Enstitü Sosyal tarafından çocukların ana dil eğitimine destek olmak amacıyla başlatılan “Söz Varlığı ve Dil Gelişimi Projesi” kapsamında Derlem Çalıştayı düzenlendi. 6-10 yaş grubundaki çocuklar için “on bin kelime” listesi oluşturulması amacına yönelik başlatılan projenin temel aşamalarının ele alındığı çalıştay alanında uzman isimleri bir araya getirdi. Çalıştay, Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü İpek Coşkun Armağan’ın moderatörlüğünde enstitü araştırmacıları, proje danışmanları ve çocuk yayınevlerinin genel yayın yönetmenleri ya da editörlerinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Projenin başlangıç aşamasında düzenlenen çalıştayda, katılımcılarla çocukların dil gelişimi ve kelime dağarcığına ilişkin önemli bilimsel veriler paylaşıldı. Millî Eğitim Bakanlığı müfredatında kelime dağılımını dengelemeye yönelik katkılar sunması ve çocuk edebiyatında daha zengin bir söz varlığı oluşturulmasına destek olması beklenen projenin ilk duyurusu yapıldı.
Bilimsel Veri Eksikliğini Gidermeyi Hedefliyor
Açılış konuşmasında İpek Coşkun Armağan, “Söz Varlığı ve Dil Gelişimi Projesi”nin, çocukların dil gelişimiyle ilgili mevcut araştırmaların sınırlı kapsamını genişletmeyi ve bu alandaki boşluğu doldurmayı hedeflediğini vurguladı. Projenin ana hatlarını paylaşan Armağan, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) müfredatındaki kelime dağarcığı dağılımının dengelenmesine yönelik destek sağlamayı hedeflediklerini belirtti.
Projenin koordinatörü Özlem Turan, projenin Türkiye’de sistematik çocuk derlemi alanında bir ilk olduğunu, 6-10 yaş grubundaki çocukların Türkçe dil gelişimini desteklemek ve bu alandaki bilgi eksikliğini gidermek amacıyla başlatıldığını belirtti. Proje çerçevesinde çocuk kitapları, ders materyalleri, dergiler, televizyon programları ve dijital platformlardan yazılı ve sözlü verilerin taranarak çocuk diline ait söz varlığının tespit edileceğini ifade eden Turan, oluşturulacak ayrıntılı veri tabanının dil gelişimi çalışmalarına ve eğitim materyallerinin geliştirilmesine önemli katkılar sunacağını vurguladı.
Turan, ayrıca elde edilen verilerin, müfredat tasarımı ve politika oluşturma süreçlerinde rehberlik edeceğini, MEB ve yayınevleriyle iş birliği yapılarak projenin sınırlarının genişletileceğini söyledi. Projenin Türk diline ve çocuk edebiyatına kalıcı bir kaynak kazandırmayı hedeflediğini sözlerine ekledi.
Kapsamlı Bir Derlem Çalışması
Mehmet Gürlek ise derlem havuzunun %75’inin yazılı, %25’inin ise sözlü kaynaklardan oluşacağını belirtti. Çalışmada, çocuk kitaplarının türlere göre dengeli bir şekilde yer alacağını ifade eden Gürlek, “Sözcükleri alfabetik sırayla değil, kullanım sıklığına göre düzenleyerek daha anlamlı bir yapı sunmayı hedefliyoruz.” açıklamasında bulundu. Ayrıca Gürlek, çocuklarla yapılacak olan saha çalışmasının detaylarını aktarırken “Çocuklarla yapılacak görüşmeler için belirli şehirlerde saha çalışması gerçekleştireceğiz. Görüşmelerde çocuklara yöneltilecek sorular ve ses kayıtlarının işlenmesiyle ilgili ayrıntılı bir yönerge hazırladık.” şeklinde konuştu.
Ümit Atlamaz ise projenin iki temel boyutuna dikkat çekerek “Birinci aşamada çocukların mevcut kelime dağarcığını tespit edeceğiz. İkinci aşamada ise çocukların dil gelişimlerine nasıl fayda sağlanacağını belirleyeceğiz.” dedi. Atlamaz, proje dâhilinde kelimelerin sıklık analizi ve bağlam içindeki kullanım özelliklerinin de değerlendirileceğini ekledi. Yazılı veri planının önemine dikkat çekerek “Toplanan yazılı metinlerde hangi kelimelerin çocuklar tarafından sıkça kullanıldığını belirleyecek bir yöntem geliştirdik. Bu süreçte, dijital platformlardan ve basılı materyallerden alınan verilerin detaylı bir analizini yapacağız.” dedi.
Millî Eğitime ve Yayıncılık Sektörüne Katkı
Çalıştayda, projenin MEB müfredatındaki ders kitapları ile çocuk yayıncılığı üzerindeki olası etkileri ele alındı. Armağan, proje çıktılarının MEB müfredatına ve çocuk yayıncılığına geniş derinlemesine fayda sağlayacağını vurgulayarak “Saha çalışmalarıyla bu kapsamı daha da genişletmeyi hedefliyoruz.” dedi.
Son 20 yılda yayımlanan çocuk edebiyatı ürünlerinin projeye dâhil edilmesinin planlandığını belirten proje ekibi, kültürel değerleri yansıtan sözcüklerin seçimine öncelik verileceğini ifade etti. Söz Varlığı ve Dil Gelişimi projesinin, çocuk diline yönelik bilimsel araştırmalara katkı sunacağı ve eğitim materyallerinin geliştirilmesinde de kritik bir rol üstleneceği vurgulandı.