
Dijitalliğin Yönü Ne? Sözlü, Yazılı ve Dijital Kültür Arasındaki İlişki, Geçmişten Günümüze: Sözlü Geleneklerden Dijital Medyaya
Bu makale, sözlü kültür, okuryazarlık ve dijital çağ arasındaki ilişkileri kapsamlı bir tarihsel sosyoloji çerçevesinde incelemektedir. Rebecca Jean Emigh, bu üç iletişim biçiminin birbiriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu tartışırken, özellikle dijitalleşmenin bu süreçte nasıl bir dönüşüm yarattığını ele almaktadır. Makalede, sözlü kültür (orality) ve yazılı kültür (literacy) ile ilgili dört ana teorik pozisyon özetlenmektedir: okuryazarlığın üstün olduğunu savunan görüş, sözlü kültürün daha üstün olduğunu iddia eden görüş, bu iki biçimin birbirinin yerine geçebilir olduğunu öne süren görüş ve zamanla birbirlerini dönüştürdüklerini ifade eden görüş. Ayrıca, dijital medyanın bu teorilere nasıl uyum sağladığı ve Batı-merkezci modernite söylemleriyle nasıl ilişkilendirildiği de detaylandırılmaktadır. Makale, bu tartışmaları postkolonyal teori ve karşılaştırmalı tarihsel sosyoloji ışığında yeniden değerlendirerek dijital medyanın geçmiş ve gelecekteki rolünü sorgulamaktadır.
AMAÇ
Bu makale, sözlü, yazılı ve dijital kültürler arasındaki ilişkileri inceleyerek, dijital medyanın bu gelenekler üzerindeki etkilerini anlamayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda dijitalleşmenin, geçmişten gelen iletişim biçimlerini nasıl dönüştürdüğünü ve bu dönüşümün toplumsal hafıza ve bilgi aktarımı üzerindeki önemini vurgulamayı hedeflemektedir.
YÖNTEM
Bu makale amaca uygun olarak sözlü, yazılı ve dijital kültürlerin tarihsel gelişimlerini ve aralarındaki ilişkileri analiz etmek amacıyla nitel araştırma yöntemlerine dayanmaktadır.
Veri Toplama
Veri toplama sürecinde, üç ana kültürel biçim olan sözlü, yazılı ve dijital medyadan kapsamlı örnekler incelenmiştir. İlk olarak, sözlü kültürü temsil eden halk hikâyeleri, efsaneler ve şiirler gibi geleneksel anlatılar farklı coğrafyalardan seçilmiştir. Bu anlatılar, yazıya geçirilmeden önce topluluklar içinde nasıl aktarıldığına dair örneklerle birlikte ele alınmıştır. İkinci olarak, yazılı kültüre ait kaynaklar, edebi eserler, tarihi belgeler ve akademik metinler üzerinden değerlendirilmiştir. Bu metinler, kültürel bilginin yazıya dökülme sürecinde nasıl sabit hâle getirildiğini anlamak amacıyla incelenmiştir. Son olarak, dijital kültürü yansıtan veriler, sosyal medya platformları, blog yazıları, çevrim içi forumlar ve dijital içeriklerden toplanmıştır. Bu aşamada, dijital platformlarda bilginin nasıl üretildiği, paylaşıldığı ve dönüştürüldüğü üzerine yoğunlaşılmıştır. Ayrıca, dijital medyada yer alan sözlü ve yazılı unsurların bir araya geldiği örnekler de veri setine dahil edilmiştir. Veri analizi aşamasında, bu üç kültürel biçim üzerindeki veriler incelenerek, her birinin bilgi aktarımında oynadığı rol ve birbirleriyle etkileşimleri araştırılmıştır.
TEMEL BULGULAR
Araştırmacıların temel bulgularına göre, dijitalleşme hem sözlü hem de yazılı kültürler üzerinde derin ve karmaşık bir dönüşüm yaratmıştır. Bu bulgular dört temel başlık altında toplanmaktadır:
- Dijitalleşme, sözlü kültürlerin yeniden dirilişine olanak sağlamıştır: Geleneksel sözlü anlatımlar, dijital platformlar aracılığıyla küresel bir izleyici kitlesine ulaşarak yalnızca yerel topluluklarla sınırlı kalmamış, geniş çapta yayılabilir hâle gelmiştir. YouTube, podcastler ve sosyal medya platformları, geçmişte sınırlı erişimi olan sözlü geleneklerin yeniden canlanmasına ve farklı kültürel bağlamlarda yeni yaşam bulmasına imkân tanımıştır. Dijital araçlar, sözlü kültürlerin dinamik yapısını korurken, bu anlatımları kayıt altına alma ve kalıcı hâle getirme fırsatı da sunmaktadır.
- Yazılı kültür, dijital ortamda yeni biçimlere evrilmiştir: Dijitalleşmenin getirdiği hız ve anlık tüketim alışkanlıkları, geleneksel uzun biçimli yazılı anlatıların yerini daha kısa, hızlı tüketilebilir formlara bırakmasına neden olmuştur. Bloglar, mikrobloglar (örneğin X), anlık mesajlaşma uygulamaları ve kısa dijital içerikler, yazının dijital çağdaki dönüşümünü gözler önüne sermektedir. Bu dönüşüm, yazılı kültürün hızla tüketilen ve paylaşılan formlarını yaratırken, aynı zamanda yazının otorite ve kalıcılık özelliklerini de dönüştürmektedir.
- Dijital medya, sözlü ve yazılı kültürlerin iç içe geçmesine olanak tanımıştır: Dijital platformlar hem sözlü hem de yazılı anlatıların bir araya geldiği hibrit kültürlerin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Videolar, podcastler ve yazılı içeriklerin bir arada yer aldığı bu melez ortamlar, anlatıların çok yönlü ve çok katmanlı hâle gelmesini sağlamaktadır. Örneğin, bir podcast programı hem konuşmaya dayalı bir anlatım sunarken, aynı zamanda yazılı özetler ve yorumlar ile desteklenerek yazılı kültürle de etkileşimde bulunur. Bu hibrit yapı, kültürel aktarımın daha fazla insan tarafından erişilebilir olmasını sağlarken, anlatım biçimlerinin sınırlarını da genişletmektedir.
- Dijitalleşme, bilgiye erişim ve paylaşımı demokratikleştirmiştir: Dijital medyanın sunduğu olanaklar sayesinde, bilgi aktarımı geleneksel elitist ve merkezî yapılardan çıkarak, daha geniş ve farklı toplumsal kesimlere ulaşmıştır. Bilgiye erişim yalnızca belirli sınıflar ve uzmanlar ile sınırlı kalmamış, toplumun her kesimi bilgiye katkıda bulunma ve onu yayma fırsatına sahip olmuştur. Bu durum, dijital kültürün sosyoekonomik ve kültürel sınırları aşan, daha kapsayıcı bir yapıya sahip olmasını sağlamış; aynı zamanda kültürel çeşitliliğin korunmasına ve yaygınlaştırılmasına da katkıda bulunmuştur.
SONUÇ
Bu çalışmanın sonuçları, dijitalleşmenin sözlü ve yazılı kültürler üzerindeki etkisinin derin ve karmaşık olduğunu göstermektedir. Dijital medya, sözlü anlatım biçimlerinin yeniden canlanmasına ve geniş kitlelere ulaşmasına imkân tanırken, aynı zamanda yazılı kültürü de dönüştürerek yeni iletişim formları yaratmıştır. Çalışma, dijital araçların bilgiye erişimini kolaylaştırarak kültürel paylaşımı daha geniş kitlelere yaydığını ve bu sürecin toplumsal bilgi aktarımını demokratikleştirdiğini vurgulamaktadır. Sözlü ve yazılı kültürlerin dijitalleşme süreciyle iç içe geçmesi, kültürel mirasın korunması ve yeni nesillere aktarılması açısından önemli bir potansiyel taşımaktadır. Sonuç olarak, dijitalleşmenin sunduğu fırsatlar değerlendirildiğinde hem kültürel çeşitliliğin korunması hem de bilgiye erişimin artması için dijital platformların etkin bir şekilde kullanılmasının kaçınılmaz olduğu sonucuna varılmaktadır.
KAYNAK
Emigh, R. J. (2024). Whither digitality? The relationship between orality, literacy, and digitality, past and present: From spoken traditions to digital media. Annual Review of Sociology, 50, 715–736. https://doi.org/10.1146/annurev-soc-033022-035644