Enstitüden Haberler

Enstitü Sosyalin yeni araştırması “Yalnız Yaşamın Yükselişi: Türkiye’de Tek Kişilik Hanehalklarının Profil Raporu” yayımlandı. Raporun tanıtım programı 7 Şubat’ta Enstitü Sosyalde gerçekleştirildi. 

Enstitü Sosyal Araştırmacısı Nursen Tekgöz ve Enstitü Sosyal Toplum Birimi Koordinatörü Dr. Selçuk Aydın tarafından kaleme alınan rapor, Türkiye’deki hanehalkı yapısındaki değişimi, tek kişilik hanelerin artışını, bu artışın yol açtığı sosyal, ekonomik ve demografik sorunları ve tüm bunlara yönelik uzun vadeli politika önerilerini ele alıyor. 

Programda, raporun dayandığı TÜİK verileri ve verilerden elde edilen bulgular detaylı olarak sunuldu, demografik değişimlere dair önemli tespitler paylaşıldı ve tek kişilik hanehalklarının artışına ilişkin değerlendirmeler yapıldı. 

Programın açılış konuşmasını yapan Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü Dr. İpek Coşkun Armağan, Türkiye’de 2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesine dikkat çekerek, aile yapısı ve demografi üzerine yapılan araştırmaların önemini vurguladı. Ardından düzenlenen panelde, raporun yazarları Dr. Selçuk Aydın ve Nursen Tekgöz ile TÜİK Demografi İstatistikleri Daire Başkanı Metin Aytaç konuşmacı olarak yer aldı.

Panelin ilk konuşmacısı Enstitü Sosyal Toplum Araştırmaları Koordinatörü Selçuk Aydın, “Bireyselleşmenin medyada pozitif temsili 90’larda başlayan bir eğilim. Bireyselleşme, bireyin toplumsal yapılardan ve geleneksel aile bağlarından görece bağımsızlaşmasını ifade ediyor. Türkiye’de çok kısa sürede hanehalklarının sayısında gördüğümüz bu hızlı artışın temelinde bireyselleşme eğilimi ile birlikte geleneksel aile yapılarının çözülmesi, bireylerin yaşam tarzı tercihleri ve ekonomik bağımsızlıklarını öncelemesi gibi dinamikleri görebiliriz.” sözleriyle bireysel yaşamın yükselmesinin altındaki dinamiklere dikkat çekti.

Panel, TÜİK Demografi İstatistikleri Daire Başkanı Metin Aytaç’ın sunumuyla devam etti. Aytaç, tek kişilik hanelerin artışını verilerle açıklarken, nüfus yapısı, hanehalkı dinamikleri, doğurganlık oranları, evlenme ve boşanma istatistikleri, göç hareketliliği ve yaşlılık gibi konulara dair güncel verileri paylaştı. Geniş aileler ile eş ve çocuklardan oluşan hanelerin sayısındaki azalmanın altını çizen Aytaç, demografik yapının hızlı dönüşümüne dikkat çekti. Ayrıca evli olup ayrı yaşayan çiftlerin önemli bir inceleme konusu olduğunun altını çizerek “Evli çiftlerin 1,3 milyonu ayrı yaşamakta. Bu rakamın yükselmesi ve iki katına çıkması, bize ciddi bir gerçekliği gösteriyor.” dedi.

Panelin son konuşmacısı, Enstitü Sosyal Araştırmacısı Nursen Tekgöz, raporun bulgularını ele alan bir sunum gerçekleştirdi. Tek kişilik hanelere ilişkin verileri değerlendirirken geç evlilik, geç ebeveynlik, doğurganlık oranlarının düşüşü, boşanma oranlarındaki artış, aile yapısındaki değişimler ve bireysel özerklik arayışı gibi faktörlerin ele alındığını belirtti. Tekgöz, 2014-2023 yılları arasında tek kişilik hanehalklarının yaklaşık iki kat artış gösterdiğini belirtti. “2014 yılında %13,9 olan tek kişilik hanehalkı oranı, 2023 yılında %19,7’ye yükseldi. Bu artış çok kısa bir zamanda ciddi bir demografik dönüşüm anlamına geliyor.” diyen Tekgöz, Türkiye’nin ortalama hanehalkı büyüklüğünün yüksek olduğu illerde bile istikrarlı bir düşüş görüldüğünü aktardı. Ortalama hanehalkı büyüklüğünün en yüksek olduğu il olan Şırnak’ı örnek göstererek, burada hanehalkı büyüklüğünün 15 yılda 8,20’den 4,86’ya düştüğüne işaret etti.

Bu ciddi demografik dönüşümün odağındaki grupları incelemek gerektiğini vurgulayan Tekgöz, genç erkeklerin ve yaşlı kadınların yalnız yaşama oranlarının daha yüksek olduğunu belirtti. “Genç erkeklerin yalnız yaşama eğilimleri iş ve eğitim fırsatları ile açıklanırken, yaşlı kadınların yalnız yaşama eğilimleri daha uzun yaşamaları ve eşlerini kaybetmeleri ile açıklanmaktadır. Tek kişilik hanelerde erkeklerin en yüksek nüfus yoğunluğu 316.364 kişi ile 25-29 yaş aralığında görülmektedir. Kadınlarda ise bu oran en yüksek 295.768 ile 70-74 yaş aralığında görülmektedir.” diyerek bu oranlara dair detayları aktardı.

Panelde, tek kişilik hanelerin ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğu, tasarruf yapma oranlarının düşük olduğu ve mali kırılganlıklarının yüksek olduğu ifade edildi. Konuşmacılar, bu dönüşümün sosyal politikalar açısından dikkate alınması gerektiğini vurgulayarak yalnız yaşayan bireylere yönelik destek mekanizmalarının geliştirilmesi gerektiğini belirtti.

İki Nokta

Kitap tanıtımı, biyografi, araştırma raporu, değerlendirme ve inceleme yayınları ile bölgesel veya küresel ölçeklerde güncel ya da yapısal sorunlar.