Enstitüden Haberler

Lise eğitiminin dönüşümüne yönelik Ortak Payda Buluşmaları’nın dördüncüsü olan “Lise Eğitiminde Dönüşüm Çalıştayı”, 13 Mayıs 2025 tarihinde Enstitü Sosyalde gerçekleşti. Eğitim alanında akademisyenlerin ve farklı okul türlerinden okul yöneticilerinin katıldığı çalıştayda, dünyada dönüşen lise eğitim modelleri, Türkiye’nin eğitim alanındaki mevcut yapısı, önerilen yeni modellerin mevzuatla uyumu, meslekî ve teknik eğitimdeki standartlar ile lise müfredatına ilişkin yaklaşımlar ele alındı.

Çalıştay, Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü İpek Coşkun Armağan’ın açılış konuşmasıyla başladı. Armağan, lise eğitiminin bireylerin akademik, sosyal ve meslekî gelişiminde kritik bir rol üstlendiğini vurguladı. Değişen küresel dinamikler, dijital dönüşüm ve eğitimdeki paradigma kaymaları doğrultusunda lise sisteminin günümüz ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılması gerektiğini belirtti.

İki oturumdan oluşan çalıştayın ilk bölümünde, farklı ülkelerde uygulanan zorunlu eğitim süreleri ve lise modelleri masaya yatırıldı. 3+1, 2+1 gibi alternatif yapılar değerlendirilerek bu modellerin Türkiye bağlamındaki uygulanabilirliği tartışıldı. Katılımcılar, eğitim süresi ve içeriğinin lise türlerine göre farklılaştırılması gerektiğine dikkat çekti.

Meslekî ve teknik liseler özelinde yapılan değerlendirmelerde, dört yıla yayılan mevcut sistemin öğrencilerin meslek hayatına geçişini zorlaştırdığı ifade edildi. Bu liselerdeki teorik ve uygulamalı ders yükünün fazlalığına dikkat çekilirken, eğitim süresinin ilgili alanın ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılmasının önemine işaret edildi. Okul yöneticileri, meslekî ve teknik liselerin yalnızca akademik başarısı düşük öğrencilerin yöneldiği bir okul türü olmaktan çıkarılması gerektiğini belirtti. Bu doğrultuda, yetenek ve beceriye dayalı bir seçim süreci önerilerek hem akademik hem de uygulamalı yeterliliklerin değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.

Yeni modellerin uygulanmasında geçiş süreçlerinin dikkatle planlanması gerektiği dile getirildi. Özellikle 2+2, 3+1 gibi alternatif sistemlerde öğrencilerin yönlendirilmesi ve sistem dışına çıkış mekanizmalarının nasıl işleyeceği üzerinde duruldu. 16 yaş sonrasında bireylerin eğitimle ilgili daha aktif kararlar alabilecekleri bir döneme girdikleri hatırlatılarak, bu yaş grubunda lise eğitiminin zorunlu tutulmasının yeniden değerlendirilmesi gerektiğine işaret edildi.

Lise eğitimi süresinin azaltılması hâlinde karşılaşılabilecek en büyük zorluklardan biri olarak mevcut yoğun müfredatın bu süreye nasıl sığdırılacağı konusu öne çıktı. Katılımcılar, bu noktada müfredatın bütüncül olarak yeniden ele alınması gerektiğini ifade etti. Haftalık ders saatlerinin fazlalığı, tüm lise türlerinde ortak bir sorun olarak tanımlanırken, ders programlarının sadeleştirilmesi ve optimize edilmesi gerektiği vurgulandı. Öğrencilerin ders dışı etkinliklere zaman ayırabilecekleri bir yapı oluşturulmasının, onların yeteneklerini keşfetmeleri ve kariyer yönelimlerini şekillendirmeleri açısından önemli olduğu belirtildi.

Çalıştayda, kariyer rehberliğinin erken yaşta başlaması gerektiği konusunda görüş birliği oluştu. Sürecin yalnızca okul psikolojik danışmanlarına bırakılmadan, tüm öğretmenlerin mentörlük rolüyle bu yapıya entegre edilmesinin önemi dile getirildi. Öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimlerine ilişkin verilerin yer aldığı e-Okul sisteminde, kademeler arası geçişlerde bu bilgilerin sürekliliğinin sağlanmasının önemine dikkat çekildi. Aksi durumda, öğrencilerin tanınmasının güçleştiği ve bu durumun eğitimsel sürekliliği olumsuz etkileyebileceği ifade edildi. Bu nedenle, öğrencilerin bütüncül takibini destekleyecek veri yapılarının güçlendirilmesi ve geliştirilmesine yönelik çalışmaların sürdürülmesi gerektiği vurgulandı.

Günün sonunda yürütülen müzakereler sonucunda aşağıdaki başlıklarda mutabakata varıldı:

  • Lise eğitim sisteminin bütüncül bir revizyona tabi tutulması ve programlarda sadeleşme ve optimizasyona gidilmesi gerekmektedir.
  • Lise türlerine özgü müfredatlar oluşturulmalı; içerik ve eğitim süresi, ilgili okul türünün ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir.
  • Eğitim süresi planlanırken, okul türlerine göre farklılık gösteren esnek bir yaklaşım benimsenmelidir.
  • Meslekî ve teknik liselerin bilinçli bir tercih hâline gelebilmesi için ortaokuldan liseye geçişte akademik başarıyla birlikte öğrencilerin sosyal ve teknik becerileri de değerlendirmeye alınmalı; öğrenci yerleştirme süreçleri bu doğrultuda şekillendirilmelidir.
  • Kariyer yönlendirmesi ortaokul düzeyinde başlamalı; bu süreç yalnızca psikolojik danışmanların değil, tüm öğretmenlerin katılımıyla desteklenmelidir.
  • Öğrencilerin bireysel gelişimlerini destekleyecek, ders dışı etkinliklere alan açan esnek ve planlı bir eğitim tasarımı benimsenmelidir.

İki Nokta

Kitap tanıtımı, biyografi, araştırma raporu, değerlendirme ve inceleme yayınları ile bölgesel veya küresel ölçeklerde güncel ya da yapısal sorunlar.