tüketimidir. Eskiden erkeklerin pornografik içerik tüketiminin kadınlara göre daha fazla olduğu bilinirken, günümüzde kadınlar arasında da pornografik içerik tüketimi, erkeklerle olan farkı kapatacak düzeye gelmiştir (Herbenick vd., 2020; Wright vs., 2013). Nitekim, bu durum da bilişsel boyutta kadının insan-dışılaşması ve duygusu olmayan bir maddeye dönüşmesine sebebiyet verdiği için kadına şiddeti psiko-patolojik boyutta normalleştirmektedir.

Madde Kullanımı Türkiye'de madde kullanımı, özellikle genç nüfus arasında artış göstermektedir. Yaklaşık 10 milyon kişinin madde ve davranış bağımlısı olduğu tahmin edilmektedir.

Madde kullanımı, bireylerin fiziksel ve psikolojik sağlığını olumsuz etkileyerek depresyon, anksiyete ve diğer ruhsal bozukluklara yol açabilir. Ayrıca, madde bağımlılığı aile içi şiddet, işsizlik ve artan suç oranları gibi sosyal sorunları da beraberinde getirir.

Kadına yönelik şiddet, toplumsal şiddet ve madde kullanımı, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu önemli sosyal ve psikolojik sorunlardır. Bu sorunların çözümü için, yasal düzenlemeler, eğitim programları ve psikolojik destek hizmetlerinin eşgüdümlü olarak yürütülmesi gerekmektedir.

Şiddet ve Zorbalık

Sosyal medyada zorbalık (siber zorbalık) ve şiddet içerikli davranışlar, özellikle gençler arasında yaygınlaştı. Siber zorbalık, geleneksel zorbalıktan farklı olarak, mağdurun sürekli psikolojik baskı altında kalmasına yol açar, çünkü bu tür davranışlar dijital platformlarda sürekli olarak karşılarına çıkabilir.

Mağdur, saldırganın fiziksel varlığı olmasa da, sosyal medya yorumları, mesajlar veya dijital içerikler aracılığıyla sürekli olarak psikolojik bir saldırı altında kalabilir. Bu da mağdurlarda kaygı bozukluğu, yoğun stres, spesifik takıntılar ve hatta intihara götürebilecek düşüncelerin ortaya çıkmasına sebebiyet teşkil edebilir.

Zorbalıkla mücadelede en önemli yöntemlerden biri eğitimdir. Gençlere siber zorbalığın etkileri ve sorumluluk bilincinin aşılanması, bu tür davranışların azalmasında etkili olabilir. Ayrıca, aileler ve okullar da çocukları dijital mecralarda karşılaşabilecekleri riskler konusunda bilgilendirmeli ve rehberlik sağlamalıdır.

Taciz ve Değerlere Saygısızlık

Taciz ve değerlere saygısızlık, sosyal medya platformlarında ve dijital mecralarda oldukça yaygın bir sorun haline gelmiştir. Özellikle cinsiyet temelli taciz, etnik ya da dini değerlere yönelik saldırılar ve kitlesel linç girişimleri, kullanıcıların sıkça karşılaştığı önemli problemlerdendir.

Sosyal medya platformlarında anonim hesaplar kullanılarak yapılan bu saldırılar, kurbanların özsaygısını zedeler ve uzun vadeli psikolojik etkiler yaratabilir. Nitekim, sosyal medyanın en önemli yakıtlarından olan iki unsur 1) mutsuzluk ve 2) olumsuzluk olarak sayılabilir. Bu iki unsur her ne kadar sağlıklı zihinlere zarar verici olarak gözükse de, insan beyninin evrimsel yapısından dolayı mutsuzluğu ve olumsuzluğu yayan içerikleri tüketmeye karşı savunmasızızdır.

Bu tür tacizlerle başa çıkmanın bir yolu, dijital medya okuryazarlığının artırılmasıdır. İnsanların sosyal medyada karşılaştıkları içerikleri nasıl yönetebilecekleri ve hangi yollarla yardım alabilecekleri konusunda bilinçlenmeleri, bu tür sorunlarla başa çıkmada önemli bir adımdır. Ayrıca, sosyal medya platformlarının taciz ve saygısızlık içeren içeriklere karşı daha sıkı düzenlemeler getirmesi ve bu tür davranışları tespit eden algoritmalar geliştirmesi gereklidir.

İntihar Vakaları ve Sosyal Medyanın Etkisi

Sosyal medya, özellikle gençler arasında yaygınlaşan intihar vakalarında olumsuz bir etken olarak öne çıkmaktadır. Sosyal medyada görülen intihar teşvikleri, yalnızlık duygusunu artıran içerikler ve duygusal manipülasyon, bireylerin psikolojik dayanıklılıklarını zayıflatabiliyor. Ayrıca, gençler arasında popüler olan “intihar grupları” ya da depresif içerikler, zaten duygusal olarak kırılgan olan bireylerin kendilerine zarar verme ya da intihar etme düşüncelerini tetikleyebilir.

İntiharları önlemek için en etkili yöntemlerden biri, sosyal medya platformlarının bu tür içeriklere karşı daha duyarlı bir politika izlemesidir. Özellikle intihar eğilimi gösteren bireyler için sosyal medyada yardım hatlarının görünürlüğünün artırılması ve bu tür içeriklerin hızlıca

kaldırılması gereklidir. Ayrıca, gençler ve ebeveynler arasındaki iletişimin güçlendirilmesi, olası tehlikelerin önceden fark edilmesine yardımcı olabilir.

Önlem Almak İçin Neler Yapılmalı?

Dijital Medya Eğitimi: Eğitim sistemlerine dijital medya okuryazarlığı dersleri eklenmeli ve gençlere sosyal medyada güvenli davranış alışkanlıkları kazandırılmalıdır. Bu eğitimlerde, siber zorbalık, taciz ve şiddet gibi konuların ciddiyeti vurgulanmalı ve bireylerin dijital platformlarda nasıl sorumlu kullanıcı olabilecekleri öğretilmelidir.

Aile İçi İletişim: Aileler, çocuklarıyla sosyal medyanın riskleri hakkında açık iletişim kurmalı ve olası tehlikelere karşı uyanık olmalıdır. Çocukların sosyal medya kullanımlarını takip etmek ve onlara rehberlik etmek, zorbalık veya taciz durumlarında erken müdahale imkanı sunabilir.

Yasal Düzenlemeler: Devletler ve sosyal medya platformları, zorbalık, taciz ve şiddet içerikli davranışlara karşı daha sert yasalar uygulamalı ve bu tür içerikleri üreten ya da yayan kişilere cezai yaptırımlar getirmelidir. Aynı zamanda, bu tür olayları bildirme mekanizmalarının daha kolay erişilebilir ve etkili olması sağlanmalıdır.

Psikolojik Destek ve Rehberlik: Siber zorbalık ya da tacize uğrayan bireyler için psikolojik destek hizmetleri sunulmalıdır. Online psikolojik destek hatları veya platformlar, mağdurların hızlıca yardım almasını sağlayabilir. Ayrıca, bu konuda çalışan sivil toplum kuruluşları ve devlet kurumları daha fazla desteklenmelidir.

Sonuç olarak, Türkiye'de dijital platformlar aracılığıyla şiddet, zorbalık, taciz ve intihar gibi sorunlar son dönemde artış göstermektedir. Kadına yönelik şiddet, toplumsal şiddet, madde bağımlılığı ve siber zorbalık, özellikle gençler arasında yaygınlaşmıştır. Bu sorunlarla mücadele için acilen kolektif bir çaba başlatılmalıdır. Eğitim, aile içi iletişim, yasal düzenlemeler ve psikolojik destek hizmetleri, bu mücadelede hayati öneme sahiptir. Politika yapıcıların bu hizmetlerin erişilebilirliğini desteklemesi, uzun vadeli toplumsal huzurun sağlanması açısından kritik bir rol oynamaktadır.
* Mehmet Büyükçorak, klinik psikolog olarak çalışmaktadır. https://x.com/mehmetbcorak

İki Nokta

Kitap tanıtımı, biyografi, araştırma raporu, değerlendirme ve inceleme yayınları ile bölgesel veya küresel ölçeklerde güncel ya da yapısal sorunlar.