Enstitü Sosyal tarafından 26 Mayıs, 2-10-12 Haziran tarihleri arasında düzenlenen Sosyal Duygusal Gelişim Öğretmen Eğitimi’nde öğretmenlerin çocukların akademik başarılarının yanı sıra sosyal, duygusal ve karakter gelişimlerine nasıl destek olabilecekleri çok boyutlu bir yaklaşımla ele alındı.
Okul Gelişim Programı kapsamında gerçekleştirilen eğitim, alanında uzman isimler Prof. Dr. Şule Alan, Rümeysa Uluurgun, Prof. Dr. Ahmet Ayhan Çitil ve Yıldız Kulkul’un sunumlarıyla gerçekleşti. Program boyunca zekâ kavramının tarihsel gelişimi, karakter eğitiminin önemi, bütünleştirici sınıf rehberliği yaklaşımları ve felsefi düşünmenin sosyal duygusal gelişime katkıları derinlemesine incelendi.
Sosyal Duygusal Becerilerin Gelişimi ile Başarı Algısı
Prof. Dr. Şule Alan’ın gerçekleştirdiği oturumda, eğitim sürecinde azim kavramının kritik bir yere sahip olduğu vurgulandı. Zorluklara karşı yılmamak, başarısızlıkları stratejik birer öğrenme fırsatına dönüştürmek ile hedefe bağlılığın, azimli bireylerin öne çıkan nitelikleri olduğu belirtildi. Oturumda eğitimde çocuklara kazandırılan “gelişim zihniyeti”nin, onların pes etmeden devam edebilme becerilerini önemli ölçüde geliştirdiği görüldü. Paylaşılan veriler, bu gelişimin özellikle Türkçe ve matematik derslerinde anlamlı başarı farkları yarattığını ortaya koydu.
Eğitim sürecinde zekânın tek belirleyici faktör olarak görülmesi yerine, karakter ve sosyal duygusal becerileri merkeze alan bütüncül yaklaşımlarla ele alınmasının önemi vurgulandı. Bu bütüncül anlayışın eğitimde benimsenmesinin, hem akademik performansı hem de öğrencilerin toplumsal uyumunu destekleyeceği vurgulandı. Alan, okul ortamlarının sadece bilgi aktarımının yapıldığı yerler olmaktan öte, kişilik inşasının da gerçekleştiği mekânlar olarak düşünülmesi gerektiğinin altını çizdi. Bu bakış açısının, geleceğin bireylerinin sadece bilgili değil, aynı zamanda hayata karşı daha dirençli ve donanımlı kişiler olmalarına katkı sağlayacağı ifade edildi.
Sosyal Duygusal Gelişimde Bütünleyici Sınıf Rehberliği
Rümeysa Uluurgun’un eğitmenliğinde gerçekleşen eğitimin ikinci haftasında, sınıf rehberliği süreçlerinde sosyal duygusal gelişim alanlarının nasıl bütüncül bir yaklaşımla ele alınabileceği uygulamalı örneklerle sunuldu. Katılımcılarla etkileşimli bir girişle başlayan oturumda, Picasso’nun “Nedimeler” tablosu üzerinden benlik kavramı ve benliğin parçalı yapısı irdelendi.
Benlik algısı ile benlik saygısı, ideal benlik ile olan benlik arasındaki sürekli uyum çabası ve bu süreçte geliştirilen “persona”lar tartışıldı. Sosyal duygusal öğrenme sürecinin, bireyin benlik saygısına yapılan yapılandırılmış yatırımlar yoluyla bu süreci desteklediği belirtildi. Rehberliğin okul ortamındaki rolü ve Kapsamlı Gelişimsel Rehberlik Programı detaylarıyla ele alındı. Aylık rehberlik planlamasında güven teması merkez alınarak, mahremiyet, okula aidiyet ve kaygı farkındalığı gibi konuların sarmal bir yapı içinde işlenmesinin önemi vurgulandı. Duygusal gelişim alanı için sinema ve edebi anlatıların kullanımı gibi uygulamalı örneklerle, rehberlik yaklaşımlarının pratikte nasıl uygulanabileceği deneyimlendi.
Düşünme Becerilerinin Sosyal Duygusal Gelişimdeki Rolü
Prof. Dr. Ahmet Ayhan Çitil’in gerçekleştirdiği üçüncü haftada düşünme becerileri eğitimi, gençlerin kendi deneyimleri üzerinden uygulamalı biçimde düşünmeyi öğrenmeleri gerektiği anlayışıyla ele alındı.
Eğitimde ele alınan karakter gelişimi (güven, irade, merhamet, özgürlük vb.), duygusal gelişim (öz farkındalık, öz yönetim), kişisel ve sosyal gelişim (mahremiyet bilinci, teknoloji okuryazarlığı) ile akademik ve bilişsel gelişim (problem çözme, analitik düşünme) alanları detaylandırıldı. “Öz etkinlik” kavramı, proaktif bir süreç olarak vurgulandı. İlgi alanı ve etki alanı ayrımı ve Eisenhower Matrisi temel alınarak zaman yönetimi stratejileri tartışıldı. Johari Penceresi metaforuyla bireyin kendine ve başkalarına dair farkındalığını artırması üzerinde duruldu. Eğitimin sonunda rehberliğin, bilgi aktarmaktan öte, birlikte düşünmek ve düşünmeyi sevdirmek anlamına geldiği ifade edildi.
Sosyal Duygusal Gelişim ve Karakter Eğitimi
Eğitimin son haftası, Rümeysa Uluurgun ve Yıldız Kulkul’un ortak sunumuyla gerçekleşti. Bu bölüm, sınıf rehberliği ve karakter gelişimi alanında sosyal duygusal becerilerin nasıl bütüncül ve derinlikli biçimde geliştirilebileceğini uygulamalı ve kuramsal boyutlarıyla ele aldı.
Rümeysa Uluurgun, kadim doğu medeniyetleri ve antik çağ uygarlıklarının öğretilerinden esinlenilerek yapılandırılan karakter gelişim alanındaki temel erdemleri (güven, irade, merhamet, özgürlük, adalet, cesaret, denge, bilgelik) tanıttı. Burada sevgi ve saygının özellikle dışarıda bırakılması Stoacı düşünce perspektifiyle; bu değerlerin hedef değil, erdemlerin doğal sonucu olmasıyla açıklandı. Karakter eğitiminin yalnızca doğrudan değer aktarımıyla değil, hikâyeler ve yaşam tecrübeleri üzerinden kavramsal bilinç oluşturmaya yönelik olduğu vurgulandı.
Yıldız Kulkul, “düşünmeyi sevmek” kavramını merkeze alarak felsefi sorgulama ve karakter eğitimi arasındaki ilişkiyi tartıştı. Kısa bir film üzerinden başlatılan kavramsal tartışmada, kavramların çocuklarla nasıl çalışılabileceğine dair uygulamalı örnekler sunuldu. Felsefi çember uygulaması ile Odysseus ve Sirenler miti üzerinden “özgürlük” kavramı işlendi. Eğitimde kavram iyileştirme uygulaması aşamalarından bahsedildi.