Türkiye'de Lise Eğitiminde Dönüşüm
Enstitü Sosyal, 14 Mart’ta “Türkiye’de Lise Eğitiminin Dönüşümü” başlıklı bir çalıştay düzenledi. Türkiye’de mevcut lise eğitim sisteminin ele alındığı ve lise eğitiminde köklü bir vizyon değişikliğinin nasıl mümkün olabileceğinin tartışıldığı çalıştay, Millî Eğitim Bakanlığı temsilcileri, eğitim alanındaki önemli düşünce kuruluşlarından olan TED, DEM, SETA, ERG, TEDMEM, İLKE EPAM temsilcilerinin yanı sıra akademisyenler ve eğitim uzmanları ile gerçekleştirildi.
Çalıştayda dünyada dönüşen lise eğitim sistemleri ve süreleri, Türkiye’de lise eğitiminin süresi ve ders programlarının yoğunluğu, mesleki ve teknik eğitimde standartlar, genel akademik liselerin müfredatındaki çeşitlilik ve zenginlik, değişen iş gücü dinamikleri, dijitalleşmenin öğrenme süreçlerine etkisi ve mesleki eğitimin geleceği gibi başlıklar ele alındı.
Çalıştayın açılış konuşmasında Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci, “Eğitim politikalarında sonucu belirleyen çok fazla parametre var. Bu sebeple çok iyi tasarlanmış programlara ihtiyacımız var. Bu noktada sahanın yol göstericiliğini önemsiyoruz ve eğitim alanındaki paydaşlar arasında tartışma zemini sağlayan ve iş birliğini güçlendirmeyi amaçlayan bu tür toplantıları destekliyoruz.” dedi. Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü Dr. İpek Coşkun Armağan, Türkiye’de lise öğrencilerinin haftada 40 saat derse girdiğini ve bu yoğunluğun lise ders programlarında kulüp faaliyetleri ile sosyal çalışmalara yer bırakmadığını belirterek, lise kademesinde esneklik ve sadeliği sağlayacak yeni bir eğitim vizyonuna ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti.
Bu doğrultuda “Türkiye’de lise eğitiminde köklü bir vizyon değişikliği nasıl mümkün olabilir” sorusuna cevap aranan çalıştayda öncelikle mevcut lise eğitim sisteminde verimlilik ve niteliğin sağlanamamasının nedenleri analiz edildi. Katılımcıların merkeziyetçi yapı, müfredat yoğunluğu ve lise eğitiminin istekli isteksiz tüm öğrenciler için zorunlu tutulması gibi faktörlere dikkat çektiği oturumda esnek ve sadeleştirilmiş eğitim modelleri üzerine uluslararası örnekler değerlendirildi, başarılı çıktılar veren esnek eğitim sistemlerinin temel özellikleri incelendi.
Enstitü araştırmacılarından Anadolu Üniversitesinden eğitim bilimci Prof. Dr. Oktay Cem Adıgüzel, Türkiye’de lise kademesinin öğrenciler için stresin çok yoğun olduğu bir dönem olduğunun altını çizdi. Adıgüzel, Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’daki eğitim modellerinde lise kademesinde öğrenciliğin sosyal boyutunun da göz önünde bulundurularak öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini keşfetmeleri için imkân tanınan bir zaman dilimi olduğunu vurguladı. Buna göre, bu eğitim modellerinde özellikle üniversiteye geçiş süreci Türkiye’deki kadar stresli bir süreç değil ve sosyal çalışmalar, grup çalışmaları, proje çalışmaları ve ilgi ve beceri temelli bir anlayış daha ön plana çıkıyor.
Türk Eğitim Derneği Genel Müdürü Fatma Bıkmaz, Türkiye’de lise eğitiminde yapılacak esnek ve sade düzenlemeler için ekosistemin hazırlanması gerektiğine vurgu yaptı. Ayrıca, bu konunun kademeler arası geçiş süreçleri de dikkate alınarak düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekti. TED MEM Genel Koordinatörü Dr. Sabiha Sunar ise lise eğitiminin süresinin uzun olduğuna işaret ederek, sadeleşmeye gidilerek bu sürenin kısaltılması gerektiğini belirtti.
Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Ali Fuat Arıcı, 2012’de zorunlu eğitimin gerekçelendirilmesi ile ilişkilendirilen koşulların bugün geçerliliğini yitirmiş göründüğünü ve isteksiz öğrencilerin diğer öğrencilerin de motivasyonlarının düşmesinde ve okullara aidiyetlerinin azalmasında rolü olabildiğini vurguladı. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğr. Üyesi Elyesa Koytak ise “İsteksiz öğrenci olarak değil, ‘eğitim hayatına karşı isteksizleştirilmiş öğrenci’ olarak görmek daha doğru bir bakış açısı olabilir. Zira öğrenciler, farklı çevresel faktörlerden dolayı isteksizlik gösterebilmektedir. Öğrencilerin sistemin dışında bırakılması riski bu noktada önemli hâle geliyor. Bu öğrencileri de kapsayacak şekilde sistemi ele alabilmek gerekiyor.” dedi. Konuşma esnasında lise çağındaki gençlerde yoğun şekilde görülen okul isteksizliğinin nedenlerinin ve zorunlu eğitimin etkilerinin araştırılmasının önemi vurgulandı.
Eğitim Reformu Girişimi Direktörü Buket Sönmez ve Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık, yapılacak düzenlemelerle ilgili durum ve ihtiyaç analizlerinin yapılarak zorunluluk süreçlerinin kapsayıcı modellerle düzenlenmesi gerektiğini vurguladılar. Enstitümüz araştırmacılarından Boğaziçi Üniversitesi Öğr. Üyesi Oğuz Köklü “4 yıllık lise eğitimi ile 3 yıllık lise eğitimi arasında örneğin matematik eğitimi ve başarısı açısından bir fark olup olmadığına bakıldığında, lise eğitimi 4 yıl olduğu için daha çok matematik öğretemiyoruz.” diyerek lise eğitiminin uzun tutulmasının eğitimin niteliğini doğrudan iyileştiremediğine dikkat çekti. Yine Enstitümüz araştırmacılarından Yıldız Teknik Üni. Temel Eğitim Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Zeynep Yıldız ise “Öğrencinin kendini tanıyabilmesi için ilkokuldan başlayan sürekli bir sistemin işletilebilmesi gerekiyor. Sistemde işlevsel bir kariyer danışmanlığı/rehberliği mevcut değil. Ortaokullardan itibaren kariyer danışmanlığı için öğrencinin ilgileri, yetenekleri ve ilerlemesi muhtemel alanların değerlendirilmesi önemlidir.” diyerek öğrencilere küçük yaşlardan itibaren rehberlik edilmesinin önemini vurguladı.
Değerler Eğitim Merkezi Genel Koordinatörü Hulusi Yiğit, mevcut durumda Türkiye’deki liselerin eğitim sistemindeki niteliğinin sorgulanabilir bir hale geldiğine vurgu yapmıştır. Bu sorunun aşılabilmesi için lise eğitiminin zorunluluğunun gözden geçirilmesi ve programların sadeleştirilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir. Ayrıca Yiğit, lisede bir dönüşüm sürecinin mesleki eğitimde gerçekleşebilecek benzer bir dönüşümle eş zamanlı olarak yaşanmasına dikkat çekmiştir.
Çalıştayda ayrıca katılımcılar esnek eğitim uygulamaları, öğrenci merkezli öğrenme yaklaşımları, öğretmenlerin yeni eğitim modellerindeki rolü, genç girişimciliğinin desteklenmesi ve teknoloji destekli çözümler üzerine görüşlerini paylaştı. Türkiye’nin eğitim politikalarında daha fazla esneklik ve sadelik sağlanmasının öğrenci gelişimi üzerindeki etkileri ve uygulanabilirliği değerlendirildi. Çalıştayda son olarak daha esnek ve sadeleştirilmiş bir eğitim modeline ilişkin kısa, orta ve uzun vadeli politika önerileri ve modelin uygulanabilirliğine dair yol haritası oluşturma üzerine görüşler ele alındı.
Türkiye’de lise eğitiminde esnek ve sade bir model arayışı için müzakere alanını geliştirmeyi hedefleyen çalıştayda aşağıdaki hususlarda mutabakata varılmıştır:
- Lise eğitiminin mevcut zorunlu hâli ve yoğun ders programları okulların durumu ve ihtiyaçları analiz edilerek yeniden ele alınmalı ve düzenlemeli,
- Lise eğitiminin zorunluluğu sosyal ve ekonomik dinamikler gözden geçirilerek yerini esnek ve kapsayıcı bir modele bırakmalı,
- Lise eğitim programlarındaki ders programları sadeleştirilmeli ve çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirilmeli,
- Düzenlemeler yapılırken sahanın durum ve ihtiyaç analizi doğru şekilde ortaya konulmalı ve adımlar buna göre atılmalı,
- Yapılan düzenlemelerde lise öğrencilerinin psikososyal iyi oluş halleri dikkate alınmalı ve iyi oluşlarını destekleyici adımlar atılmalı,
- Lise eğitiminde sosyal çalışmaların, proje geliştirme süreçlerinin ve girişimciliğin desteklendiği bir ekosistem oluşturulmalı,
- Lise eğitim çağındaki gençlerin istihdam ve staj olanakları genişletilmeli ve genç girişimciliği teşvik edilmeli,
- Lise çağındaki gençlerde yoğun şekilde görülen okul isteksizliğinin nedenleri ve zorunlu eğitimin etkileri araştırılmalı,
- Mesleki ve teknik eğitimde alternatif ve esnek modeller uygulanmalı, mesleki ve teknik eğitime öğrenci seçiminde beceri taramaları yapılmalı,
- Lise eğitiminde düzenlemenin sağlanması ve sürekliliğinin korunması için kademeler arası geçişte de düzenlemeler yapılmalı
- Açık liselere yönelim, devamsızlıklar ve okullarda disiplin sorunları konusunda kanıta dayalı, yerel ve bölgesel değişkenler dikkate alınarak analiz yapılmalı ve buna göre düzenlenmeli,
- Akademik, mesleki ve teknik liselerin geleceğine dönük daha tematik ve derinlikli çalıştaylar/toplantılar düzenli yapılmalı ve müzakere iklimi sürdülmeli.