İş mi Aile mi? Mutluluğun Artırılmasına İlişkin Sosyolojik Perspektifler

Enstitü Sosyalin 24 Nisan’da Dünyadan Yansımalar serisi kapsamında gerçekleşen çevrim içi söyleşide, aile yapıları ve bireysel mutluluk üzerine yaptığı çalışmalarla öne çıkan Virginia Üniversitesinden Prof. W. Bradford Wilcox konuk edildi. National Marriage Project Merkezinin direktörlüğünü yürüten Wilcox “İş mi Aile mi: Mutluluğun Artırılmasına İlişkin Sosyolojik Perspektifler” başlıklı konuşmasında günümüz toplumlarında mutluluğun yalnızca bireysel başarı ve maddi kazançla değil, güçlü aile ilişkileriyle de yakından bağlantılı olduğunu gösteren verileri paylaştı.

Wilcox’un aktardığına göre, evlenmek tek başına mutluluğu artırmıyor; asıl belirleyici unsur, evliliğin niteliği. Genç bireyler, “Acaba mutlu bir evliliğim olur mu?” endişesiyle evlilik kararlarını erteliyor ve kariyerlerine öncelik veriyor. Nitekim yapılan araştırmalarda, genç yetişkinlerin %86’sı iş sahibi olmayı hayat memnuniyeti açısından “çok önemli” bulurken, yalnızca %36’sı evliliği, %32’si ise çocuk sahibi olmayı aynı derecede önemsediğini belirtiyor. Bu bulgular, özellikle Amerika’da genç kuşaklar arasında “Midas zihniyeti” adı verilen bir anlayışın giderek yaygınlaştığını ortaya koyuyor. Bu zihniyet, başarıya, kişisel gelişime ve maddi kazanca odaklı bir yaşam tarzını simgeliyor. Söyleşide ayrıca dikkat çeken bir diğer konu, Amerikan toplumunda özellikle genç erkekler arasında artan dindarlığın evlilik oranlarını da etkilemesi oldu. 

Wilcox, mutlu evliliklerin üç temel direğini şöyle sıraladı: birlikte zaman geçirebilmek, birbirine karşı güçlü bir bağlılık hissi ve bir topluluğa ait olma duygusu. Bu unsurlar yalnızca bireylerin huzurunu artırmakla kalmıyor, toplum içindeki dayanışmayı da destekliyor.

Söyleşi boyunca aile hayatı, kariyer hedefleri ve mutluluk arasındaki ilişki, güncel verilerle birlikte kapsamlı biçimde ele alındı.