Enstitü Sosyal tarafından Okul Gelişim Programı kapsamında 25-26-27 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilen Öğrenmenin Nörobiyolojisi Öğretmen Kampı, birbirinden farklı branşlardan öğretmenlerin katılımıyla tamamlandı. Üç günlük program, nörobilim, dilbilim, psikoloji ve beslenme alanlarında uzman akademisyenlerin katkılarıyla, öğretme ve öğrenme süreçlerinin biyolojik, bilişsel ve duyuşsal temellerine ışık tuttu.
Kamp, Prof. Dr. Lütfü Hanoğlu’nun “Beyin nasıl öğrenir?” sorusunu nörobilim alanındaki güncel verilerle açıklaması ile başladı. Eğitimde, belleğin yapısal ve işlevsel organizasyonu, nöroplastisite, kortikal haritalar ve beyin networkleri gibi temel başlıklar kapsamlı şekilde ele alındı. Belleğin, bireyin kimliğini ve deneyimlerini zihinsel olarak yeniden inşa etmesini sağlayan temel bir bilişsel işlev olduğu vurgulanan oturumda, duyusal, kısa süreli ve uzun süreli bellek türleri detaylandırıldı. Çeşitli beyin bölgelerinin (hipokampus, amigdala, frontal lob vb.) işlevleri somut örnekler üzerinden aktarıldı. Kampın ilk günü, beynin gelişiminde etkili olan faktörler ve nöroplastisite kavramının tartışılmasıyla tamamlandı.
İkinci günün ilk oturumunda Dr. Öğr. Üyesi Merve Yamanoğlu, “Öğrenmede Dil ve Diğer Bilişsel İşlevler” başlıklı sunumuyla dilin nörobiyolojik temellerini, toplumsal ve kültürel boyutlarını kapsamlı biçimde açıkladı. Dilin kavramsal, sosyal ve metinsel işlevleri; Broca ve Wernicke alanları, dil ağları ve beyaz madde yolları gibi yapılar üzerinden öğrenme disiplinler arası bir çerçevede tartışılarak, dil bozuklukları ve kritik dönemler gibi konular vaka örnekleriyle pekiştirildi.
Günün ikinci oturumunda Dr. Öğr. Üyesi Reyyan Uysal Kaba tarafından verilen “Psikolojide Kalıcı Öğrenme ve Hafıza” başlıklı eğitimde ise belleğin bilişsel ve nörobiyolojik süreçleri, öğrenme ve hafıza arasındaki ilişki tarihsel perspektiften günümüze uzanan deneysel bulgular eşliğinde katılımcılara aktarıldı. Ebbinghaus’un unutma eğrisi, William James’in bellek tanımları, hipokampusun yeni bilgi kaydındaki rolü, limbik sistemin duygusal bellekteki işlevi ve frontal lobun yürütücü işlevlere katkısı, bilimsel araştırmalar ışığında katılımcılara sunuldu. Uyku, duygular, motivasyon ve dikkat gibi faktörlerin kalıcı öğrenme üzerindeki etkisi vurgulanırken, zihin sarayı, hikayeleştirme, akrostiş gibi hafıza stratejileri uygulamalı örneklerle desteklendi.
Günün son oturumu, Dr. Öğr. Üyesi Muhammed İkbal Alp’in “Beyin ve Öğrenme II” başlıklı sunumuyla gerçekleşti. Oturumda öğrenmenin moleküler ve hücresel temelleri sinir sisteminin işleyişi bağlamında kapsamlı şekilde ele alındı. Katılımcılara, öğrenme ve belleğin biyolojik altyapısı hakkında derinlemesine bilgiler sunulurken, nöral ağların çalışma mekanizmaları ve sinir hücresi düzeyindeki süreçlerin davranışsal sonuçları tartışıldı. Sinir hücrelerinin uyarılabilirliği, aksiyon potansiyeli ve tekrarlayan uyarıların sinaptik bağlantıları güçlendirmesi gibi temel işleyişler detaylandırıldı. Ayrıca, öğrenmenin çoğunlukla bilinç dışı ve duygusal temelli bir süreç olduğu vurgulanırken, hipokampus ve amigdalanın bu süreçteki rolleri üzerinde duruldu. Çevresel ve genetik etkilerle öğrenmenin şekillenebileceği, epigenetik miras ve sosyal stres faktörlerinin sinir sistemine etkileri örneklerle açıklandı.
Kampın üçüncü günü, Dr. Öğr. Üyesi Yeşim Ünveren tarafından verilen “Özel Öğrenme Güçlüğü” sunumuyla başladı. Günün ilk sunumunda DEHB’in nörobiyolojik temelleri, belirtileri, alt tipleri ve öğrenme süreçlerine etkileri kapsamlı şekilde ele alındı. DEHB’in prefrontal korteks, amigdala ve hipokampüs gibi beyin bölgelerindeki yapısal farklılıklarla ilişkili olduğu, dopamin ve noradrenalin sistemlerindeki işlev bozukluklarının dikkat, uyanıklık ve motivasyonu etkilediği aktarıldı. Tanı sürecinde DSM-5 kriterlerinin esas alındığı belirtilirken, ilaç tedavisi, sınıf içi müdahaleler ve bilişsel davranışçı yaklaşımlar gibi yöntemler üzerinde duruldu.
Diyetisyen Beyza Tağraf tarafından gerçekleştirilen üçüncü günün ikinci oturumunda ise, beynin öğrenme süreçlerindeki nörobiyolojik temelleri ve beslenmenin kritik rolü vurgulandı. Eğitimde, doğru beslenmenin nöroplastisiteyi destekleyerek sinaptik bağlantıların güçlenmesini sağladığı, omega-3 yağ asitleri, B vitaminleri ve antioksidanların beyin sağlığı ve öğrenme kapasitesi için önemli olduğu belirtildi. Beynin enerji ihtiyacının glikozla karşılandığı ve kan şekeri dengesinin bilişsel performans üzerinde doğrudan etkisi olduğu, insülin hormonunun nöroplastisiteyi olumlu etkilediği ifade edildi. Katılımcıların soruları doğrultusunda sağlıklı yağ tüketimi, bağırsak mikrobiyomu, su tüketimi gibi konulara açıklık getirildi. Oturumun sonunda, sağlıklı ve dengeli beslenmenin erken yaşlardan itibaren öğrenme kapasitesini artırmada ve bilişsel fonksiyonları desteklemede vazgeçilmez bir rol oynadığı vurgulandı.
Kamp, Enstitü Sosyal araştırmacılarından Fatma Betül Ercan’ın moderatörlüğünde film gösterimi ve analiziyle tamamlandı. Oturum kapsamında, Luc Besson’un yönetmenliğini yaptığı Lucy filmi izlenerek, insan beyninin kapasitesi, bilinç, öğrenme süreçleri ve insan potansiyelinin sınırları tartışmaya açıldı. Gösterimin ardından yapılan değerlendirmede, filmde sunulan iddiaların bilimsel gerçeklikle ilişkisi ele alınarak, insan beyninin çalışma prensipleri ve potansiyel kapasitesi bilimsel bir perspektiften katılımcılarla birlikte tartışıldı.