HATİCE FERHAN ODABAŞI

Bir Bayram Hediyesi Olarak Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi

Dijital dünyanın hızla genişleyen sınırlarında çocuklar yalnızca kullanıcı değil, aynı zamanda korunması gereken en hassas gruplardan biri haline geldi. Mahremiyet, güvenlik, katılım ve hak temelli bir yaklaşım artık ertelenemez bir ihtiyaç. Bu sorumluluğun bir yansıması olarak, Enstitü Sosyal tarafından hazırlanan Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocukların dijital geleceğini koruma yolunda somut bir adım niteliği taşıyor.

İnternet ve bilişim teknolojileri, dijital yaşamın en büyük olanaklarından biri olarak ortaya çıkmış; ancak kısa sürede çocuklarımız için çeşitli riskler barındıran bir alana dönüşmüştür. Bu risklerin her biri, aynı zamanda önemli birer öğrenme fırsatı da sunmaktadır. Bu nedenle çocuklarımıza yalnızca dijital okuryazarlık kazandırmak yetmez; aynı zamanda onları dijital ortamda kendilerini koruyabilecek, güvende hissedebilecek bireyler olarak yetiştirmek de büyük önem taşımaktadır.

İnternetin sunduğu geniş olanaklardan yararlanmak isteyen çocuklarımızın, bu yeni ortamda hak ve sorumluluklarının farkında olmaları gerekmektedir. Bu noktada sadece anne babalar ve öğretmenler değil, devletler ve tüm ilgili kurumlar da çocuklara en az onlar kadar güçlü bir destek sunmalıdır.

Günümüzde çocukların dijital ortamlarda güvenliğinin sağlanması, küresel ölçekte önem kazanan bir konudur. Nitekim Avrupa Konseyi, 2022–2027 yıllarını kapsayan Çocuk Hakları Stratejisi kapsamında, dijital yaşamda çocuk haklarını özel bir öncelik alanı olarak belirlemiştir.

Çocuklar Nasıl Korunuyor?

Türkiye, 14 Eylül 1990 tarihinde Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi imzalayarak Birleşmiş Milletler’in (BM) bu alandaki kurallarına uymayı taahhüt etmiştir. Günümüzde dijital yaşamda çocuk haklarına ilişkin geliştirilen tüm uygulamalar, 1989 yılında kabul edilen bu sözleşmeye dayanmaktadır. Zamanla dijital dünyadaki çocuk haklarını incelemeye yönelen akademisyenler, bu sözleşmenin maddelerini rehber olarak benimsemiş ve yükümlülükleri üç temel başlık altında toplamıştır: koruma, kapsama ve katkı. Kapsama, çocukların dijital araç ve ortamlara erişimini sağlamayı; koruma, risklere karşı güvenliklerini temin etmeyi ve gerekli dijital becerilerle donatılmalarını, katılım ise, çocukların görüş ve seslerine dijital ortamlarda değer verilmesini ifade etmektedir.

Öte yandan, devlet kurumlarının yanı sıra birçok ülkede sivil toplum kuruluşları da çocukların dijital ortamdaki haklarını ve güvenliklerini tanımlamaya ve bu hakları güvence altına almaya yönelik önemli çalışmalar yürütmektedir. Bu çabalar sırasında hak, güvenlik ve mahremiyet kavramları çoğunlukla birbirine bağlı ve iç içe geçmiş şekilde ele alınmaktadır.

2023 yılında, Birleşik Krallık’ta iletişim süreçlerini düzenleyen Ofcom tarafından parlamentoya sunulan OSA (Çevrimiçi Güvenlik Yasası), başlangıçta yalnızca çocukları zararlı içeriklerden korumayı hedefliyordu. Ancak zamanla kapsamı genişletilerek KOSA (Çocukların Çevrim İçi Güvenliği Yasası) adıyla daha bütüncül ve kapsamlı bir yasal düzenlemeye dönüştürülmüştür.

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) ise 2022 yılında Senatörler Marsha Blackburn ve Richard Blumenthal tarafından sunulan KOSA (Çocukların Çevrim İçi Güvenliği Yasası) tasarısı, halen kamuoyunda ve yasama organlarında tartışılmaya devam etmektedir.

5Rights Vakfı ise 2018 yılında İngiltere’de kurulmuş ve günümüzde Avrupa Birliği, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri'nde faaliyetlerini sürdürmektedir. Barones Beeban Kidron tarafından kurulan bu vakıf, dijital dünyada çocukların sahip olması gereken temel hakları "beş hak" başlığı altında tanımlamıştır. Vakfın bu vizyonu şu şekildedir:

  1. Çocukların dijital ortamda ürettikleri her çalışmayı kaldırma hakları,
  2. Çocukların bilgilerini kimlerin kullandığını bilme hakları,
  3. Çocukların dijital ortamda güvenlik ve korunma hakları,
  4. Çocukların dijital ortamlarda bilgilendirici ve bilinçli kullanım desteği hakları,
  5. Dijital okuryazarlık için gerekli tüm desteği alma hakları.

2012’de bilgilendirmeleri başlayıp 2018’de resmi olarak kurulan vakfın, Birleşik Krallık’ta 2020’de gerçekleştirilen “Yaşa Uygun Tasarım Kodu” uygulaması ve 2023’te gerçekleşen “Çevrim içi Güvenlik Yasası” konularında da rehber olduğu bilinmektedir.

2025 yılı itibarıyla dünyada kabul gören tek bir düzenleme bulunmamaktadır. Brüksel, Pekin, Londra, Vaşington hatlarında değişik uygulamalar ve öneriler süregelmektedir. Kuşkusuz içinde bulunduğumuz dijital çağda tüm ülkeler gençlerin bu mecralarda ve bu araçlarla yaşadıkları sorunların hepsine şahit olmaktadırlar. Dünyada dijital yaşamın sıkıntılarına maruz kalmayan yegâne ülkeler, dijital uçurum ayrıcalığıyla baş edemeyen ya da yasakçı zihniyetlere terk edilmiş ülkelerdir.

Türkiye'de Durum Nedir?

Ülkemizde, çocukların dijital ortamda karşılaştıkları çeşitli zorlukların nedenlerine ve çözüm yollarına ilişkin birçok akademik çalışma bulunmasına rağmen, bu çalışmaların büyük çoğunluğu yerel düzeydeki yansımalara odaklanmaktadır. Türkiye gibi nüfus açısından büyük ve toplumsal çeşitliliği yüksek bir ülkede, ulusal ölçekte veri ve analizlere duyulan ihtiyaç giderek artmaktadır. Bu bağlamda, TÜİK’in 2024 yılında gerçekleştirdiği Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması, en azından çocukların bilişim teknolojilerine erişim ve kullanım alışkanlıklarını ülke genelinde ortaya koyması açısından son derece değerli bir kaynaktır.

TÜİK’in 2024 yılında yayımladığı Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması’na göre, 2021 yılında yüzde 82,7 olan çocuklarda internet kullanım oranı, 2024 itibarıyla yüzde 91,3’e yükselmiştir. Detaylı verilere bakıldığında ise çocukların interneti en az e-posta göndermek amacıyla kullandığı görülmektedir. Buna karşın, en yaygın kullanım alanları arasında internet üzerinden video izleme yüzde 83,9 ile ilk sırada yer almakta, bunu ödev yapmak, öğrenmek ve çevrim içi derslere katılmak amacıyla internete girme yüzde 75 ile takip etmektedir. Oyun oynama ve oyun indirme oranı yüzde 72,7, sosyal medya kullanımı ise yüzde 72,6 olarak belirlenmiştir.

Yine ülke çapında konunun hassasiyetine verilen önem, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Aralık 2024’te düzenlediği Dijital Dünyada Çocuk Çalıştayı ile ortaya konmuştur. Çalıştayda, hukuk, mevzuat, toplumsal farkındalık ve destek, eğitim ve güçlendirme başlıklarında üç ana çalışma grubuna odaklanılmıştır.

Çocukların dijital platformlarda karşılaştıkları riskler ve fırsatların ayrıntılı şekilde ele alındığı çalıştay sonucunda hazırlanan rapora göre, dijital dünyada çocukların bir bölümü mahremiyet ihlalleri, kişisel bilgilerin izinsiz paylaşımı, çevrim içi zorbalık ve sosyal izolasyon gibi risklerle karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle sosyal medyada yayılan şiddet içerikleri ile intiharı özendiren videoların kontrolsüz biçimde dolaşıma girmesi, çocukların psikolojik ve sosyal gelişimlerini tehdit etmektedir.

Raporda ayrıca, ebeveynler için Dijital Aile Akademisinin kurulması önerilmekte; çocukların bilinçli ebeveynlerle ve denetimli dijital platformlarda daha güvenli bir ortamda bulunmalarının sağlanması gerektiği vurgulanmaktadır.

Çocuk ve dijitalleşme ilişkisinde, bireysel, sosyal, kültürel ve coğrafi farklılıklarıyla “çocuk” merkezde yer almaktadır. Bu ilişkiden beklediğimiz ise çocuğun teknolojiyi doğru kullanarak daha nitelikli bir geleceğe erişmesidir. Dolayısıyla bizim çocukta geliştirmek istediğimiz farklılık kendisinin yararına, çevresinin yararına, toplumun yararına teknoloji kullanımını düzenlemektir.

Sıra Bizde…

Bu konuda mesafe alınabilmesi için sivil topluma, üniversitelere ve düşünce kuruluşlarına da önemli sorumluluklar düşmektedir.

Bu bağlamda, Enstitü Sosyal; ilkeleri doğrultusunda dijital yaşamda hem çocuklarımızı hem de yakın çevrelerini güçlendirecek ve kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacak gerekli çalışmaları, araştırma, tartışma, okuma ve paylaşma temelinde yürütmektedir.

Bunların bir sonucu olarak, dünyada çocuklarına bayram hediye etmiş tek ülke olan ve Cumhuriyeti’nin 100. yılını kutlamış ülkemizin çocuklarına, Enstitü Sosyal olarak bu bayramda bir Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi hediye etmeyi borç biliyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti güvencesi altında, dijital yaşamın tüm paydaşlarının bilgilendirildiği böyle bir sözleşmeyle; devletimizin önderliğinde tüm tarafları çocuklarımızın sağlığı, mutluluğu ve güvenliği için göreve çağırırız…

 

İki Nokta

Kitap tanıtımı, biyografi, araştırma raporu, değerlendirme ve inceleme yayınları ile bölgesel veya küresel ölçeklerde güncel ya da yapısal sorunlar.