
Dijital Yetkinlik ve Günlük Yaşam Zorlukları: Yaşlı Çinli Göçmenlerin Dijital Araçları Farklı Şekilde Kullanımı
Yaşlı göçmen nüfusun karşılaştıkları günlük yaşam zorlukları ve bu zorlukları aşmak için teknoloji kullanımları bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Bu konu kapsamında; anketler, görüşmeler, “eşlik etme” (katılımcılara günlük yaşamda eşlik edilmesi, belirli mekanlarda yaşam pratikleri gözlemlenmesi) yöntemleri ile teknoloji kullanımı, sosyal izolasyon, dil bariyeri gibi meseleler birbirleriyle bağlantılı şekilde ele alınmıştır. Teknolojik cihazların kullanımının sosyal yaşamdaki zorlukları aşma noktasındaki önemine değinen bu çalışma, Yeni Zelanda’nın Auckland kentinde yaşayan yaşlı göçmenlerin dijital becerileri üzerinden bir inceleme yapmıştır.
Amaç
Bu çalışma, Yeni Zelanda’daki yaşlı Çinli göçmenlerin, günlük yaşamlarındaki dil yetersizliği ve sınırlı sosyal hareketlilik gibi zorluklarla başa çıkma noktasında teknoloji kullanımlarını incelemiştir. Böylece yaşlı göçmenlerin teknolojiyi kullanarak refahlarını nasıl arttırdıklarını anlamayı ve bu doğrultuda dijital etki teorisini geliştirmeyi amaçlamıştır. Bu amaç doğrultusunda iki temel soru ele alınmıştır:
- Yaşlı göçmenler refahlarını sürdürebilmek için günlük zorluklarla başa çıkmak adına hangi teknolojik araçları kullanıyorlar?
- Dijital yetkinlik, teknolojik araçların kullanımına nasıl katkıda bulunuyor?
Yöntem
Metodoloji
Bu çalışma, Yeni Zelanda’nın Auckland kentinde yaşayan yaşlı Çinli göçmenlerin günlük yaşamlarındaki dijital teknoloji kullanımını incelemek üzere tasarlanmış nitel bir araştırmadır. Katılımcılar, 60 yaş ve üzeri, Çin’den göç etmiş ve sınırlı İngilizce yeterliliğine sahip ya da hiç İngilizce bilmeyen bireylerden oluşmaktadır. Bu araştırmada, katılımcıların deneyimlerini derinlemesine anlamak amacıyla, bireylerin yaşam öykülerini ve anlam dünyalarını ortaya koymaya yönelik anlatı temelli “Fangtan” görüşmeleri (yapılandırılmamış ve diyalog temelli görüşmeler) ile katılımcıların gündelik yaşam pratiklerine doğrudan tanıklık etmeyi sağlayan eşlik etme yöntemi birlikte kullanılmıştır.
Veri Toplama
Veriler, 18 katılımcı ile dört aşamalı süreçte toplanmıştır. Öncelikle, katılımcılara proje hakkında bilgi verilmiş ve onamları alınmıştır. Ardından, demografik bilgileri toplamak için Çince anket uygulanmıştır. İki tur hâlinde gerçekleştirilen Fangtan anlatı görüşmeleri ile katılımcıların göç sonrası yaşam deneyimleri, karşılaştıkları zorluklarla başa çıkma yöntemlerine odaklanılmıştır. Son aşamada ise katılımcılarla günlük yaşamlarında teknoloji kullanımını gözlemlemek amacıyla eşlik etme görüşmeleri yapılmıştır. Katılımcıların gündelik yaşamlarında teknoloji kullanım pratiklerini daha yakından gözlemlemek amacıyla, farklı mekânlardaki gündelik işlerine eşlik edilerek eşlik etme görüşmeleri gerçekleştirilmiştir. Veri toplama süreci Eylül 2022 ile Nisan 2023 tarihleri arasında tamamlanmıştır.
Veri Analizi
Toplanan nitel veriler, hibrit bir yaklaşım kullanılarak analiz edilmiştir. Bu süreçte hem içerik analizi hem de tematik analiz teknikleri birleştirilmiştir. Kodlama süreci, önceden belirlenmiş kategoriler ve tümevarımsal yöntemle dört aşamada ilerlemiştir: veri tanıma, kod geliştirme, tema oluşturma ve tema revizyonu. Verilerin %20’si üzerinde değerlendiriciler arası güvenilirlik testi yapılmış ve Cohen’in kappa değeri 0,885 ile güçlü bir uyum sağlanmıştır.
Bulgular
- Günlük Yaşamda Karşılaşılan Temel Zorluklar ve Dil Sorunları
Katılımcılar, özellikle İngilizce dil yeterliliği eksikliği ve fiziksel hareketlilik sorunları yaşamaktadırlar. Bu durum, günlük sosyal işlevselliği (bankacılık, devlet dairesi işlemleri, alışveriş vb.) ve sosyal hareketliliği ciddi biçimde kısıtlamaktadır. Dil engelleri nedeniyle katılımcılar, alışılmadık veya karmaşık dil gerektiren mekânlardan (küçük mağazalar, toplu taşıma durakları vb.) kaçınmakta; bu da sosyal izolasyona, yalnızlık ve dışlanmışlık hislerine yol açmaktadır.
- Başa Çıkma Stratejisi Olarak Teknoloji Kullanımı
Katılımcılar, karşılaştıkları zorluklarla başa çıkmak için üç teknolojik aracı kullanmayı tercih etmektedirler: dijital çevirmen (n=16), dijital navigatör (n=8), dijital medya platformları (n=18). Dijital çevirmen neredeyse tüm katılımcılar tarafından kullanılan ve kullanıcı dostu olarak tanımlanan bir uygulama iken, dijital navigatör kullanımı daha zor ve daha az katılımcının kullandığı bir uygulama olarak görülmüştür. Dijital medya platformlarının kullanımı ise daha çok bireysel eğlence amacı taşımaktadır.
- Dijital çevirmenlerin işlevselliği ve sınırlamaları:
Fotoğraf çevirisi, metin çevirisi ve eş zamanlı tercüme işlevleri farklı durumlara uyarlanmıştır; ancak kullanıcılar bazı yanlış çeviriler ve işlev karmaşıklıkları nedeniyle zorluk yaşamaktadır. Ayrıca dijital çevirmenlere aşırı bağımlılık, İngilizce öğrenme motivasyonunu düşürebilmektedir.
- Dijital navigasyonun hareketliliği artırmadaki rolü:
Navigasyon cihazları, özellikle toplu taşıma ve araç kullanımı sırasında katılımcıların bağımsız hareket kabiliyetini ve öz güvenini artırmıştır. Ancak bazı katılımcılar, bu teknolojileri kullanmakta zorlanmış veya bunlardan habersiz kalmıştır.
- Dijital medya platformlarının sosyal bağlantı ve bilgi edinme işlevi:
Katılımcılar, ana dillerindeki medya platformları sayesinde hem ulus ötesi ağlarını sürdürmekte hem de yeni sosyal ağlar kurabilmektedirler. Bu platformlar, sosyal katılım ve eğlence amaçlı önemli kaynaklar olarak değerlendirilmiştir.
- Dijital Kopuşun Varlığı:
Düşük dijital yeterlilik, internet erişiminin maliyet veya yaşam tarzı nedeniyle kasıtlı kesilmesi gibi nedenlerle dijital kopuş gözlenmiştir. Bazı katılımcılar, dijital ortamdan kopmanın günlük yaşamda karşılaşılan zorluklarla başa çıkmayı engellediğini ifade etmişlerdir. Bu durum da sosyal izolasyonu artırmaktadır.
- Dijital yetkinlik ve sosyal bağlam arasındaki ilişki:
- Dijital yetkinliğe sahip katılımcıların zorluklarla başa çıkma eğilimlerinin daha fazla olduğu görülmüştür.
- Kadınların, eşleriyle ortak hareket ettikleri durumlar da dâhil, dijital alanda daha yüksek düzeyde etkinlik sergileme eğiliminde oldukları görülmüştür.
- Çocuklarıyla ayrı yaşayanlar, daha fazla teknoloji kullanımı ve hareketlilik göstermişlerdir.
- Dijital öz güven, dijital etkileşimi desteklemektedir; düşük yeterlilik ise dijital ortamdan ve kamusal yaşamdan uzaklaşmaya yol açmaktadır.
Sonuç
Bu çalışma, dijital yetkinliğin yaşlı göçmenlerin günlük yaşamlarındaki dil bariyerleri ve sosyal hareketlilik kısıtlılıkları gibi zorluklarla başa çıkmada önemli bir araç olduğunu göstermiştir. Dijital teknolojiler, bireylerin bağımsızlık duygusunu güçlendirirken, dijital okuryazarlık, aile dinamikleri ve cinsiyet gibi faktörlerin bu yetkinliği şekillendirdiği ortaya konmuştur. Dijital kopuşun yalnızca bireysel beceri eksikliğinden değil, sosyal ve ekonomik engellerden kaynaklandığı vurgulanmış; ayrıca, dijital etkileşimin hem sosyal katılımı artırabileceği hem de aşırı kullanımı durumunda izolasyona yol açabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle, yaşlı göçmenlerin dijital becerilerinin artırılması, teknolojik erişimlerinin kolaylaştırılması ve kullanıcı dostu çözümlerin geliştirilmesi sosyal bütünleşme ve yaşam kalitesini yükseltmek için kritik önemdedir.
Kaynak: Chen, Y., & Buckingham, L. (2025). Digital agency and daily life challenges: Older Chinese migrants’ differentiated use of digital tools. New Media & Society, 0(0). https://doi.org/10.1177/14614448251348469