
Ailelere, Çocukların Okulda Öğrenmesine ve Başarıya Ulaşmasına Yardımcı Olacak 10 İlke
Aileler çocukların öğrenme süreçleri ve okul başarılarında oldukça kritik bir rol oynamaktadır. Bu rapor, Amerikan Psikoloji Derneğinin (APA) çocukların okulda öğrenim ve başarılarını desteklemek için ailelere yönelik önerdiği 10 psikolojik ilkeyi içermektedir. Rapor, her bir prensiple birlikte çocukların öğrenme süreçlerine katkıda bulunabilecek yöntemleri, ailelerin oynayabileceği rolleri ve bu süreçte kullanılabilecek stratejileri kapsamlı bir şekilde açıklamaktadır.
Temel Bulgular
- İlke: Çocuklar zekâlarının gelişebileceğine inandıklarında daha iyi öğrenirler.
Çocukların zekâya dair kabulleri, onların öğrenmeleri üzerinde önemli etkilere sahiptir. Zekâlarının çaba ve farklı stratejilerle geliştirilebileceği fikrini benimsemeleri, öğrenme süreçlerini olumlu etkiler. Çaba/öğrenme ile zekânın ve becerilerin gelişebileceğine inanan çocuklar, daha zorlu görevler için çabalamaya dair istekli olmaktadır. Bu ilke doğrultusunda aileler:
- Çocuklarına başarının ya da başarısızlıkların onların yeteneklerinden ziyade çabaları ile ilişkili olduğunu hissettirmeli,
- Çocuklarının karşılaştıkları bir problemi çözme sürecinde onları cesaretlendirmeli ve çabalarına yönelik yapıcı geri bildirimler vermeli,
- Başarısızlıkların öğrenme sürecinin kıymetli bir parçası olduğunu kabul etmeli ve çocuklarına da açıklamalı,
- Çocuklarının başarısız olma korkusu ile denemekten uzak durduğu zamanları fark ederek destek olmalıdırlar.
- İlke: Çocukların ön bilgileri öğrenmelerini şekillendirir.
Çocukların öğrenme sürecinde önceki bilgi ve deneyimleri önemli bir etki yaratır. Çocuklar yeni bilgileri, sahip oldukları bu ön bilgi ve deneyimlerle ilişkilendirerek öğrenirler. Ancak bazı durumlarda bu ön bilgiler, öğrenmeyi zorlaştırıcı bir hâl alabilir. Yanlış bilgiyi yenisi ile değiştirmek, yeni bir bilgiyi öğrenmekten daha zor bir süreç olabilir. Bu ilke doğrultusunda aileler:
- Önceki bilgilerini paylaşmaları noktasında çocuklarını cesaretlendirmeli, bir konuyla ilgili bilgi vermeden o konuda ne bildiklerini sormalı,
- Yeni bir bilgi öğrenirken önceki bilgileriyle bağlantı kurması noktasında çocuklarına destek olmalı,
- Eğer çocuklarının bir konuda yanlış öğrenmeleri olduğunu fark ederlerse, zaman vererek bu bilgi üzerinde konuşmalı ve doğrusunu öğrenmesine yardımcı olmalıdır.
- İlke: Çocukların öğrenmeleri ev, okul ve toplum olmak üzere birçok farklı bağlamda gerçekleşir.
Çocuklar sadece okulda değil, evde ve toplum içinde de öğrenir. Ailelerin, öğretmenlerle iş birliği yaparak çocuklarına çeşitli öğrenme ortamları sunması önerilmektedir.
- İlke: Çocukların yaratıcılık becerileri geliştirilebilir.
Çocuklar ilgilendikleri alanlarda çalışma imkânı bulduklarında ve yaptıkları işe bir anlam yüklediklerinde yaratıcılık becerileri gelişme eğilimindedir. Aynı zamanda çocukların karşılaştıkları durumlara yaratıcı çözümler geliştirebilmeleri için “yargılanmadıkları” bir ortamın oluşturulması kıymetlidir. Bu ilke doğrultusunda aileler:
- Çocuklarının özgün fikirlerine açık olmalı, anlayışlı bir şekilde karşılamalı,
- Bir sorunla karşılaştıklarında onlar için hemen çözüm üretmek yerine, var olan bilgi ve becerilerini kullanarak sorunu çözmeye çalışmaları için cesaretlendirmeli,
- Çocukların çözüm önerisi geliştirebileceği belli problem durumları ile karşılaşmalarına alan sağlamalı,
- Çocukların yeni fikirler üretmeleri gereken zamanlarla, net bir cevap oluşturmaları gereken zamanları ayırt edebilmelerine yardımcı olmalıdır.
- İlke: Çocuklar bir şeyi ilginç ve önemli gördüklerinde daha kolay öğrenirler.
Çocuklar, ilgi çekici ve anlamlı buldukları aktivitelerde daha başarılı olurlar. Aileler, çocukların ilgi alanlarını desteklemeli ve yaptıkları faaliyetlerin önemini açıklamalıdır.
- İlke: Çocuklar ne yapacakları konusunda net beklentilere sahip olduklarında daha iyi performans gösterirler.
Çocuklar, açıkça ifade edilmiş ve yaşlarına uygun beklentilerle daha iyi yönlendirilir. Ailelerin çocuklarından birçok farklı beklentisi olabilir; ancak bu beklentileri nasıl ifade ettikleri, çocuklarından aldıkları karşılığı belirleyen önemli bir faktördür. Bu ilke kapsamında aileler:
- Beklentilerini çocukların yaşlarına uygun bir dille, net bir şekilde ifade etmeli,
- Beklentilerini çocuklarının mevcut becerileri ile ilişkilendirerek, mevcutta yaptıklarının ulaşılabilir bir adım ötesinde tutmalı,
- Beklentilerini oluştururken çocukları ile etkileşimde olmalı,
- Bir beklentiyi ifade ettikten sonra onun için gerçekçi ve ulaşılabilir bir zaman planlaması yapmalı,
- İşler beklendiği gibi gitmediğinde sorunun nereden kaynaklandığı anlamaya çalışmalı ve tüm süreçte çocuklarına gelişimlerine dair geri bildirim sunmalıdır.
- İlke: Çocuklar hedef belirlediklerinde daha iyi performans gösterirler.
Çocuklar, kısa vadeli, spesifik ve ulaşılabilir hedefler belirlediklerinde daha iyi performans gösterebilirler. Nasıl hedef belirlemeleri gerektiği ile ilgili ebeveyn rehberliği önemlidir. Aileler bu ilke kapsamında:
- Özellikle okulun ilk yıllarında kısa vadeli, spesifik ve ulaşılabilir hedefler koymaları için çocuklarına destek olmaları,
- Çocukların kısa vadeli hedeflerini gerçekleştirmeleri için onlara rehberlik ederek, bu kısa vadeli hedefleri onlar için anlamlı uzun vadeli hedeflerle ilişkilendirmelidir.
- İlke: Çocuklar, çevrelerindeki insanlarla olan ilişkilerinden etkilenirler.
Çocukların, öğretmenleri, akranları ve topluluk üyeleriyle olan ilişkileri öğrenme ve duygusal gelişimlerinde önemli bir rol oynar. Aileler bu ilke kapsamında:
- Çocuklarının öğretmenleri ile olumlu ilişkiler kurmalı,
- Çocuklarının öğretmenleriyle yaşadıkları anlaşmazlıklarda taraf haline gelmemeli,
- Çocuklarını iyi örnekler sunduğunu düşündükleri ortamlarda daha çok bulunmaları için teşvik etmelidir.
- Çocuklarının arkadaşlık ilişkilerinde ve sosyal medyada geçirdikleri zaman ve bu etkileşimlerdeki hisleriyle konuşmalıdır.
- İlke: Çocuklar ve ergenler zorlu durumlarda duygularını ve davranışlarını düzenlemeyi öğrenebilirler.
Bebekken duygu düzenlemede ebeveynlerin rolü büyükken, zamanla çocukların kendi duygularını ve davranışlarını düzenleyebilme becerileri gelişir. Bu noktada ebeveyn rehberliği kritik bir role sahiptir. Bu ilke kapsamında ebeveynler:
- Zorlayıcı bir durum öncesinde duygu düzenlemeye dair becerileri (nefes teknikleri, uzaklaşma, harekete geçmeden durma vb.) inşa etmeli,
- Çocuklarının aldıkları kararların kısa ve uzun vadeli etkilerini fark etmelerine yardımcı olmalı,
- Çocukların zorlayıcı durumlarda kendilerini ifade becerilerini geliştirecek şekilde duygu ifadelerini kullanmalı,
- Diğerlerinin duygularını anlama ve empati noktasında çocuklarını cesaretlendirmeli,
- Duygu düzenlemeye dair bir örnek olduklarını hatırlamalıdır.
- İlke: Okulların çocukları nasıl değerlendirdiğini bilmek, ailelerin çocuklarının öğrenmelerini desteklemelerine yardımcı olabilir.
Okullardaki değerlendirme süreçlerini anlamak, ailelerin çocuklarının eğitimine daha bilinçli bir şekilde katkıda bulunmalarını sağlar. Bu ilke kapsamında aileler:
- Çocuklarının öğrenecekleri konuların kapsamına dair bilgi sahibi olmalı,
- Yapılan toplantılarda notların ötesinde çocuklarının çoklu gelişimine ve öğrenmelerini nasıl destekleyebileceğine dair bilgi almalı,
- İhtiyaç duyduğu alanlarda çocuklarını destekleyebilecek aktiviteler konusunda bilgi almalıdır.
Sonuç
Bu rapor, ailelerin çocuklarının akademik ve sosyal başarılarına nasıl katkıda bulunabileceği konusunda bir rehber olmayı hedeflemektedir. Çocukların öğrenmelerini ve okul başarılarını desteklemeye dönük psikoloji temelli bu on ilke, ebeveynlere çocuklarının öğrenme süreçleri hakkında bilgi vermeyi hedeflemektedir. Bunun yanında her ailenin kendine has dinamikleri, her çocuğun biricikliği düşünüldüğünde buradaki önerilerin bağlama uygunluğu göz önünde bulundurulmalıdır.
Kaynak
American Psychology Association. (Ağustos, 2024). Top 10 principles from psychology for families to help children learn and succeed in school. https://www.apa.org/education-career/k12/top-ten-principles-families adresinden erişildi.