İlkokul Türkçe Ders Kitaplarında Söz Varlığı Görünümü

İlkokul Türkçe Ders Kitaplarında Söz Varlığı Görünümü

Giriş

Söz varlığı, dilde bulunan tüm kelime ve ifadeleri kapsayan bir kavramdır ve bireyin herhangi bir yaş döneminde sahip olduğu dil birikimini ifade eder. Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde söz varlığı, “bir dildeki sözlerin bütünü, söz hazinesi, sözcük hazinesi, kelime hazinesi, kelime kadrosu ve vokabüler” şeklinde tanımlanır. Bireyin söz varlığı, en yoğun şekilde okul döneminde gelişir. Çocuklar, okuma ve yazmayı öğrendikten sonra günlük yaşamlarında kullanacakları kelimelerin büyük bir kısmını ilkokul sürecinde edinirler.

Söz varlığı, ilkokul seviyesinde dil becerilerinin gelişmesinde hayati bir öneme sahiptir. Dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerileri söz varlığını temele alır. Dilin düşünmeyi mümkün kılan yegâne vasıta olduğu göz önünde bulundurulduğunda söz varlığı ne kadar zenginse düşünce de o kadar zenginleşir. Nörobiyolojik bakımdan beyindeki düşünme alanının genişliği ve derinliği, sahip olunan söz varlığı ile doğru orantılıdır.

Öğrencilerin sadece günlük hayatta aktif olarak kullandığı sözcüklere bakarak söz varlığını ölçmek mümkün müdür? Öğrencilerin konuşurken veya yazarken hiç kullanmadığı ama duyduğunda veya okuduğunda anlamlandırabildiği her sözcük, onun gerçek söz varlığını oluşturur. Alan yazınında yapılan çalışmalarda söz varlığının iki boyutuna dikkat çekilir. Bu bağlamda iki tür söz varlığından söz edilir:

1. Etkin veya aktif söz varlığı

2. Edilgin veya pasif söz varlığı

 

Etkin veya aktif söz varlığı, insanların günlük hayatta kullandığı; edilgin veya pasif söz varlığı ise kişinin anlamını bildiği ama sık kullanmadığı sözcüklerden oluşmaktadır (Güleryüz, 2002, s. 13). Buradan hareketle bireyin ana dilini öğrenirken anlama becerisi için pasif söz varlığını; anlatma becerisi için ise aktif söz varlığını kullandığını söylemek mümkündür. Aktif söz varlığındaki kelimeler, günlük konuşmalarda gereken temel kelimelerdir. Edilgin veya pasif söz varlığında yer alan kelimelere ise daha çok yazı dilinde, edebî metinlerde rastlanır. Bilimsel çalışmalarda öğrencilerin etkin veya aktif söz varlığından ziyade edilgin veya pasif söz varlığını geliştirmesinin önemi vurgulanır. Çeşitli yöntemlerle kelimelere maruz kalarak edindiği pasif söz varlığı, öğrencinin alt yapısını güçlendirir ve ileride karşısına çıkabilecek karmaşık metinleri anlaması için ona kolaylık sağlar. Bunun için öğrencilere okuduklarını daha iyi anlamaları ve kendilerini sözlü ve yazılı olarak daha iyi ifade etmeleri için yeni kelimelerin bağlamları ve kavram alanlarıyla birlikte etkili yöntemlerle öğretilmesine ihtiyaç vardır. 

Öğrencilerin kendilerini iyi ifade edebilmeleri, sosyal ve akademik başarının odak noktasıdır. Erken dönemde güçlü bir söz varlığı oluşturmak, öğrencilerin özgüvenlerini ve akademik başarılarını artırmaya yardımcı olur. Okuma, anlama, dinleme ve yazma becerilerinin temelinde güçlü söz varlığının önemi büyüktür. Öğretmenlerin ve ebeveynlerin bakış açıları, söz varlığını geliştirme konusuna nasıl yaklaştıkları, öğrencilerdeki söz varlığı gelişimini etkileyen iki ana faktördür.

Çocukların evde ve okulda güçlü bir söz varlığı kazanması; konuşmalarda ve metinlerde çok ve çeşitli kelimelerle karşılaşması, farklı bağlamlarda bu kelimelere tekrar tekrar maruz kalmasıyla mümkündür. Konuşma dili, okuma ve yazmanın temelini oluşturur. Duyduğu ve konuştuğu dildeki kelimelerin çeşitliliği; öğrencilerin söz varlığını, dil becerilerini, okuma ve yazma anlayışlarını geliştirmek için büyük bir öneme sahiptir.

Öğrenciler; okuma yoluyla kültürel, duygusal, entelektüel, sosyal ve ruhsal olarak gelişme imkânı elde ederler. Edebiyat, özellikle nitelikli çocuk edebiyatı, bu gelişimde önemli bir rol oynar. Okuma ayrıca öğrencilerin hem bilgi edinmelerini hem de bildiklerini geliştirmelerini sağlar. Akıcı ve etkili bir şekilde okumayı öğrenemeyen öğrenciler, derslerde zorlandıkları gibi sosyal ilişkilerde de başarılı olamaz ve toplumsal hayatın gereklerini yerine getirmekte güçlük yaşarlar.

Öğrencilerin söz varlığını geliştirmeleri, öğrenme süreçlerinin anahtarıdır. Bu nedenle öğrenme süreçleri, öğrencilerin mevcut bilgileri üzerine kasıtlı bir inşa süreci takip ederek söz varlığını aktif bir şekilde geliştirmeyi hedeflemelidir. Her ne kadar öğrencilerin yaşadıkları çevre ve sosyal temasları söz varlıklarını geliştirmede yardımcı bir rol oynasa da öğretim süreçlerinde kullanılan metinlerin etkisi çok daha fazladır. Öğrenciler, kelime dağarcığını sistematik bir şekilde geliştirmeye ilk olarak ders kitapları aracılığıyla başlarlar. 

Her sınıf düzeyinde hedef kelimelerin belirlenmesi, söz varlığını geliştirme bakımından bir başka önemli konudur. Söz varlığını geliştirmede öğrencilere hangi kelimelerin öğretileceği ve bunların anlam ve kullanım özelliklerinin ne kadarının kazandırılacağı meselesi hem öğretim programlarında hem de ders kitaplarında belirli bir açıklıkta olmalıdır. Söz varlığının sistematik bir şekilde geliştirilmesi konusunda hedef kelimelerin sıklık sözlüklerinden veya sınıf düzeylerine göre hazırlanmış kelime listelerinden seçilmesi büyük önem arz eder. Bu düşüncenin bir yansıması olarak ülkemizde kelime öğretiminde kelime listelerinin önemli bir ihtiyaç olduğu sıklıkla dile getirilmektedir (Tağa ve Öztürk, 2020, s. 233). Bununla birlikte yeni sözcük öğretilirken kullanılabilecek stratejiler, Karadağ (2019) tarafından üç başlık altında toplanmıştır:

 1. Bilinmeyen bir sözcük ile karşılaşıldığında sözcük anlamını çözmek için kullanılan stratejiler

 • Sözcük içinde bulunduğu bağlama başvurma.

• Sözcüğü başka ifade, cümle ve metin bağlamında arama.

• Şekil bilgisi farkındalığını kullanma.

• Tahmin etme.

• Sözlük kullanma.

 

2. Sözcük anlamını kesinleştirmek ve sözcük hazinesini derinleştirmek için kullanılan stratejiler

• Bağlam üretme.

• Metinler arası okuma.

• Sözcük defteri/sözlük oluşturma.

• Kavram haritası oluşturma.

 

3. Yeni sözcük ve kavram öğrenmek için kullanılacak stratejiler

• Dil farkındalığı kazanma.

• İletişime açık olma.

• Dinleme ve okuma alışkanlığı kazanma.

 

Dijital çağda bu stratejileri destekleyecek birçok farklı yöntem ve uygulama söz konusudur. İletişim araçlarının hayatın bütün alanlarında yaygın olarak kullanılmaya başlaması okuryazarlığın mahiyetini de değiştirmiştir. Bu bakımdan okulda verilen başta okuma yazma eğitimi, söz varlığını geliştirmeye dönük sınırlı materyallere bağlı dil eğitimi, yeterlilik ve etkililik bakımından tartışma konusu hâline gelmiştir. Öğrencilerin dil becerileri ve söz varlıkları bakımından gelişimlerini değerlendirmek için sadece ders kitaplarına bakmak kendi başına yeterli olmayacaktır. Günümüz dünyasında informal ya da sosyal öğrenme biçimlerinin formal öğrenme biçimlerinden çok daha fazla etkili ve kalıcı olduğu göz önüne alındığında çok yakın gelecekte ders kitaplarının daha temelden sorgulanacağı açıktır.

Türkçe söz varlığı bakımından zengin bir dildir. Buna rağmen öğrencilerin yaş ve eğitim düzeylerine göre söz varlığı yetkinliklerini artıramadıkları, sınırlı bir sözcük dağarcığı ile kendilerini ifade ettikleri ortadadır (Ağca, 2001; Demir, 2006). Türkiye özelinde ders kitaplarının öğretmen ve öğrenciler bakımından itibarı, sosyo-ekonomik farklılıklar, ders kitaplarının hazırlanmasında gözetilen kriterlerdeki bazı esneklikler ya da açıklar, ülke bazında dil eğitimi ve söz varlığını geliştirme bakımından eş güdümü zaman zaman imkânsız kılmaktadır.

Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanıp 14 Ekim 2021’de Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği ve Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 2022 yılında yayınladığı Taslak Ders Kitabı ve Eğitim Araçları ile Bunlara Ait Elektronik İçeriklerin İncelenmesinde Değerlendirmeye Esas Olacak Kriterler ve Açıklamaları başlıklı belgeyle ders kitaplarının hazırlanması hususundaki bazı muhal durumlar netleştirilmeye çalışılmış ve bazı kriterler ortaya konulmuştur.

Ders kitaplarının hazırlık ve değerlendirme süreçlerine ilişkin esasları içeren yönerge ve sözü edilen belgede söz varlığı ve dil becerileri bağlamında ders kitaplarındaki anlatımın herhangi bir tartışmaya yol açmadan tek bir yargıyı net bir şekilde ifade etmesi; anlatımın gereksiz söz sanatları ve karmaşık sözcük öbeklerinden uzak, sade ve anlaşılır olması gerektiği vurgulanmıştır. Metinlerde ve açıklayıcı ifadelerde gereksiz sözcüklerin, eş anlamlı ifadelerin ve sözcük tekrarlarının kullanılmaması gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca metin içinde akıcılığı bozacak uzun ve karmaşık cümlelerden kaçınılması, okumayı zorlaştırmayan bir dil tercih edilmesi tavsiye edilmiştir. Bu metinlerde ayrıca kitapların içeriğinin sınıf seviyesine uygun olarak hazırlanmasına ve söz varlığını geliştirmeye yönelik bir dil kullanılmasına dikkat çekilmiştir (MEB, 2021; TTKB, 2022). Yönetmelikte ve belgede sınıf seviyelerine göre somut kriterlerden, söz varlığını geliştirmeye yönelik sözcük listelerinden veya söz varlığını geliştirecek kapsamlı ve bağlayıcı stratejilerden bahsedilmemesi yayınevlerine kitap hazırlama konusunda görece bir özgürlük sağlamış, bu durum bazı sorun alanları doğurmuştur. Yayınevlerinin ders kitabı hazırlarken söz varlığı açısından zengin ve özgün metinler üretmek ya da seçmek yerine herhangi bir yerde yayımlanmış metinleri niteliğine fazla dikkat etmeksizin doğrudan alıntılama konusunda serbest bırakılması, ders kitaplarında nitelik kaybına yol açmaktadır.

Ders kitaplarına girecek metinlerin içerik değeri, yaş düzeyine uygunluğu, söz varlığı gelişimine katkısı, muhayyileyi geliştirici gücü ve edebî niteliği konusunda son yıllarda bir irtifa kaybı yaşanmaktadır. Rastgele metin ve görsel seçimi, tasarımdaki özensizlikler ders kitabının itibarını ve güvenilirliğini düşürmektedir. Bu temel problemler penceresinden bakıldığında özellikle ilkokul Türkçe ders kitaplarının söz varlığını zenginleştirmeye yönelik etkinlikler ve kullanılan teknikler bakımından yeterliliğinin muhasebesi önem arz etmektedir. Hazırlanan bu raporda her sınıf düzeyinde Türkçe ders kitaplarında yer alan söz varlığı etkinlikleri ve teknikleri özlü bir şekilde analiz edilmiş, kitaplarda kullanılan tekniklerin çeşitliliği, etkinlik sayıları ve bu etkinliklerin kazanımlara uygunluğu değerlendirilmiştir. Ayrıca alanda çalışan araştırmacıların ortaya koyduğu bazı sayısal verilere dikkat çekilmiştir.

 

Bulgular ve Tartışma

2.1. İlkokul Türkçe Ders Kitaplarında Söz Varlığı

2.1.1. Ders Kitaplarında Kullanılan Söz Varlığı Geliştirme Stratejileri

2024-2025 eğitim öğretim yılında Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğretim Programı ilkokulda 1. sınıflarda uygulamaya alınmıştır. 2, 3 ve 4. sınıflarda ise önceki öğretim programına uygun olarak hazırlanan ders kitapları okutulmaya devam etmektedir. Bir kıyaslama imkânı vermesi bakımından hâlihazırda okutulan ders kitaplarının söz varlığını geliştirme bakımından içerdiği kazanımlar, takip ettiği yöntemler ve etkinlikler incelenmiştir. Buna göre;

 1. Sınıf

Kazanımlar ve Etkinlikler: 2024-2025 eğitim öğretim yılına kadar okutulan 1. sınıf Türkçe ders kitabında söz varlığını zenginleştirmeye yönelik 3 farklı kazanım için 35 etkinlik bulunmaktadır.

Kullanılan Teknikler: En fazla tercih edilen teknikler görsellerden yararlanma, cümlede kullanma, boşluk doldurma ve eşleştirme alıştırmalarıdır.

2. Sınıf

Kazanımlar ve Etkinlikler: 2. sınıf Türkçe ders kitabında 10 farklı kazanım için 67 etkinlik tespit edilmiştir.

Kullanılan Teknikler: Görsellerden hareketle kelime tahmini, eş anlam ve zıt anlam çalışmaları gibi teknikler öne çıkmaktadır. Ayrıca sözlük kullanma ve kelime defteri teknikleri bu sınıf düzeyinde kullanılmaktadır.

3. Sınıf

Kazanımlar ve Etkinlikler: 3. sınıf Türkçe ders kitabında 11 farklı kazanım için 76 etkinlik bulunmaktadır.

Kullanılan Teknikler: Kelime defteri, görsellerden hareketle tahmin etme, anlam özelliklerinden yararlanma gibi teknikler yoğun olarak kullanılmaktadır. Kitapta ayrıca 77 maddelik bir sözlük de yer almaktadır.

4. Sınıf

Kazanımlar ve Etkinlikler: 4. sınıf Türkçe ders kitabında 16 farklı kazanım için 74 etkinlik bulunmaktadır.

Kullanılan Teknikler: En fazla kullanılan teknikler arasında cümlede kullanma, tahmin etme ve kelime defteri öne çıkmaktadır. Bu sınıfta kelimelerin gerçek, mecaz ve terim anlamları ile kullanılması üzerine odaklanılmıştır.

İlkokul Türkçe ders kitaplarında kazanımlar ile etkinlikler arasında genel olarak bir uyum bulunmaktadır. Her sınıf düzeyinde kazanımlara uygun tekniklerin seçildiği ve etkinliklerin bu doğrultuda tasarlandığı görülmektedir. Buna karşın etkinliklerin doğrudan sonuca odaklı olması, sarmal öğrenme biçimlerine kapalı olması öğrencilerin merak duygularını geliştirmemekte ve etkinliğin verimini azaltmaktadır.

İncelenen ders kitaplarında 23 özgün sözcük öğretimi tekniğinin kullanıldığı tespit edilmiştir. Anlam özelliklerinden yararlanma, cümlede kullanma, kelime defteri tutma, tahmin etme ve sözlük kullanma en çok tercih edilen tekniklerdir. Sayıca fazla gibi görünse de sonuçları son derece öngörülebilir bu tekniklerin uygulama metotları bakımından hayatın doğal akışı içindeki öngörülemez durumlar ve insan zihninin tabii çalışma şekline uygunluk bakımından yeterli olmadığı görülmektedir. Ders kitaplarında öğrencilerin zihinsel gelişim düzeyleri ve dil becerileri göz önünde bulundurulmuş ancak somut işlemler dönemi varsa

yımı sebebiyle fazlaca ve basit tekrarlar yapılmış ve günümüz dünyasının gerçeklerine uyumlu dinamik yöntemler geliştirilememiştir.

 

2.1.2. Sınıf Düzeylerine Göre İlkokul Türkçe Ders Kitaplarında Söz Varlığı Durumu

İlkokul Türkçe ders kitaplarındaki söz varlığı bağlamında ilgili alan yazınında Kübra Aslan ve Yaşar Bay (2023) tarafından bazı sayısal veriler ortaya konulmuştur. Bu veriler ışığında görüleceği üzere farklı yayınevlerinin hazırladığı kitaplar söz varlığı bakımından hem nicelik hem de nitelik açısından farklılıklar arz etmektedir. Bu durum, Türkçe gibi temel bir ders kitabı için bazı tutarsızlıklara işaret etmektedir. Farklı yayınevleri tarafından hazırlanan 1-4. sınıf Türkçe ders kitaplarında yer alan toplam sözcük sayısı1, özgün sözcük sayısı2  ve sözcük özgünlük skoru3  gibi veriler aşağıdaki tabloda açıklanan bu parametreler doğrultusunda grafiklerde gösterilmiştir:

Grafik 1: Sınıf düzeylerine göre ders kitaplarındaki sözcük sayısı (Aslan ve Bay, 2023).

Grafikte görüleceği üzere sınıf seviyesi arttıkça toplam sözcük sayısında bir artış gözlenmektedir. Ancak bu artış eğrisi, uluslararası standartlarla karşılaştırıldığında yeterli görünmemektedir. Bu durum, öğrencilerin dil becerilerinin yeterince desteklenmediğine işaret etmektedir.

 

Grafik 2: Sınıf düzeylerine göre ders kitaplarındaki özgün sözcük sayısı (Aslan ve Bay, 2023).

 

Grafik, özgün sözcük sayısındaki artışı göstermektedir. İlkokul sürecinde çeşitliliğin artması olumlu bir gelişmedir ancak bu artış oranı daha fazla desteklenebilir. Bu sonuçlardan hareketle ders kitaplarındaki sözcük çeşitlilik skoru aşağıdaki grafikte gösterilmiştir:Grafik 3: Sınıf düzeylerine göre ders kitaplarındaki sözcük çeşitlilik skoru.

 

Grafiklerdeki verilerden anlaşılacağı üzere hazırlanan ders kitaplarında söz varlığı açısından yeterlilik ve tutarlılık problemi söz konusudur. Ayrıca sınıf seviyesi arttıkça söz varlığında beklenen artış ivmesi ideal düzeyde değildir. Örneğin İngiltere’de 1. sınıfta öğretilmesi gereken sözcük sayısı 500-1000 kelime iken bu sonraki sınıflarda katlanarak devam etmektedir (The national curriculum in England, 2013). Türkiye’de ise artış ivmesi yetersiz görünmektedir. Bu farkın bir kısmı bu iki dilin gramer yapısından kaynaklansa da ders kitaplarının hazırlanış süreçlerinde söz varlığının artırılmasına odaklı bir yaklaşımın ıskalandığı görülmektedir. 

Yapılan diğer çalışmalarda da tespit edildiği üzere ilkokul Türkçe ders kitaplarındaki metinlerde yer alan sözcükler ile Türkçe Sıklık Sözlüğü’ndeki (Aksan vd., 2017) en sık kullanılan 1000 sözcük karşılaştırıldığında incelenen ders kitaplarındaki metinlerde Türkçede en sık kullanılan 1000 sözcüğe yaklaşık %70 oranında yer verildiği sonucuna ulaşılmıştır (Kan, M. O. ve Karadavut, Z. 2021, s. 1607).

 

2.1.3.   Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde Söz Varlığına İlişkin Yaklaşımlar ve Ders Kitaplarına Yansımaları

2024 yılı içerisinde hazırlanan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli İlkokul Türkçe Öğretim Programı’nda kavramsal kavramsal beceriler, alan becerileri, sosyal-duygusal öğrenme becerileri ile eğilimler, değerler ve okuryazarlıklar bir bütün olarak ele alınmaya çalışılmıştır. Öğrencilerin çok yönlü gelişimini etkili bir şekilde desteklemek amaçlanmıştır. Temel dil becerileriyle (okuma, yazma, konuşma, dinleme) model içinde yer alan diğer beceriler, eğilimler, değerler ve okuryazarlık becerileri harmanlanmıştır. Bu bağlamda ilkokul Türkçe dersi öğretim programı söz varlığını geliştirme anlamında önemli hedefler ortaya koymaktadır. 

Program, öğrencilerin söz varlığını genişletmek amacıyla okuma, dinleme, konuşma ve yazma becerileri bağlamında metin çeşitliliğinı artırmayı, bağlam içi kelime öğrenimini, dinleyerek kelime öğrenmeyi, tematik tartışma ortamları oluşturmayı, kelime oyunlarını geliştirmeyi, yaratıcı yazarlık uygulamalarını temel almaktadır. Programda ders kitaplarında yer alacak metin türlerine ilişkin olarak aşağıdaki tablo yer almaktadır:

Tablo 1. Sınıf Düzeylerine Göre Kullanılabilecek Metin Türleri (MEB, 2024).

 

Tabloda belirtildiği üzere geleneksel ve güncel birçok metin türünün Türkçe ders kitaplarında bulunması öngörülmektedir. Broşür, e-posta, sosyal medya mesajları, karikatür, çizgi roman gibi metin türlerinin formal eğitim süreçlerine dâhil edilmesi yerinde bir karar olmakla beraber ders kitaplarında yer alacak bu türden metinlerin niteliği üzerinde hassasiyetle durulmalıdır. Dört temel dil becerisini dikkate alarak öğrencinin dikkatine sunulacak bu türden metinlerin çok anlamlılık bağlamında öğrencinin söz varlığını ve düşünce becerilerini geliştirmesi beklenmektedir.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne uygun olarak Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan 1. sınıf Türkçe ders kitapları daha çok okuma yazma öğretimine odaklandığından söz varlığı bakımından kapsamlı bir değerlendirme yapmak zordur. Bu sınırlılık çerçevesinde 2024-2025 eğitim öğretim yılında ilkokul 1. sınıfta Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkçe Okuma Yazma 1, Türkçe Okuma Yazma 2; Türkçe 1 ve Türkçe 2 ders kitapları incelememize konu olmuştur. Sözü geçen ders kitapları, okuma yazma öğretimine ek olarak söz varlığı açısından öğrencilerin okuma ve dinleme becerilerini çeşitli temalar bağlamında geliştirmeye odaklıdır. “Duygularını Tanıma”, “Millî Kültürümüz”, “Sağlık ve Çevre”, “Geleneksel Çocuk Oyunları”, “Çocuk Dünyası”, “Erdemler” gibi temalar içinde günlük hayatta sıkça kullanılan kelimelerin ders kitabında yer aldığı görülür.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğretim Programı’na uygun olarak hazırlanan ilkokul 1. sınıf Türkçe ders kitaplarındaki söz varlığı durumu; toplam sözcük sayısı, özgün sözcük sayısı ve sözcük çeşitlilik skoru bakımından tespit edilmiş ve aşağıdaki grafiklerde gösterilmiştir:

Grafik 4: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğretim Programı’na uygun olarak hazırlanan ilkokul Türkçe ders kitaplarında toplam sözcük ve özgün sözcük sayısı.

Türkçe Okuma Yazma 1 kitabında toplam sözcük sayısı 4731, özgün sözcük sayısı 1237; Türkçe Okuma Yazma 2 kitabında toplam sözcük sayısı 4671, özgün sözcük sayısı 1146; Türkçe 1 kitabında toplam sözcük sayısı 5295, özgün sözcük sayısı 2511; Türkçe 2 kitabında toplam sözcük sayısı 6150, özgün sözcük sayısı 2846; tüm kitaplarda ise toplam sözcük sayısı 20847, özgün sözcük sayısı 4785 olarak tespit edilmiştir. 

Grafik 5: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğretim Programı’na uygun olarak hazırlanan ilkokul Türkçe ders kitaplarında sözcük çeşitlilik skoru.

 

Sözcük çeşitlilik skoru, kitaplarda kullanılan farklı kelimelerin oranını göstermektedir. Buna göre Türkçe Okuma Yazma 1 kitabında sözcük çeşitlilik skoru 0,26; Türkçe Okuma Yazma 2 kitabında 0,25; Türkçe 1 kitabında 0,47; Türkçe 2 kitabında 0,46; tüm kitaplarda ise 0,23 olarak belirlenmiştir. İlkokul Türkçe dersinde okuma yazma öğretiminde kullanılan kitapların sözcük çeşitlilik skorunun daha düşük olması, temel okuma ve yazma becerilerine odaklanıldığını ve kelime tekrarının bilinçli bir strateji olarak kullanıldığını düşündürmektedir. Diğer yandan toplam sözcük sayısı arttıkça özgün sözcük sayısında da bir artış gözlemlenmekte, bu da öğrencilerin karşılaştıkları kelime hazinesinin genişlediğini göstermektedir. Yapılan analize göre Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli İlkokul 1. sınıf Türkçe ders kitaplarında en sık kullanılan kelimeler ve frekans değerleri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:

Tablo 2: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğretim Programı’na uygun olarak hazırlanan 1. sınıf Türkçe ders kitaplarında en sık kullanılan kelimeler ve frekans değerleri.

 

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğretim Programı’na uygun olarak hazırlanan 1. sınıf Türkçe ders kitaplarında toplam sözcük sayısı ve özgün sözcük sayısında belirli bir artış gözlemlenmiştir. Yeni program kapsamında hazırlanan Türkçe Okuma Yazma 1, Türkçe Okuma Yazma 2, Türkçe 1 ve Türkçe 2 kitaplarında toplam sözcük sayısının 20.847, özgün sözcük sayısının ise 4.785 olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçlar açısından önceki dönemde okutulan ders kitaplarına kıyasla bir iyileşme söz konusudur. Ancak sözcük çeşitlilik skoru (Type-Token Ratio-TTR) açısından bakıldığında, yeni kitapların 0,23 ila 0,47 arasında değişen değerler sunduğu görülmektedir. Bu skor, kelime çeşitliliğinin belirli bir ölçüde artış gösterdiğini ancak hâlâ uluslararası standartlara tam olarak ulaşmadığını ortaya koymaktadır.

Yeni öğretim programında ders kitaplarında bulunması öngörülen metin türlerinde bazı yenilikler yapılmıştır. Broşür, e-posta, sosyal medya mesajları, karikatür ve çizgi roman gibi modern metin türleri müfredata dâhil edilmiştir. Önceki ders kitapları daha çok geleneksel metinlere odaklanırken yeni modelde öğrencilerin günlük hayatta karşılaşabileceği zenginleştirilmiş dijital ve görsel okuma materyalleri de yer almaktadır. Bu değişikliklerin etkisi; 2, 3 ve 4. sınıf için hazırlanacak ders kitaplarında ve uygulamalarda kendini daha belirgin olarak gösterecektir.

Eski öğretim programına uygun olarak hazırlanan ders kitaplarında kullanılan yöntemler genellikle görsellerden yararlanma, cümlede kullanma, boşluk doldurma ve eşleştirme gibi geleneksel kelime öğretme tekniklerine dayanmaktaydı. Yeni programda ise bağlam içinde kelime öğrenimi, dinleyerek kelime kazanımı, yaratıcı yazarlık ve tematik tartışmalar gibi daha çeşitli tekniklerin teşvik edildiği görülmektedir. Bununla birlikte uygulamada bu etkinliklerin öğrencilerin merak duygusunu artırmaya yönelik olup olmadığı hazırlanan 1. sınıf Türkçe ders kitaplarındaki duruma bakıldığında hâlâ tartışmalıdır.

Yeni müfredatta bağlam içi kelime öğrenme stratejilerine daha fazla yer verildiği görülmektedir. Özellikle sözlük kullanma, kelime defteri oluşturma, kelime oyunları ve farklı metin türleri üzerinden kelime öğrenme gibi yöntemler ön plana çıkarılmıştır. Önceki ders kitaplarında daha fazla tekrar yöntemi kullanılarak kelimelerin ezberletilmesine yönelik bir yaklaşım benimsenirken yeni programda öğrencinin keşfederek öğrenmesi teşvik edilmektedir.

Eski öğretim programına göre hazırlanmış ders kitaplarında öğrencilerin sınırlı bir kelime havuzuna maruz kaldığı ve bu kelimelerin tekrar oranının yüksek olduğu görülmekteydi. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğretim Programı’na uygun olarak hazırlanan ders kitaplarında nicel olarak daha fazla kelimenin kullanıldığı ancak kelimelerin bağlam içinde çeşitlendirilmesi konusunda eksikliklerin devam ettiği anlaşılmaktadır. Yeni modelin kelime çeşitliliğini artırma konusunda olumlu bir adım attığı ancak kelimelerin farklı anlamlarını keşfetme, mecaz kullanımlara aşinalık kazandırma ve çoklu bağlam içinde sunma konusunda geliştirilmesi gerektiği görülmektedir. Bu bağlamda ders kitaplarında benimsenecek söz varlığını geliştirme stratejilerinin öğrencilerin merak duygusunu uyandırması, derinlemesine kelime bilgisi kazandırması ve eleştirel düşünmeyi desteklemesi beklenir.

Bu veriler ışığında söylenebilir ki önceki dönemlerde hazırlanan ders kitaplarına nispeten toplam kelime sayısı, özgün kelime sayısı ve sözcük özgünlük skoru bakımından anlamlı bir artış gözlenmekle birlikte ders kitaplarının hazırlanmasında söz varlığını geliştirmeye dönük esaslı bir stratejiden uzak kalınmıştır. En sık kullanılan kelimeler daha çok ders kitaplarında tekrar eden etkinliklerde kullanılan kelimelerdir. Hedef kelimelerin belirlenmesi, kalıcı öğrenmeyi sağlayacak örüntülerin kurulması ve bu doğrultuda okuma parçalarının zenginleştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu hususlar dikkate alınarak 2, 3, 4. sınıf ders kitaplarının daha özenli hazırlanması gerekmektedir.

 

Sonuç ve Öneriler

Söz varlığı, bireyin dil becerilerinin gelişmesinde kritik bir rol oynar. İlkokul sürecinde edinilen söz varlığı; öğrencilerin okuma, yazma ve düşünme becerilerini doğrudan etkiler. Bu temelden hareketle bu raporda ilkokul Türkçe ders kitaplarının söz varlığını geliştirme açısından içerdiği kazanımlar, kullanılan öğretim yöntemleri ve etkinlikler ayrıntılı olarak incelenmiş, ders kitaplarındaki söz varlığı durumu sayısal verilerle ortaya konulmuştur. Bulgular, mevcut ders kitaplarının belirli ölçüde söz varlığını artırıcı unsurlar barındırmasına rağmen bu sürecin daha bilinçli ve sistematik bir şekilde planlanması gerektiğini göstermektedir. Öğrencilerin yaş seviyelerine uygun olarak kelime hazinelerinin sistematik bir şekilde genişletilmesi büyük önem taşımaktadır. 

Ders kitaplarında kullanılan etkinliklerin büyük ölçüde tekrar eden formatlara sahip olduğu ve öğrencilerin merakını artıracak, onları keşfetmeye teşvik edecek dinamik yöntemlerin yeterince benimsenmediği tespit edilmiştir. Çocukların pasif ve aktif söz varlıklarını dengeli şekilde geliştirecek okuma, dinleme, yazma ve konuşma etkinliklerinin daha fazla çeşitlendirilerek ders içeriklerine entegre edilmesi gerekmektedir.

Bulgular, özel ve resmî yayınevleri tarafından hazırlanan ders kitapları arasında söz varlığı bakımından belirgin farklılıklar olduğunu da ortaya koymaktadır. Bu farklılıklar, yüksek standartta bir kelime öğretim stratejisinin eksikliğini gözler önüne sermektedir. Özellikle ders kitaplarında yer alan metinlerin niteliği ve kullanılan kelime çeşitliliği, öğrencilerin dil gelişim sürecine doğrudan etki etmektedir. İncelemeler, sınıf seviyesi arttıkça kelime çeşitliliğinin artmasının olumlu bir gelişme olduğunu göstermektedir ancak bu artışın uluslararası standartlarla karşılaştırıldığında yeterli olmadığı dikkat çekmektedir. Örneğin İngiltere’de ilkokul seviyesinde öğrencilere kazandırılması gereken kelime sayısı belirli kriterlere dayanarak kademeli şekilde artırılırken Türkiye’de bu süreç daha düzensiz ilerlemekte ve belirgin bir standardizasyon eksikliği görülmektedir. Her sınıf düzeyinde hedef kelimelerin belirlenmesi bu hususta ivedilikle çalışılması gereken öncelikli konudur.

Sonuç olarak ilkokul Türkçe ders kitaplarının hazırlanma sürecinde öğrencilerin söz varlığını zenginleştirmeye dönük daha kapsamlı ve bilimsel temellere dayalı bir yaklaşım benimsenmelidir. Öğrencilerin hem aktif hem de pasif söz varlıklarını geliştirecek etkinlikler artırılmalı, öğretmenlerin bu süreçte daha etkin roller üstlenmeleri sağlanmalıdır. Ayrıca nitelikli edebî metinlerin ders kitaplarına daha fazla entegre edilmesi, öğrencilerin kelime hazinelerini genişletirken edebî zevk kazanmalarına, hayal güçlerini ve düşünme becerilerini geliştirmelerine katkı sağlayacaktır. 

Okuma alışkanlıklarını teşvik edici etkinliklerin artırılması, ders kitaplarını tek başına bir kaynak olarak görmek yerine kütüphane çalışmaları, interaktif dijital materyaller ve zenginleştirilmiş söz varlığı aktiviteleri bu konuda büyük öneme sahiptir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne göre hazırlanan öğretim programı bu hususlarda teorik olarak bazı iyileştirmeleri içermekle birlikte uygulamada nasıl sonuçlar elde edileceği zamanla görülecektir. Bu modele göre hazırlanan 1. sınıf Türkçe ders kitaplarında söz varlığı açısından bazı iyileşmeler dikkati çekse de her sınıf düzeyine uygun hedef kelimelerin belirlenmesi, bu kelimelerin planlı ve etkili bir şekilde ders kitaplarında yer alması, atılması gereken en öncelikli ve önemli adım olacaktır.

Bu sonuçlardan hareketle konuya ilişkin olarak aşağıdaki önerilerde bulunulmuştur:

 • İlkokul kademesindeki Türkçe ders kitaplarının hazırlanma ve denetlenme süreçleri, ders kitaplarının dil becerileri ve söz varlığını geliştirme bakımından güçlü ve zayıf yönleri daha detaylı araştırmalarla analiz edilmelidir.

• Sınıf seviyesi yükseldikçe Türkçe ders kitaplarının söz varlığı da genişletilmelidir. Tüm yayınların ortak kriterlere uyumu sağlanmalı ve öğrencilere sunulan kaynakların söz varlığı açısından farklılıkları en aza indirilmelidir.

• Gerçek hayat temelli derlem çalışmalarına önem verilmeli, başta ders kitapları olmak üzere okullarda kullanılan öğretim materyalleri bu derlemlere uygun olarak hazırlanmalıdır. Materyal hazırlama süreçlerinde uzman kişiler aktif katkı sunmalıdır.

• Ders kitaplarına kaynaklık edecek derlemler, helezonik bir modelle merkezden çevreye doğru (insan, aile, mahalle, şehir, ülke, dünya gibi) dünyadaki örneklerden istifade edilip hazırlanmalıdır.

• 20 Ekim 2018 itibarıyla Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı bünyesinde başlatılan yazılı-sözlü dil ile öğrencilere yönelik dokümanların incelenmesi ve analiz edilmesini öngören Türkçe Söz Varlığı Projesi (TSVP) etkinleştirilmelidir.

• İlkokul düzeyinde tavsiye edilen çocuk edebiyatı eserlerindeki söz varlığı, bu doğrultuda hazırlanan derlemlerden yararlanılarak geliştirilmelidir. 

• Tavsiye edilen çocuk edebiyatı eserlerinin söz varlığı bakımından durumu tespit edilip bu hususta okuyucu bilgilendirilmelidir.

• Öğrencinin sınıf seviyesi yükseldikçe maruz kalacağı kelime sayısı periyodik olarak çoğaltılmalıdır. Öğrencinin dil gelişimine katkı sağlayacak biçimde metinlerde bağlama uygun kelimeler yer almalı, ortalama cümle uzunlukları bu nispette artırılmalıdır.

• Öğrencinin muhatap olduğu metinlerin kurguları ilgi çekici olmalı, öğrenci metni gerçek hayatla ilişkilendirmelidir. Aynı zamanda seçilen metinlerle kullanılan görseller öğrencinin muhayyilesini sınırlamamalı, seçilen görseller özgün ve sanatsal değere sahip olmalıdır.

• Ders kitaplarında sunulan metinler kuru, doğrudan ve yönlendirici mesaj verme kaygısından uzak olmalıdır. Öğrenci kendi mizaç ve meşrebince metni yorumlayarak özümseme imkânına sahip olmalı, metnin edebî gücü nispetince onu yeniden inşa imkânı bulmalıdır.

• Bağlam içinde sözcüklerin farklı anlamlar kazanabileceği sezdirilmeli, öğrencinin aynı kelimeleri farklı metinler içinde okuması/dinlemesi/konuşması/yazması sağlanmalıdır.

• Öğrencinin bilmediği bir kelimeyi cümlenin bağlamından hareketle tahmin etmesine imkân verilmelidir.

• Öğrencilerin basılı yahut dijital sözlük kullanma alışkanlıkları geliştirilmelidir. Hayat temelli, kullanışlı, geniş ve misalli okul sözlükleri hazırlanmalıdır.

• Müzik, resim ve diğer sanat dallarından söz varlığını geliştirme bağlamında azami derecede istifade edilmelidir. Bu bağlamda nesne tasarımı, dijital sanatlar, kodlama vb. alanlarda çok yönlü öğrenme ortamları oluşturulmalıdır.

• Yeni öğrenilen kelimelerin telaffuzlarının doğru yerleşmesi için doğru örnekler dinletilmelidir.

• Dil bilgisi kuralları bir bütünlük içinde metin içerisinde dört temel dil beceri esas alınarak öğretilmelidir.

• Okuma yazma eğitiminde benimsenen harf temelli tekniklerin verimliliği yeniden analiz edilmeli, cümle temelli öğretim teknikleri, tümdengelime uygun zekâlar dikkate alınarak güncellenerek yeniden gündeme alınmalıdır.

• Ders kitaplarında kullanılan sözcük öğretimi tekniklerinin çeşitlendirilmeli ve her dil becerisini kapsayan etkinlikler artırılmalıdır.

• Söz varlığına yönelik etkinliklerin sadece okuma ve yazma alanında değil dinleme ve konuşma alanlarında da daha fazla yer alması sağlanmalıdır.

• Ders kitaplarının en alt düzeyde hazırlanma zorunluluğu gözden geçirilmeli, söz varlığı bakımından standartlar, öğrencilerin okul dışı öğrenme ortamlarındaki değişimler dikkate alınarak yeniden belirlenmelidir.

• Ders kitaplarını destekleyici, edebî niteliği yüksek kurmaca metinlere erişim imkânları artırılmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı Çocuk Kitapları Dizisi vb. uygulamalar geliştirilmeli, sınıf ve okul kütüphanelerinin niteliği artırılmalı, öğrencilerin kütüphane kullanma alışkanlıkları geliştirilmelidir.

• Yeni öğretim programında ders kitaplarında bulunması öngörülen broşür, e-posta, sosyal medya mesajları, karikatür, çizgi roman gibi metin türlerinin seçimine özen gösterilmelidir.

• Yeni kelime öğrenme becerilerini artırmak amacıyla sadece okuma etkinlikleri değil dinleme, konuşma ve yazma etkinliklerine ağırlık verilmelidir. Radyo tiyatroları, sesli kitap uygulamaları, sınıf içi tartışma, beyin fırtınası, münazara, müzakere gibi yöntemler daha aktif kullanılmalıdır.

• Öğretmen yeterliliğinin artırılması bu hususta ortaya çıkan sorunların çözülmesinde kilit rol oynamaktadır. Özellikle ilkokul düzeyinde öğrencileriyle sağlıklı ve nitelikli iletişim kurabilen öğretmenler, öğrencilerin ihtiyaç duydukları özgüveni kazanmalarında onlara destek olabilmektedir. Böylelikle kendisini ifade etme becerisi gelişen öğrenciler söz varlıklarını nicelik ve nitelik bakımından artırabilmektedir.

• Ulusal müfredat, öğretmenlere her sınıf düzeyinde ne yapmaları gerektiğini söyler ancak bunu sınıf ortamına aktarmak, ilgi çekici bir hâle getirerek öğrenci için kalıcı bir bilgiye dönüştürmek çoğunlukla öğretmenin kişisel becerilerine kalır. Bu sebeple öğretmen becerilerini geliştirmek için öğretmen eğitimlerine ağırlık verilmelidir.

• Entelektüel gelişime açık öğretmenler öğrencilerinin ders kitabı dışında nitelikli ve edebî niteliğe sahip metinlerle buluşmalarına imkân sağlamaktadır. Bu bakımdan başarılı uygulamalar ödüllendirilmelidir.

• Öğretmen yetiştirme standartları ve kalite kontrol mekanizmaları geliştirilmeli, bazı ülkelerde kullanımda olan denetim uygulamaları (OFSTED)5  hayata geçirilmelidir.

• Ders kitapları ve diğer materyallerde kelime alıştırmaları, farklı yeterlilik seviyelerine sahip öğrencilere hitap etmek için daha fazla farklılaştırılabilir. Nitekim bazı öğrenciler aktiviteleri çok kolay bulurken diğerleri zorlanmakta ve bu da öğrenme sonuçlarında bir uyumsuzluğa yol açmaktadır. Bu hususta ders kitapları bir standarda kavuşturulmalıdır.

• Ders kitaplarında kelime dağarcığı yelpazesi geniş olsa bile her kelime için keşif derinliği sığ kalmaktadır. Ders kitabı; kelime anlamlarını, eş anlamlılarını, zıt anlamlılarını ve farklı bağlamlardaki kullanımlarını derinlemesine inceleyen daha fazla alıştırma içermelidir.

• Bazı kelimeler kültürel bağlamdan yoksun veya öğrencilerin günlük yaşamlarıyla bağlantılı değildir. Kültürel bakımdan daha yakın kelimeler seçmek öğrenme deneyimini öğrenciler için daha ilgi çekici hâle getirecektir.

• Kelime öğretme teknikleri konusunda öğretmenlere eğitimler verilmelidir. Öğretilen kelimelerde derinleşmek konusunda çocuklar için etimoloji etkinlikleri geliştirilmelidir. Bu hususta kaynakçada sunulan bilimsel çalışmalardan yararlanılmalıdır.

• Klasik dönem eğitim süreçlerinde ana dil ve yabancı dil eğitiminde yararlanılan Manzum Sözlük’lerde kullanılan metotlardan ilham alınarak şiir diliyle öğrenmeyi kolaylaştırıcı okul sözlükleri hazırlanmalıdır.

• Hedef öğrenme çıktıları ile gerçekleşen öğrenme arasındaki bağlantı ölçme ve değerlendirme çalışmalarıyla kurulabilir. Ölçme ve değerlendirme, ulusal müfredatların en sancılı ve en yoruma açık bölümüdür. Ölçme araçları ile söz varlığını değerlendirmeye çalışırken öğrencilerin neleri öğrendiklerini görmek, uygun bir rota belirlemek ve uzun vadede ulaşılması planlanan hedeflere varmak mümkün olacaktır.

• Her sınıf düzeyinde gerçekçi, ulaşılabilir, alternatifli ve güncel okuma listeleri oluşturulmalıdır. Yenilikçi ve ilgi çekici, kişiselleştirilmiş ya da grup okuma biçimleri üzerinde çalışılmalıdır. 

 

Öneriler ve Açıklamalar

Kelime duvarı oluşturmak: Kelime duvarı, çocukları yeni kelimeler öğrenmeye teşvik eder. Öğrencilerin kelime duvarındaki kelimeleri okumaları ve yazılarında kullanmaları takip edilebilir. Kelime duvarından seçilen kelimelerle cümleler kurmaları istenir. Öğrenciler isterlerse duvara yazılan kelimelerden ilhamla resimler yapar veya kelimenin eş veya zıt anlamlısını yazarak duvarı daha işlevsel hâle getirir.

Kelime defteri/kitabı: Yeni öğrenilen kelimeler deftere yazılır, resimlenebilir ve cümle içinde kullanılabilir.

Haftanın/Günün kelimesi etkinliği: Her gün ders girişinde kelime dağarcığını geliştirmek için şu etkinlikler gerçekleştirilir: Kelimenin anlamını verme, resimle anlatma, heceleme, telaffuz, kök ve ek yönünden kelimenin yapısını inceleme. Bu etkinliklerde görselleştirme ve seslendirme kelimenin hedef yaş grubunda kalıcı olmasında etkili olur.

Kelime oyunları: Çevrim içi siteler veya kutu oyunları kullanılabileceği gibi fonolojik farkındalık ve çeşitlilik için kafiyeli kelimeler bulma oyunları oynanabilir. Bu kelimeler, kelime defterlerine yazılabilir. Oyunların, çocukların okul dışında da uygulayıp geliştirebilecekleri öğrenme yöntemleri olduğu unutulmamalıdır. Birçok çocuk arkadaşının söylediği sözcüğün son harfiyle başlayan bir sözcük türetme veya isim-şehir gibi oyunlara hâlâ ilgi duymaktadır. Bu oyunlar, çocukları farklı kelimelerle düşünmeye zorlayarak kelime dağarcıklarına katkı sunarken stratejik düşünme becerilerini de geliştirir.

Bilmece, bulmaca ve tekerlemeler: Söz varlığını geliştirmenin en eğlenceli yollarındandır. Güne bir bilmece sorarak başlamak keyifli bir derse hazırlık etkinliğidir. Çevrim içi kaynaklardan da bolca örneklerini bulabileceğimiz bulmacalar ise hafta sonu çalışmalarında veya serbest etkinlik saatlerinde uygulanabilir. Bulmacalar sadece eğlenceli zaman geçirmek için değil aynı zamanda kelime dağarcığını ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmede de etkilidir. Öğrenciler bu sayede ipuçlarına dikkat ederek yeni kelimeler öğrenir ve önceden bildikleri kelimeleri hatırlamaları için zihinlerini yorarlar. Tekerlemeler de telaffuz ve dil becerilerini geliştirmenin önemli araçlarıdır.

Sesli okuma: Sesli okuma, kelime dağarcığını geliştiren en etkili aktivitelerinden biridir. Öğrencilere yeni kelimeleri tanıtmakla kalmaz aynı zamanda kelimelerin gerekli ve yerinde dönütlerle doğru telaffuzlarını da öğretir. Bunların yanı sıra öğrencilerin kelimenin bağlam içinde farklı anlamlarını keşfetmelerine gözle okuma yönteminden daha fazla imkân tanır. Yaşa uygun kitaplar seçmek ve ara sıra durup bilinmeyen kelimeleri tartışmak önemlidir. Metin hakkında açık uçlu sorular sormak da çocukları eleştirel düşünmeye ve cevaplarında yeni kelimeler kullanmaya teşvik edebilir.

Rehberli okuma: İlkokulda öğrencilerin sevdiği bir uygulamadır. Küçük gruplar için öğretmen rehberliğinde okuma yapılabilir. Etkileşimli okumadan farklı olarak öğretmen burada öğrencilerle paylaşımlı okuma da yapabilir. Böylece öğrencilerin okuma hızlarını değerlendirebilir. Öğretmen, küçük gruplar oluşturarak öğrencilerin okuma ve anlama başarılarına göre farklı kitap seçimleri yapabilir. Burada okunacak kitabı öğretmen veya her hafta bir öğrenci seçebilir. Okullarda sıklıkla yapılan ve ucuz kitap arayışları nedeniyle devlet okullarında giderek anlamsızlaşan seçilen kitabı her öğrenciye aldırma uygulamasından vazgeçilmelidir. Bunun yerine öğrenci, seçimini kişisel kitaplığı veya öğretmenin oluşturduğu nitelikli sınıf kütüphanesinden ve okul kütüphanesinden yapmalıdır.

Etkileşimli okuma: Etkileşimli okuma, okuduğunu anlama becerilerini geliştirmeye yöneliktir. Eş zamanlı olarak dinleme, okuma, anlama ve anlatım becerilerini geliştiren bu çalışma, ana dili eğitiminin odağında olmalıdır. Dikkatlice seçilmiş hedef kelimeleri ve öğrencilere bilmediği kelimeleri öğretmeye yönelik stratejileri ile söz varlığını geliştirmede etkili bir yöntemdir.

Resimli çocuk kitapları: Resimli çocuk kitapları hem etkileşimli okuma için hem de az cümle ile çok şey anlattıkları için kitap okuma saatlerinde her sınıf düzeyinde kullanılabilir materyallerdir. Nitelikli çocuk edebiyatı sayfa sayısının çokluğu ile orantılı değildir. Çok sayfalı kitaplar sınıf içinde günlerce okunduğunda çocuklar konudan uzaklaşmakta, her okumada önceki bölümler için hatırlatmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Resimli kitaplar; kavramları, duyguları aşırı öğreticiliğe kaçmadan, mesaj kaygısından uzak olarak vermektedir. Çocuklarda merak uyandıran, düşündüren ve görselleri ile hayal gücünü harekete geçiren bu kitapların dünya çocuk edebiyatından iyi örnekleri kullanılabilir.

Dinleme etkinlikleri:

Türk ve dünya masalları, destan, efsane, şiir, radyo tiyatrosu gibi edebiyat türlerini kayıtlardan veya öğretmenden dinlemek, söz varlığını artıran etkinliklerdendir. Dikkatlice dinleyen ve aktif dinleyici olan çocuklar, pasif dinleyici olanlara göre daha iyi hafızaya ve konsantrasyona sahip olacaklardır. Dinleme etkinlikleri, telaffuz ve vurgu konusunda öğrenciye çok şey kattığı gibi odaklanma ve anlamayı da güçlendirir. Dikkat dağınıklığı, uyaranların çok olması ve bilgisayar oyunları çocukların dinleme dikkatlerini zayıflatmıştır. Öğrenmenin önemli bir kısmı dinleme ile gerçekleştiğinden bu konudaki çabalar hem kültürel gelişime hem dil gelişimine hem de günlük yaşam becerilerine katkı sağlayacaktır.

Yaratıcı yazma: Yaratıcı yazarlık etkinlikleriyle öğrenciler klasik yazma etkinliklerine nazaran kendilerini daha iyi ifade edebilme şansı bulurlar. Burada öğrenci özgün bir fikri, kendine has bir üslupla, hayal gücünden yararlanarak ortaya koyar. Öğrencinin zengin bir kelime birikimine sahip olması, onları yerinde ve doğru kullanması, akıcı cümlelerle iyi kurgu yapması çok önemlidir. Eleştirilme korkusundan uzak yapılan bu çalışmalarda öğretmen öğrenciyi daha iyi tanıma şansı elde eder. Günümüzde birçok öğretmen yaratıcı yazma çalışması yaptırdığını düşünse de benimsenen yöntemler yaratıcı yazarlık yaklaşımına uymamaktadır. Bu konuda öğrencilere verimli bir rehberlik yapması için öğretmenlere yaratıcı yazarlık eğitimleri verilmelidir.

Klasik yazma etkinlikleri: Her ne kadar günümüzde etkisini yitirmiş olsa da özellikle edebi türlerin yazma yoluyla tanınmasında klasik yazma etkinlikleri hâlâ verim sağlayabilmektedir. Türkçe dersinde tanıtılan türler arasında anı, mektup, günlük, dilekçe, haber, reklam metni, sosyal medya mesajları, kompozisyon gibi yazım türleri klasik yazma yoluyla öğrencilere belirlenen çerçevede öğretilebilir.

Okuduğunu anlama etkinlikleri: Öğrencinin bütün derslerdeki öğrenme aktivitelerinin temelini teşkil eder. Anlama, söz varlığının zenginliği ile doğru orantılıdır. Okuduğunu anlama becerisi bu konudaki stratejilerin doğru uygulanması ile geliştirilebilir. Öğrenci bağlantı kurma, çıkarım yapma, özet çıkarma, sentezleme, önem belirleme, zihinde imgeler yaratma, soru sorma stratejileri ile okuduğunu daha iyi anlar. Öğrencilere, küçük sınıflardan başlayarak sistematik bir şekilde bu stratejiler öğretildiğinde, okuduğunu anlama konusunda giderek daha usta, esnek ve bağımsız hâle gelirler. Bu şekilde sadece öyküleyici metinleri değil, bilgilendirici metinleri de daha iyi anlamlandırarak derin öğrenme gerçekleştirir.

Kütüphane ziyaretleri: Kütüphaneler, bireylerin hayatları boyunca zihinlerini besleyebilecekleri, araştırma ve akademik çalışma disiplini kazanacakları en kadim mekânlardır. Sınıflarda ve okullarda nitelikli kütüphaneler oluşturmak son derece önemlidir. En azından haftanın bir ders saatini kütüphanede geçirmek; öğrenciye sevdiği kitabı seçme, paylaşma, tavsiye etme ve kitaba değer verme gibi bazı değerler kazandırır. Okul kütüphanesi dışında il/ilçe kütüphanelerinden öğrencilerin yararlanması başka bir kültürlenme imkânı sağlar.

Müze ve doğa gezileri: Okullarda daha çok eğlence aktiviteleri olarak görülen gezi faaliyetleri, esasında bambaşka bir okuma imkânı doğurur. Müzelerde her eserin, her serginin bir hikâyesi vardır. Öğrenciler müze ve ören yerlerinde çeşitli tarihî olaylar ve karakterler, sanat dalları ve teknikleri, kültürel terimlerle dolu farklı bir dünya ile tanışırlar. Bu mekânlarda öğrencilerin kelimeleri, bağlamları içinde öğrenip anlamlandırabilmeleri için öğretmenin önceden hazırlıklı olması, karşılaşabileceği kelimelerin listesini yapması, gezi sırasında bu kelimeleri kullanması, öğrencilere bir gezi kitapçığı hazırlaması önemlidir. Tabiat ve müze gezileri, Fen Bilgisi, Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler derslerinin terimlerini öğretmenin en etkili yoludur. 

İçerik

İki Nokta

Kitap tanıtımı, biyografi, araştırma raporu, değerlendirme ve inceleme yayınları ile bölgesel veya küresel ölçeklerde güncel ya da yapısal sorunlar.