Enstitü Sosyal tarafından Okul Gelişim Programı kapsamında geliştirilen Düşünme Becerileri Projesi, 30 Ekim’de Enstitü Sosyalde gerçekleştirilen tanıtım programıyla kamuoyuna sunuldu. Proje, Türkiye’de ilkokul düzeyinde düşünme becerilerini sistematik biçimde geliştirmeyi hedefleyen ilk kapsamlı proje olarak öne çıkıyor. Bu doğrultuda, öğrencilerin yalnızca bilgiyi ezberleyen değil, sorgulayan, analiz eden ve öğrendiklerini yaşamın farklı alanlarında kullanabilen bireyler olarak yetişmesine katkı sağlamak amaçlanıyor.
Bir yıllık disiplinler arası bir çalışmanın ürünü olan proje, ilkokul 4. sınıf öğrencilerini hedef alıyor. Felsefeciler, eğitimciler, psikologlar ve yazarların katkısıyla hazırlanan proje, düşünme becerilerinin erken yaşta kazandırılması gerektiği fikrinden hareket ediyor. Proje kapsamında geliştirilen “Düşünce Günlüğüm”, “Düşünme Becerileri Alıştırma Kitabı” ve “Öğretmen Kılavuz Kitabı”, öğrencilerin duyumsama, sınıflandırma, çıkarım yapma, analoji kurma, problem çözme ve ahlaki farkındalık gibi bilişsel becerilerini geliştirmeyi hedefliyor.
Projenin tanıtım programı davetlileri arasında 30 ilkokul öğrencisi ve velileri de yer aldı. Programda, öğrencilerin proje materyallerindeki etkinlikleri deneyimleyebildikleri uygulama istasyonları büyük ilgi gördü. Davetliler, çocukların düşünme sürecini destekleyen etkileşimli etkinlikleri doğrudan gözlemleme fırsatı buldu. Programın devamında, proje ekibindeki akademisyenler ve uzmanlar projenin kuramsal arka planı ve uygulama süreci hakkında detaylı bilgi paylaştı.
Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü İpek Coşkun Armağan, açılış konuşmasında günümüz çocuklarının dijital çağda yaşadığı anlam daralmasına dikkat çekerek projenin önemine vurgu yaptı: “Ekranlarla kuşatılmış bu dönemde çocuklarımız ciddi bir düşünsel daralma yaşıyor. Kopan semantik bağlar, onların anlamlı düşünme biçimlerini sınırlıyor. Biz, bu duruma karşı aktif mücadele etmemiz gerektiğine inanıyoruz.” Armağan, projenin yalnızca akademik başarıyı değil, öğrencilerin çevresiyle anlamlı ilişkiler kurmasını da destekleyen bütüncül bir içerik sunduğunu belirtti: “Hazırladığımız program, çocukların zihinsel kapasitesini geliştirmeye, kendileriyle ve çevreleriyle anlamlı ilişkiler kurmalarına katkı sağlayacak güçlü bir içeriğe sahip.”
Proje ekibinden Enstitü Sosyal Eğitim Araştırmacısı Refika Angkasa, materyallerin çocukların birlikte düşünebilecekleri ve sorular sorabilecekleri bir öğrenme ortamı sunduğunu ifade etti. Programda ayrıca, “Düşünme Becerileri Eğitici Eğitimi”ni tamamlayan Sınıf Öğretmeni Kübra Yaman, proje materyallerini kullanarak öğrencilerle yaşadığı deneyimi paylaştı: “Bu materyaller sayesinde çocukları hem duygusal hem düşünsel olarak daha derin tanıma fırsatı buldum. Bu tanıklık, benim için saf bir öğretmenlikti.”
Programın yürütücüsü, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Çitil, düşünmenin insan için temel bir özgürlük alanı olduğunu vurguladı: “Düşünmek bir özgürlük; bu dünyayı daha iyi bir yere getirmek de, daha karmaşık hâle getirmek de düşünmeyle ilgilidir. Bu nedenle düşünme, erken yaşta oyun ve merakla içselleştirilmesi gereken bir yetidir.” Çitil, problem çözme, karar verme ve ahlaki muhakeme gibi becerilerin temelinde düşünme yetisinin bulunduğunu, bu becerilerin sistematik olarak geliştirilmesinin çocukların bilişsel ve sosyal gelişiminde kalıcı etkiler yaratacağını belirtti.
Enstitü Sosyal, geliştirdiği Düşünme Becerileri Projesi ile Türk eğitim sisteminde eleştirel ve yaratıcı düşünme kültürünün erken yaşta yaygınlaşmasına katkıda bulunmayı hedefliyor. Aynı zamanda, düşünmeyi bir ders içeriği olmaktan çıkarıp bir yaşam becerisi hâline getirecek yeni projeler üzerinde çalışmaya devam edecek.