Carnegie Mellon Profesörlerinden ChatGPT ile Eğitimde Yeni Yaklaşım
ChatGPT’nin bir buçuk yıl önce ortaya çıkması, birçok profesörü öğrencilerinin yazılı ödevlerini yapma yerine bu aracı kullanabileceği endişesine sevk etti. Ancak Carnegie Mellon Üniversitesi’nden İngilizce profesörleri Suguru Ishizaki ve David Kaufer, bu yeni teknolojiyi öğrencilerin yazma becerilerini geliştirmek için bir fırsat olarak değerlendirdi.
Ishizaki ve Kaufer, yapay zekâ araçlarının öğrenciler tarafından kötüye kullanılabileceği endişesine rağmen, bu araçları öğrencilerin fikirlerini ödevlerine daha fazla dahil etmelerine yardımcı olacak şekilde kullanmayı amaçladılar. Bu yaklaşıma “kısıtlı üretken AI” adını verdiler ve myScribe adlı bir prototip yazılım geliştirdiler. Bu yazılım, bu dönem üniversitedeki 10 derste pilot olarak uygulanıyor.
Yeni aracın anahtar özelliklerinden biri olan “Notlardan Metne” işlevi, öğrencilerin yazdığı dağınık düşünceleri cümlelere veya taslak paragraflara dönüştürebiliyor. Araç, öğrencinin notlarından başka bir kaynağa başvurmadan çalışarak, öğrencilerin kendi fikirlerini geliştirmelerine yardımcı oluyor. Profesörler, yapay zekâ araçlarının eğitimde sorumlu bir şekilde kullanılmasını savunarak, bu teknolojinin yazma eğitiminde nasıl ilerleyeceğine dair bir vizyon sunuyorlar.
Carnegie Mellon Tasarım Okulu’ndan Doçent Stacie Rohrbach, meslektaşlarının yarattığı araçlarda büyük bir potansiyel görüyor ve öğrencilerin ChatGPT’yi yanlış kullandıklarını belirterek, bu tür kısıtlı yaklaşımlara ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Eğitim danışmanı John Warner ise, yapay zekâ araçlarının denetim gerektirdiğini ve notları metne dönüştürmenin önemli bir insan yazma süreci olduğunu savunuyor.
Ishizaki ve Kaufer, yapay zekânın yazma eğitiminde nasıl sorumlu bir şekilde kullanılabileceği konusunda çalışmalarına devam ediyor ve bu teknolojinin gelecekte eğitimde önemli bir rol oynayacağını düşünüyorlar.