Enstitü Sosyal, Kent Çalışmaları Toplantıları’nın ikincisi olan Kent ve Şiddet konulu yuvarlak masa toplantısını 4 Haziran’da gerçekleştirdi. Toplantıya akademi, medya ve düşünce kuruluşlarından uzmanlar katıldı. Toplantıda eğitim ve şiddet ilişkisi, kentlerde bağımlılık sorunu, şiddetin medyadaki yansımalarının şiddet oranlarına etkisi, kentsel dönüşüme uğramış mekânlar ve şiddetin gelişmemiş kentsel mekânlardaki yansımaları vb. başlıklar altında tartışıldı. Şiddet kavramının tanımı, türleri ve sosyalizasyon sürecinde şiddeti etkileyen unsurlar değerlendirildi. 

Kent ve Şiddet Yuvarlak Masa Toplantısı, “Kent ve şiddet konusu kapsamında hangi dinamikler üzerinde eğilmeliyiz?” sorusuyla başladı. Katılımcılar kent ve şiddet ilişkisini medya, eğitim ve bağımlılık vb. konular kapsamında ele aldı. Medyadaki şiddet dili, medyanın şiddet üzerindeki etkisi, şiddet içeriklerine erişimdeki kolaylık, medyadaki etik değerler katılımcılar tarafından eleştirilen konular oldu. “Medya toplumda var olan şiddeti mi yansıtır, yoksa şiddeti doğrudan etkileyen, arttıran bir güce mi sahiptir?” sorusu ise farklı fikirlerin öne sürüldüğü bir tartışma sorusu oldu. Medyanın temsilciliği ve rol model olma özelliği düşünüldüğünde ise medya ve şiddet arasında doğrudan bir ilişki olduğu sonucuna ulaşıldı. Şiddet ile ilişkili bir diğer konu olarak da bağımlılık sorunu ele alındı. Kentlerde, suç ve madde kullanımının beraber ilerlediği bir kültürün oluştuğundan bahsedildi. Bu sebeple de şiddeti tartışırken faillerin üzerinde durulmasının ve ıslah yöntemlerinin geliştirilmesinin önemine değinildi. 

Kent ve şiddet arasındaki ilişkide “kentlileşme”nin önemine değinildi. Kimlik ve aidiyet duygusunun kent ile bağ kurma noktasında gerekliliği vurgulandı. Aidiyet meselesinin şiddet oranlarını etkilediği, entegrasyonun engellenmesinin mekânla anlamlı bir bağ kurma noktasında gerekliliği ifade edildi. Hayat dinamiklerinin daha düzenli olması, sosyal-kültürel faaliyetlerin önemi, medyatik temsillerin iyileştirilmesi, kentsel düzenlemeler vb. örnekler şiddete eğilimi azaltacak öneriler olarak sunuldu. Konunun hukuk sosyolojisi bağlamında değerlendirilmesi yapıldı ve yeni araştırmaların gerekliliği vurgulandı. Sonuç olarak ise devlet politikalarının önemi, yerel yönetimlerin rolleri ve medya kuruluşlarının temsiliyeti sorunların çözümünde etkili görüldü. 

Enstitü Sosyal, konunun uzmanları ile birlikte, kente ilişkin spesifik başlıklarla, bir araya geleceği Kent Çalışmaları Toplantıları serisine devam edecek.