Zorbalığa Tanık Olan Öğrencilerde Mağduru Savunma Davranışlarını Geliştirmeye Yönelik İki Yeni Strateji: Boylamsal ve Deneysel Bir Çalışma
Okullarda zorbalık, yalnızca zorba ve mağdur arasındaki bir mesele değil, tanık olan öğrencilerin tepkileriyle şekillenen toplumsal bir süreçtir. Zorbalık olaylarına tanık olan öğrenciler, verdikleri tepkilerle bu sürecin güçlenmesinde veya durdurulmasında belirleyici olabilmektedir. Araştırmalar, tanıkların önemli bir kısmının mağduru savunmaya yönelik olumlu tutumlara sahip olduğunu, ancak bu tutumların büyük ölçüde eyleme dönüşmediğini göstermektedir. Bu durum, inanç ve davranış arasındaki boşluğun okul zorbalığıyla mücadelede önemli bir engel olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, tanık öğrencilerde yalnızca farkındalığı artırmak değil, gerçek davranış değişikliğini destekleyecek stratejilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu araştırmada, tanıkların mağduru savunmalarını teşvik etmek amacıyla sosyal psikoloji temelli iki strateji geliştirilmiş; deneysel ve boylamsal bir araştırma ile test edilmiştir: “inanç- davranış tutarsızlığını fark ettirme” (İDTF, İng. induced hypocrisy) ve “niyetin eyleme geçirilmesi” (NEG, İng. implementation
intention).
AMAÇ
Bu araştırmanın amacı, okulda zorbalığa tanıklık eden öğrencilerin “mağduru savunma davranışları”nı teşvik etmeye yönelik iki yeni sosyal psikoloji temelli stratejinin etkililiğini incelemektir. Bu stratejiler inanç-davranış tutarsızlığını fark ettirme ve niyetin eyleme geçirilmesi yaklaşımlarını içermektedir. Araştırma, bu stratejilerin öğrencilerin mağduru savunmaları gerektiğine dair inançlarını gerçek davranışlara dönüştürüp dönüştürmediğini test etmeyi amaçlamıştır.
YÖNTEM
Bu araştırma, okulda zorbalığa tanık olan öğrencilerdeki mağduru savunma davranışlarının sosyal psikoloji temelli müdahale yöntemleriyle artıp artmadığını ölçme amacıyla deneysel ve boylamsal bir tasarımla yürütülmüştür. 7. ve 8. sınıf öğrencileri üç gruba rastgele atanmıştır: inanç-davranış tutarsızlığını fark ettirme müdahalesi grubu, niyetin eyleme geçirilmesi müdahalesi grubu ve kontrol grubu. Bu araştırma deseninin amacı, iki stratejinin mağduru savunma davranışlarını artırmadaki etkisini karşılaştırmak ve stratejilerin etkisinin uzun dönemde sürüp sürmediğini kontrol etmektir.
- Katılımcılar:
Araştırmaya Fransa’nın Normandiya bölgesinde yer alan bir ortaokuldan toplam 118 öğrenci katılmıştır. Ancak analizlere 101 öğrenci (yaş ortalaması = 12,7, SD
= 0,77; %52,5’i erkek, %47,5’i kız; %50,5’i 8. sınıf, %49,5’i 7. sınıf) dâhil edilmiştir. Katılımcılar sosyoekonomik olarak dezavantajlı bir bölgedeki okuldan seçilmiştir. Her sınıf farklı bir müdahaleye atanmış, aynı sınıf içerisindeki bütün öğrenciler aynı deneysel koşula atanarak grup temelli bir müdahale gerçekleştirilmiştir.
- Müdahale Grupları:
Katılımcı öğrenciler, üç gruptan birine rastgele atanmıştır: inanç-davranış
tutarsızlığını fark ettirme müdahalesi grubu, niyetin eyleme geçirilmesi müdahalesi grubu ve kontrol grubu.
- İnanç-Davranış Tutarsızlığını Fark Ettirme Müdahalesi Grubu: Bu gruptaki öğrenciler (n = 39; üç sınıf) önce 4-5 kişilik gruplara ayrılmıştır.
İlk aşamada, okul zorbalığının neden yanlış ve kabul edilemez olduğuna dair değer temelli argümanlar üretmeleri istenmiştir. Grup çalışmasının tercih edilme nedeni, öğrencilerin sahip oldukları inançlarla (tutumlarıyla) sergiledikleri davranışlar arasındaki tutarsızlığı fark etmelerini sağlamak ve birbirlerinden etkilenerek daha güçlü bir ortak tutum geliştirmelerine olanak tanımaktır. Ardından, öğrenciler, geçmişte zorbalığa tanıklıkedip pasif kaldıkları durumları hatırlamaya yönelik bireysel ve anonim olarak bir anket doldurmuştur. Bu iki aşamalı süreç, öğrencilerin zorbalığa yönelik inançları (tutumları) ile geçmişteki davranışları arasındaki farkı anlamalarını sağlayarak, mağduru savunma davranışını güçlendirmeyi amaçlamıştır. - Niyetin Eyleme Geçirilmesi Müdahalesi Grubu: Bu gruptaki
öğrenciler (n = 36; üç sınıf) için müdahale, niyetin eyleme geçirilmesi stratejisine dayalı olarak tasarlanmıştır. İlk olarak öğrencilerle yapılan grup tartışmasında, okul zorbalığına ilişkin “yaygın durumlar”, tanıkların mağduru savunmasını engelleyen “olası bariyerler” ve bu durumlarda verilebilecek “uygun tepkiler” birlikte belirlenmiştir. Daha sonra, öğrencilerden bireysel olarak karşılarına çıkabilecek olası zorbalık senaryolarına dair kendi eylem planlarını yazmaları istenmiştir. Bu yöntem, öğrencilerin zorbalığa tanıklık ettikleri anda önceden planladıkları savunma tepkilerini daha kolay hayata geçirmelerini sağlamayı amaçlamıştır. - Kontrol Grubu: Bu gruptaki öğrenciler (n = 26; iki sınıf) hiçbir müdahaleye maruz kalmamıştır. Diğer gruplarda yapılan müdahalelerin etkinliğini tespit etmek amacıyla, kontrol grubundaki öğrencilerin davranışları deney gruplarındaki
öğrencilerin davranışlarıyla karşılaştırılmıştır.
- Davranış Ölçümleri:
İlk ölçüm müdahaleden hemen sonra yapılmış, ikinci ölçüm ise üç ay sonra gerçekleştirilmiştir.
- Planlanan Savunma Davranışı (Niyeti): Müdahale sonrasında, kurgulanan zorbalık senaryoları üzerinden öğrencilerin savunma eğilimleri değerlendirilmiştir. Öğrencilerden her senaryo için dört olası tepki arasından seçim yapmaları istenmiştir: zorbalığa yardımcı olma, zorbalığı onaylama, pasif kalma ya da mağduru savunma. Öğrencilerin verdikleri savunma yanıtlarının toplamı, senaryo sayısına bölünerek 0 (savunma niyeti yok) ile 1 (güçlü savunma niyeti) arasında değişen bir savunma niyeti puanı hesaplanmıştır. Bu yöntem, öğrencilerin zorbalık karşısındaki planlanmış tepkilerini nicel olarak değerlendirmeyi amaçlamıştır.
- Gerçek Savunma Davranışları: Üç ay sonra, öğrencilerin bu süreçte gözlemledikleri zorbalık durumlarına verdikleri tepkiler (zorbaya yardımcı olma, onaylama, pasif kalma veya savunma) raporlanmıştır. Son olarak, öğrencilerin geçmişte verdikleri savunma tepkilerinin toplamı, tanık oldukları zorbalık durumlarının toplamına bölünerek bir savunma davranışı puanı hesaplanmıştır. Bu puan, öğrencilerin gerçek savunma davranışlarının düzeyini nicel olarak yansıtmaktadır.
TEMEL BULGULAR
Araştırmanın bulguları, öğrencilerin hem inanç-davranış tutarsızlığını fark
etmelerini hem de niyetlerini eyleme dönüştürmelerini teşvik eden stratejilerin, kısa vadede mağduru savunma niyetlerini anlamlı biçimde artırdığını ortaya koymuştur. Ancak üç ay sonraki ölçümlerde, bu etkinin yalnızca inanç- davranış tutarsızlığını fark ettirme müdahalesi uygulanan grupta daha kalıcı ve güçlü olduğu görülmüştür.
- Sosyal Psikoloji Stratejilerinin Zorbalığa Tanık Olanların Davranışlarına Etkisi
- İnanç-davranış tutarsızlığını fark ettirme (İDTF) stratejisi, öğrencilerin sahip oldukları tutumlar ile geçmişteki pasif davranışları arasındaki çelişkiyi fark ettirerek davranış değişimini tetiklemiştir.
- Niyetin eyleme geçirilmesi (NEG) stratejisi ise öğrencilerin zorbalık durumlarında nasıl tepki vereceklerine dair önceden plan yapmalarını sağlayarak niyetin davranışa dönüşmesini kolaylaştırmıştır.
- Müdahalelerin Savunma Niyeti Üzerindeki Etkisi (Kısa Vadeli Etki)
- - Hem İDTF hem de NEG stratejileri, öğrencilerin mağduru savunma niyetini
anlamlı biçimde artırmıştır. - - Müdahaleye katılan öğrencilerin savunma niyeti puanları, kontrol grubuna kıyasla anlamlı derecede daha yüksek bulunmuştur (İDTF: %60,7, NEG:%61,6, kontrol: %37,2).
- İki müdahale grubu arasında kısa vadede anlamlı bir fark saptanmamıştır.
- Savunma Davranışındaki Uzun Vadeli Etki (Üç Ay Sonra)
- Üç ay sonraki ölçümlerde her iki müdahalenin de mağduru savunma davranışlarını artırdığı görülmüştür.
- Ancak İDTF stratejisinin etkisi, NEG stratejisine kıyasla daha güçlü olmuştur (İDTF: %50,3, NEG: %33,3, kontrol: %14,4).
- NEG stratejisinin etkisi uzun vadede azalmıştır. Bunun sebebi öğrencilerin yalnızca yarısının (%52,55) başlangıçta mağduru savunmaya yönelik bir niyet taşımasıdır.
- Mağduru Savunmaya Yönelik Bir Tutuma Sahip Olmanın Etkisi
- NEG stratejisinin ancak önceden güçlü bir savunma niyetine sahip öğrencilerde etkili olduğu, bu nedenle geniş öğrenci grubunda etkisinin zamanla azaldığı anlaşılmıştır.
- İDTF stratejisinin öğrencilerin mağduru savunma niyetini güçlendirerek, öğrencilerde eyleme geçme eğilimini beslediği ve uzun vadede daha etkili ve kalıcı sonuçlar doğurduğu görülmüştür.
SONUÇ
Bu çalışma, okullarda zorbalık karşısında çoğunlukla pasif kalan tanıkları, aktif bir şekilde mağduru savunma davranışına yönlendirmeyi hedefleyen, kısa süreli, düşük maliyetli ve uygulanabilir iki stratejinin etkilerini ortaya koymuştur. Bulgular, iki stratejinin de (tanıkların inanç ve davranışları arasındaki tutarsızlığı fark etmelerini sağlama ve savunma niyetlerini eyleme dönüştürme stratejileri) öğrencilerin mağduru savunma niyetini kısa vadede anlamlı bir biçimde artırdığını göstermiştir. Bununla birlikte, yalnızca inanç-davranış tutarsızlığını fark ettirme stratejisi, bu etkiyi uzun vadede kalıcı hâle getirmiştir. Niyetin eyleme geçirilmesi stratejisinin etkisinin sınırlı kalmasının temel nedeni, öğrencilerin ancak bir kısmının güçlü bir savunma niyetine sahip olması, diğer yarısının ise buna yönelik başlangıçta daha düşük düzeyde bir motivasyonunun (niyetinin) bulunmasıdır. Bu bulgu, tanıkların mağduru savunmaya yönelik güçlü bir niyete ya da motivasyona sahip olmalarının önemini ortaya koymaktadır.
Buna karşılık, inanç davranış tutarsızlığını fark ettirme stratejisi daha geniş bir öğrenci kitlesine etki edebilmiş ve öğrencilerin savunma davranışına geçmelerini daha güçlü biçimde teşvik etmiştir. Bu strateji, öğrencilerin mağduru savunmaya yönelik niyetlerini fark ettirmesi bakımından, inancın eyleme dönüştürülmesindeki ilk ve kritik adımı oluşturmaktadır. Mağduru savunmayayönelik davranışlarda, öncelikle bu farkındalığa yönelik bir psikolojik zeminin oluşmasının önemini göstermektedir. Bu bulgular, mevcut zorbalık karşıtı programlara bu tür psikososyal temelli kısa müdahalelerin entegre edilmesinin, yalnızca farkındalığı artırmakla
kalmayıp davranış değişikliğini de destekleyebileceğini göstermektedir. Ayrıca, iki stratejinin birleştirilerek hem savunma niyetini güçlendiren hem de bu niyeti eyleme dönüştüren bütüncül bir yaklaşımın geliştirilmesi, gelecekteki çalışmalar için önemli bir araştırma alanı olarak öne çıkmaktadır.
Kaynak: Mauduy, M., Bagneux, V., & Sénémeaud, C. (2023). Fostering victim-defending behaviors among
school bullying witnesses: A longitudinal and experimental test of two new strategies for changing behavior.
Social Psychology of Education, 26(1), 263-274. https://doi.org/10.1007/s11218-022-09745-z