Dijital Kumar Bağımlılığı Neden Yaygınlaştı?
Dijitalleşme, yaşantımızın her alanında devrim niteliğinde değişikliklere neden oldu. Eğitimden sağlığa, alışverişten iletişime kadar her şey dijital platformlara taşınırken bu dönüşümle dijitalleşmenin karanlık bir yüzü de ortaya çıktı: dijital kumar bağımlılığı.
Teknolojinin hayatımızı her alanda dönüştürdüğü bu çağda, dijital kumar bağımlılığı fark edilmesi zor ama derin bir tehdit olarak hızla yayılıyor. Toplu taşımada yolculuk yaparken yan koltuktaki birinin telefonunda hızla kayan renkli ekranlar; kafede otururken yan masadaki birinin dikkatle telefonuna odaklanışı; hatta bir esnafın müşteriyle ilgilenirken bir yandan göz ucuyla telefonuna bakışı. Tüm bunlar, dijital kumarın nasıl fark ettirmeden gündelik yaşantımıza sızdığını gösteriyor. Peki ne oldu da bu görünmez bağımlılık yaşamımızın sıradan bir parçası haline geldi?
Dijital Kumar Endüstrisi
Dijital kumarın ne denli büyük bir endüstri haline geldiğini anlamak, bu konuyu ele almak açısından kritik öneme sahiptir. Son yıllarda hızla gelişen dijital kumar sektörü, hem ekonomik büyüklüğü hem de ulaştığı kullanıcı sayısı ile dikkat çekmektedir. 2022'de 90 milyar dolar olan küresel çevrimiçi kumar pazarı, 2023'te 85,62 milyar dolara gerilese de, 2025-2032 yılları arasında yıllık %10’un üzerinde büyüme kaydederek 370 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. Bu büyüme, çevrimiçi kumar gelirlerinin düzenli şekilde artacağını göstermektedir. Kullanıcı sayısının ise 2025 yılına kadar 170 milyondan 210 milyona çıkması öngörülmektedir.
Tablo 1. 2023-2027 yılları arasında çevrimiçi kumar gelir dağılım projeksiyonu
Kaynak: https://playtoday.co/blog/stats/online-gambling-stats/
Dijital Kumar Bağımlılarının Profili
Çevrimiçi kumar oynayanların demografik profili geniş bir yaş aralığını kapsamaktadır. Birleşik Krallık’ta 2023-2024 döneminde yapılan bir ankete göre, çevrimiçi kumar oynayanların büyük bir bölümü 45-64 yaş grubuna dahildir. Türkiye’de çevrimiçi kumar oynayanlara dair ulusal düzeyde kapsamlı veriler bulunmamakla birlikte yapılan bir araştırmada kumar oynama davranışının 12 yaşına kadar düştüğü, erkeklerin bahis oynamaya daha erken yaşta başladığı ve sosyal çevrenin bu davranış üzerinde etkili olduğu görülmektedir. Ergenler arasında çevrimiçi bahis oynayanların çoğunluğu 13-15 yaşları arasında bu alışkanlığı edinirken, aile ortamının istikrarsız olması sorunlu internet kullanımını artıran faktörler arasında yer almaktadır.
Tablo 2. Birleşik Krallık’ta Çevrimiçi Kumar Oynayanların Yaş Dağılımları, 2024
Kaynak:Statista, https://www.statista.com/statistics/543361/online-gambling-participation-united-kingdom-uk/
Sosyal çevrenin ve aile ilişkilerinin, ergenlerde çevrimiçi kumar davranışlarını şekillendiren temel etkenler arasında yer alması, bu sorunun bireysel değil, toplumsal bir bağlamda ele alınması gerektiğini göstermektedir. İstikrarsız aile yapılarında büyüyen bireylerin riskli davranışlara daha açık olması, aile desteği ve sağlıklı sosyal ilişkilerin bu tür bağımlılıkların önlenmesinde ne kadar kritik bir rol oynadığına işaret etmektedir.
Aile ilişkilerinin güçlendirilmesi ve iyileştirilmesi, gençleri çevrimiçi kumar gibi riskli alışkanlıklardan korumada önemli bir unsur olmakla birlikte, sağlıklı bir aile yaşamına sahip bireyler de bağımlılık riskiyle karşı karşıya kalabilmektedir. Bu noktada, boş zamanın nasıl değerlendirildiği önemli görülmektedir.
Modern yaşamda boş zaman, bireylerin sosyal ve psikolojik gelişimleri açısından önemli bir yer tutmakta, ancak plansız geçirilen zaman dilimleri, gençleri bağımlılığa yatkın hale getirebilmektedir. Bu bağlamda yalnızca spor, sanat veya akademik programlar gibi planlanmış faaliyetlerin değil, aynı zamanda dijital platformlardan bir nebze de olsa uzaklaşarak akranlarla ve aile fertleriyle birlikte vakit geçirmek de büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda ailelerin ve eğitim kurumlarının gençlerin boş zamanlarını nasıl değerlendireceklerine yönelik rehberlik etmesi, olumlu alışkanlıkların geliştirilmesine katkı sağlayarak çevrimiçi kumar bağımlılığı riskini azaltmada önemli bir koruyucu faktör olacaktır.
Dijital Kumarın Çekiciliği: Erişilebilirlik ve Algoritma
Dijital kumarın bu denli hızlı yayılmasının çeşitli sebepleri bulunmaktadır. Öncelikle, erişilebilirlik önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Dijital teknolojilerin yaygınlaşmasıyla erişilebilirlik modern yaşamın merkezine yerleşmiştir. Saskia Sassen, dijitalleşme ve küresel ağların bireylerin gündelik yaşamına etkilerini ele alırken teknolojinin fiziksel ve zamansal sınırlamaları ortadan kaldırarak her an her yerde erişim imkânı sunduğunu vurgulamaktadır. Ancak bu erişim kolaylığı yalnızca avantajlar sunmamakta, aynı zamanda bağımlılık gibi yeni risklere de kapı aralamaktadır. Dijital kumar, erişilebilirliğin bu çift yönlü etkisinin çarpıcı bir örneğini oluşturmaktadır. Akıllı telefona ve internet bağlantısına sahip olan herkes günün her saatinde – işte, evde, sokakta, toplu taşımada ya da özel aracında – kumar oynayabilmektedir.
Dijital kumar platformlarında kullanılan grafikler, ödüller ve kullanıcılara gönderilen teşvik edici mesajlar, bireylerin daha fazla zaman ve para harcamasına neden olmakta, kumarı bırakma sürecinde olan kişilerin ise tekrar bu girdabın içine çekmektedir. Platformlar, algoritmalar aracılığıyla kullanıcı davranışlarını analiz ederek onları oyunda tutacak stratejiler geliştirmektedir. Örneğin, ilk kazançların genellikle kullanıcıları cesaretlendirmek için tasarlanmış bir aldatmaca olduğu bilinmektedir. Ancak kayıpların birikmesi durumunda bireyler çoğunlukla kayıplarını telafi etme amacıyla daha fazla oynamaya yönelmektedir. Bu algoritmalar, küçük kazançlarla kişileri motive ederken kayıplarını telafi etme umudu yaratarak daha fazla zaman ve para harcamalarına sebep olmaktadır.
Yasal olup olmamasına bakılmaksızın, dijital kumar platformlarının kullanıcıları bilinçli şekilde bağımlılığa sürükleyen stratejiler geliştirmesi, bu endüstrinin etik açıdan sorgulanmasını zorunlu kılmaktadır. Algoritmalar aracılığıyla kullanıcı davranışlarını analiz eden bu platformlar, ekonomik çıkarlar uğruna etik sınırları göz ardı ederek bağımlılığı teşvik etmektedir.
Pandeminin Dijital Kumar Bağımlılığına Etkisi
Pandemi süreci, dijital kumar bağımlılığının artışında kritik bir dönüm noktası olmuştur. Dışarı çıkma yasakları, sosyal izolasyon ve ekonomik belirsizlikler, bireyleri dijital platformlara yönlendirmiştir. İş kayıpları ve finansal kaygılar, hızlı kazanç vaat eden online kumara ilgiyi artırırken, kredi kartıyla yapılan harcamaların soyutluğu kayıpların fark edilmesini zorlaştırmış, finansal risk algısını zayıflatmıştır.
Kumar bağımlılığına yatkın bireyler açısından uzun süreli boş vakitler ve artan stres, dijital kumarı bir kaçış mekanizması haline getirmiştir. Bununla birlikte, pandemi öncesinde kumar oynama pratiğine sahip olmayan birçok birey de bu süreçte dijital kumarla tanışmıştır. Çevrimiçi spor bahis uygulamaları ve web sitelerinin kullanıcı sayısı bu dönemde dikkat çekici bir hızla artmıştır. 2019 yılında 60,3 milyon olan kullanıcı sayısı kısa süre içinde 127,8 milyona ulaşmış olup, 2025 itibarıyla bu rakamın 156,9 milyona çıkması öngörülmektedir. Benzer şekilde, çevrimiçi casino platformları da bu yükselişten payını almış, 2019’dan itibaren %62’lik bir artış göstererek 94,1 milyon kullanıcıya ulaşmış ve bu sayının 2025’te 112 milyonu bulması beklenmektedir.
Sosyal Medyanın Dijital Kumar Bağımlılığını Teşvik Edici Rolü
Dijital kumarın yayılmasında sosyal medyanın rolü belirgin bir şekilde gözlemlenmektedir. Twitch, YouTube, Instagram ve Kick gibi platformlar, kumarın geniş ve genç kitlelere ulaşmasını sağlayan etkili araçlar haline gelmiştir. Özellikle popüler yayıncılar, yatırdıkları miktarın katbekat fazlasını kazandıkları içerikler üreterek kumarı bir gösteri unsuru olarak sunmaktadır. Bu platformlar, yalnızca kumar içerikleri ile sınırlı kalmamakta, aynı zamanda doğrudan ya da dolaylı olarak yoğun kumar reklamlarının yapıldığı mecralara dönüşmüştür.
Yayıncıların sergilediği lüks yaşam tarzı, izleyiciler üzerinde güçlü bir etki yaratarak onları kumara yöneltmektedir. Tıpkı reklamlarda idealize edilen hayatların tüketim alışkanlıklarını şekillendirmesi gibi, dijital platformlarda yayıncılar tarafından sunulan gösterişli yaşamlar da bireyleri benzer bir statüye ulaşma arzusuyla kumara teşvik etmektedir. Bu bağlamda, Berger’in Görme Biçimleri eserinde ele aldığı temsil meselesi önem kazanmaktadır; yayıncılar yalnızca kumarı değil, aynı zamanda belirli bir yaşam tarzını pazarlamakta ve bu süreci, bireylerin algısını yönlendiren bir temsil biçimi olarak inşa etmektedir. Ancak, sunulan bu gösterişli hayat kurgusu, gerçekte var olmayan ve yalnızca ekran aracılığıyla inşa edilen bir yanılsamadan ibarettir.
Toplumsal Sonuçlar ve Etkileri
Dijital kumar bağımlılığı, fiziksel belirtiler göstermediği için tespiti zor bir bağımlılık türüdür. Birey dışarıdan olağan bir yaşam sürdürüyormuş gibi görünse de zihinsel olarak sürekli kumara odaklanır. Alkol veya madde bağımlılığında olduğu gibi gözle görülür fiziksel değişimler yaşanmadığından, bağımlılık genellikle bireyin kontrol edilemez borçları, bozulan sosyal ilişkileri veya yerine getiremediği sorumlulukları sonucunda fark edilir. Bu durum, bireyin yalnızlığını derinleştirirken ekonomik kayıplara ve aile içi çatışmalara yol açarak hem ekonomik hem de sosyal sermayesinin ciddi biçimde erozyona uğramasına neden olmaktadır.
Dijital kumar bağımlılığı, aile içi ilişkileri olumsuz etkileyerek eşler ve ebeveynler arasındaki güveni zedelemekte, bu durum boşanmalara ve aile bütünlüğünün bozulmasına yol açabilmektedir. Özellikle çocuklar, ebeveynlerinden birinin ya da her ikisinin bağımlılığından doğrudan etkilenmekte; bu durum, onların duygusal ve psikolojik gelişimini sekteye uğratarak ilerleyen yaşlarda bağımlılığa yatkınlık riskini artırmaktadır. Dolayısıyla aile içi dinamikler, bağımlılığın oluşumunda kritik bir rol oynamakta; ebeveyn ilgisizliği, aşırı otoriter tutumlar veya babanın fiziksel ya da duygusal yokluğu, çocukların riskli davranışlar geliştirme olasılığını artırmaktadır. Bu bağlamda, dijital kumar bağımlılığı yalnızca bireysel bir sorun olmaktan çıkıp nesiller arası aktarılan bir risk faktörüne dönüşmektedir. Makro düzeyde değerlendirildiğinde ise bağımlılığın iş gücü kaybı, ekonomik verimlilikte azalma ve toplumsal dayanışmada zayıflama gibi geniş çaplı sosyal ve ekonomik toplumsal sorunlar yarattığı görülmektedir.
Günümüzde dijital kumar bağımlılığı, bireysel bir sorun olmaktan çıkıp toplumsal bir krize dönüşmüştür. Bu sorunun yaygınlaşma dinamiklerini anlamadan etkili çözümler geliştirmek mümkün değildir.
Dijital kumarın yarattığı sosyal, psikolojik ve ekonomik tahribatın önüne geçmek için ailelerden eğitim kurumlarına, yasal düzenleyicilerden dijital platformlara kadar tüm paydaşların ortak sorumluluk alması gerekmektedir. Ancak bu şekilde, dijital kumar bağımlılığına karşı kalıcı ve etkili bir mücadele yürütülebilir.