Enstitü Sosyalde, 4 Şubat’ta, Türkiye’de uluslararası diploma ve sertifika programlarına ilişkin mevcut yasal çerçevenin değerlendirilmesi, bu programların avantajları, karşılaşılan zorluklar ve eksikliklerin tespit edilmesi amacıyla “Türkiye’de Uluslararası Diploma ve Sertifikalar Programı Mevzuatı ve Geleceği” başlıklı çalıştay düzenlendi. Kamu kurumlarının temsilcileri, düzenleyici kuruluşlar, akademisyenler, eğitim kurumu yöneticileri ve alanında uzman isimlerin katılımıyla gerçekleştirilen çalıştayda, uluslararası diploma programlarının mevcut durumu ve geleceğine ilişkin önemli tartışmalar yürütüldü.
İki oturumdan oluşan çalıştayın ilk oturumunda, “uluslararası diploma programlarının Türkiye’deki durumu” ele alındı. Katılımcılar, International Baccalaureate (IB), Cambridge, Advanced Placement (AP) ve Abitur gibi uluslararası programların Türkiye’deki yaygınlığı, uygulama alanları ve sağladığı faydalar üzerine değerlendirmelerde bulundu. Türk eğitim sisteminde bu programlara olan talep, öğrenci ve okul yöneticileri açısından sunduğu avantajlar ve karşılaşılan zorluklar detaylı bir şekilde tartışıldı.
Oturumda, söz konusu programların eğitim süreçlerine katkıları üzerinde durularak bu programların öğretmen davranışlarını dönüştürdüğü ve eğitimi daha öğrenci odaklı hâle getirdiği vurgulandı. Katılımcılar, uluslararası programların öğrencilerin eğitim süreçlerine daha fazla katılımını teşvik ettiğini, böylece “öğrenen okul” anlayışının gelişmesine katkı sağladığını belirtti. Aynı zamanda, bu programların öğretmenlerin analitik ve eleştirel düşünme becerilerini beslediği, ifade edildi. Ayrıca öğretmenlerin sürekli mesleki gelişime açık olmalarının gerekliliği üzerinde duruldu. Bununla birlikte, yalnızca öğretmen eğitimlerinin yeterli olmadığı, bu eğitimlerin sınıf içi uygulamalara etkin şekilde yansıtılmasının da büyük önem taşıdığı ifade edildi.
Uluslararası programların bir standartlar çerçevesi sunduğu, ancak bu programlara yönelik talebin farklılık gösterdiği de çalıştayda ele alınan konular arasındaydı. Özellikle IB programının Türkiye’deki denetim süreçlerine yönelik çeşitli görüşler paylaşıldı. Katılımcılar, IB denetimlerinin yerel temsilcilerin de dâhil olduğu bir süreçle yürütüldüğünü ancak mevcut denetleme mekanizmasının kapsamlı bir değerlendirme yapmadığını belirttiler.
Çalıştayın ikinci oturumunda, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yayımlanan “Uluslararası Diploma ve Sertifika Programları Uygulama Yönergesi” çerçevesindeki yeni düzenlemeler ve bu düzenlemelerin programların geleceğine etkisi değerlendirildi. IB programının Türkiye genelinde yaygınlaştırılmasının önündeki zorluklar tartışılarak, programın yalnızca bilişsel kapasitesi ve hazırbulunuşluk seviyesi yüksek öğrencilere sunulmasının gerekliliği vurgulandı. Mevcut yönergenin öğrenci ve öğretmen ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş bir model yerine merkezî bir düzenleme sunduğu ve bu durumun uluslararası programların esnek yapısıyla örtüşmediği ifade edildi.
Katılımcılar, YKS gibi sonuç odaklı bir sınav sisteminin mevcut olduğu eğitim ortamında, süreç odaklı eğitim anlayışını benimseyen IB müfredatının uygulanmasının güçlükler barındırdığını dile getirdiler. MEB’in mevcut yönergesinin, uluslararası programların öğrenci odaklı, esnek ve bireyselleştirilmiş yapısıyla uyumlu olmasının önemi özellikle vurgulandı. Merkezî düzenlemenin, öğrenci ve öğretmenlerin farklı ihtiyaçlarını gözeten kişiselleştirilmiş bir eğitim modeli ile şekillendirilmesi gerektiği ve bu sayede uluslararası programların sunduğu potansiyelden en verimli şekilde yararlanabileceği vurgulandı. Bu bağlamda, uluslararası programların etkili şekilde uygulanabilmesi için daha esnek ve ihtiyaca yönelik bir politika çerçevesinin oluşturulmasının gerekliliği üzerinde duruldu.
Enstitü Sosyal, uluslararası diploma ve sertifika programlarına ilişkin politika önerileri geliştirmek ve eğitim alanındaki güncel düzenlemeleri değerlendirmek amacıyla yürüttüğü çalışmaları sürdürecektir.