
Çalışan Annelerin Akıllı Telefon Bağımlılığı ile Çocuklarının Sorunlu Teknoloji Kullanımı Arasındaki İlişkide Ebeveynlik Suçluluğunun Aracı Rolünün İncelenmesi
Giriş
Günümüzde çalışan anneler, kariyer hedeflerine ulaşma çabalarının yanı sıra iş, eş, çocuk ve aile sorumluluklarını dengeleme baskısıyla karşı karşıyadır. Özellikle küçük çocukları olan anneler için bu dengeyi sağlamak oldukça zorlayıcı olabilir. Akıllı telefonlar, bu yoğun tempoda sorumlulukları yerine getirme konusunda bir kolaylık sunsa da teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte teknolojik bağımlılıklar, özellikle akıllı telefon bağımlılığı, önemli bir sorun hâline gelmiştir. Çocukların teknoloji kullanım alışkanlıklarının ebeveynlerinin davranışlarını gözlemleyerek şekillendiği bilinmektedir. Özellikle annelerin aşırı akıllı telefon kullanımı ve çocuklarına karşı daha izin verici ebeveyn tutumları, çocukların sorunlu teknoloji kullanımını artırabilir. Bunun yanında çalışan annelerin, iş yoğunluğu nedeniyle çocuklarını ihmal ettiklerini düşünerek sıkça suçluluk duyguları yaşadığı belirtilmektedir. Bu suçluluk duygusu yaşayan bireylerin ise telafi edici davranışlar sergilemeye eğilimli olduğu bilinmektedir. Bu telafi edici davranışlar, ebeveynleri genellikle izin verici bir tutum sergilemeye yönlendirebilir. İzin verici tutumlar, çocuklara teknoloji kullanımı dâhil olmak üzere geniş özgürlükler tanıyabilir ve bu da çocukların sorunlu teknoloji kullanımı geliştirmesine katkıda bulunabilir. Bu bağlamda, bu çalışma, çalışan annelerin akıllı telefon bağımlılığı, ebeveynlik suçluluğu ve çocuklarının sorunlu teknoloji kullanımı arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamıştır.
Amaç
Bu çalışmanın amacı, çalışan annelerin akıllı telefon bağımlılığı ile okul öncesi dönemdeki çocuklarının sorunlu teknoloji kullanımı arasındaki ilişkide ebeveynlik suçluluğunun aracı rolünü incelemektir.
Yöntem
Bu çalışma, değişkenler arasındaki ilişkileri ve ebeveynlik suçluluğunun aracı rolünü incelemek için ilişkisel modelleme yaklaşımını benimsemiştir.
- Araştırma Modeli: Çalışmada, annenin akıllı telefon bağımlılığı (bağımsız değişken), ebeveynlik suçluluğu (aracı değişken) ve çocukların sorunlu teknoloji kullanımı (bağımlı değişken) arasındaki doğrudan ve dolaylı etkileri analiz etmek için regresyon tabanlı bir aracı makro (SPSS PROCESS v.4.2 eklentisi ile) kullanılmıştır. Aracı rolün anlamlılığını değerlendirmek için bootstrapping analizi uygulanmıştır.
- Katılımcılar: Araştırma grubunu Türkiye’de okul öncesi çocukları olan 260 çalışan anne oluşturmuştur. Katılımcılara, belirli bir yer ve zamanda gönüllü olarak katılan kişilerin seçildiği kolayda örnekleme yöntemiyle ulaşılmıştır. Annelerin yaşları 22 ila 50 arasında değişmektedir.
- Veri Toplama Araçları:
- Kişisel Bilgi Formu: Katılımcıların demografik özelliklerini (yaş, eğitim düzeyi, çalışma süresi, sektör, çocuğun yaşı ve cinsiyeti gibi) toplamak için kullanılmıştır.
- Çocuklar İçin Sorunlu Teknoloji Kullanımı Ölçeği: Okul öncesi çocukları olan ebeveynler için geliştirilmiş 26 maddelik 5’li Likert tipi bir ölçektir. Ölçek, kullanım sürekliliği, kontrol direnci, gelişime etkisi ve yoksunluk-kaçış olmak üzere 4 faktörlü bir yapıya sahiptir.
- Akıllı Telefon Bağımlılığı Ölçeği Kısa Formu: Akıllı telefon bağımlılığını değerlendirmek için 10 maddeden oluşan 6’lı Likert tipi bir ölçektir. Günlük yaşam işlevselliği, yoksunluk, sanal ortama yönelik ilişkiler, aşırı kullanım ve tolerans gibi faktörleri içerir.
- Ebeveynlik Suçluluğu Ölçeği: Ebeveynlikle ilgili hissedilen bilişsel ve duygusal suçluluk yönlerini değerlendirmek için 10 maddeden oluşan 7’li Likert tipi bir ölçektir.
- Veri Analizi: İstatistiksel analizler SPSS 23.0 yazılımı kullanılarak yapılmıştır. Çok değişkenli normallik değerlendirmesi yapılmış ve aykırı değerler temizlenmiştir.
Temel Bulgular
Çalışmanın bulguları, çalışan annelerin akıllı telefon bağımlılığı, ebeveynlik suçluluğu ve çocuklarının sorunlu teknoloji kullanımı arasında anlamlı ilişkiler olduğunu ve ebeveynlik suçluluğunun bu ilişkide önemli bir aracı rol oynadığını ortaya koymuştur.
- Değişkenler Arası İlişkiler: Çocukların sorunlu teknoloji kullanımı, annelerin akıllı telefon bağımlılığı ve ebeveynlik suçluluğu arasında anlamlı pozitif ilişkiler bulunmuştur. Yani, annelerin akıllı telefon bağımlılığı arttıkça, ebeveynlik suçluluğu ve çocukların sorunlu teknoloji kullanımı da artma eğilimi göstermektedir.
- Ebeveynlik Suçluluğunun Aracı Rolü: Annelerin akıllı telefon bağımlılığının ebeveynlik suçluluğunu anlamlı şekilde yordadığı (B=.32, p<.001), ebeveynlik suçluluğunun ise çocukların sorunlu teknoloji kullanımını anlamlı şekilde yordadığı (B=.37, p<.001) bulunmuştur.
- Ebeveynlik suçluluğu modele dâhil edildiğinde, annelerin akıllı telefon bağımlılığının çocukların sorunlu teknoloji kullanımını doğrudan yordayıcı etkisi (B=.52’den B=.39’a düşerek) azalmış, ancak anlamlılığını korumuştur. Bu sonuç, ebeveynlik suçluluğunun, annelerin akıllı telefon bağımlılığı ile çocuklarının sorunlu teknoloji kullanımı arasındaki ilişkide kısmi bir aracı rol oynadığını göstermektedir.
- Bootstrapping analizi de annelerin akıllı telefon bağımlılığının ebeveynlik suçluluğu aracılığıyla çocukların sorunlu teknoloji kullanımını yordayan anlamlı bir dolaylı etki olduğunu doğrulamıştır (bootstrap katsayısı = .118, %95 GA = .05, .20).
Bulgular, annelerin akıllı telefonlarıyla geçirdikleri zamandan dolayı suçluluk duydukları ve bu suçluluk hissini telafi etmek için çocuklarına karşı daha izin verici bir tutum sergileyebilecekleri hipotezini desteklemektedir. Bu izin verici tutum, çocukların teknoloji kullanımına sınır koyamamalarına ve dolayısıyla sorunlu teknoloji kullanımına yönelmelerine zemin hazırlayabilir.
Sonuç
Bu çalışma, çalışan annelerin akıllı telefon bağımlılığının okul öncesi dönemdeki çocuklarının sorunlu teknoloji kullanımına yol açmasında ebeveynlik suçluluğunun önemli bir aracı rol oynadığını ortaya koymuştur. Annelerin akıllı telefonlarıyla geçirdikleri zaman nedeniyle hissettikleri suçluluk duygusu, çocuklarına karşı daha izin verici ve denetimsiz bir teknoloji kullanımı tutumu benimsemelerine neden olarak çocukların sorunlu teknoloji kullanımını tetikleyebilir.
Bu bulgular ışığında, çocuklarda sorunlu teknoloji kullanımını azaltmaya yönelik müdahaleler ve psikoeğitim programları için önemli öneriler sunulmaktadır. Özellikle çalışan annelere yönelik danışmanlık hizmetlerinde, onların suçluluk duygularını ve yetersizlik algılarını ele almak, bu duyguların telafi edici ve izin verici ebeveynlik davranışlarına yol açmasını önlemek adına kritik öneme sahiptir. Ailelerin hem kendileri hem de çocukları için teknolojiyi bilinçli kullanmalarını sağlamaya yönelik farkındalık çalışmaları ve eğitimler düzenlenmelidir. Uzmanlar, annelerin suçluluk duygularını ve bundan kaynaklanan telafi edici davranışlarını azaltarak, daha sağlıklı anne-çocuk ilişkileri geliştirmelerine destek olabilirler. Bu sayede, çocukların teknolojiye bilinçli ve sağlıklı bir şekilde yaklaşmaları desteklenebilir.
Kaynak: Sarıyıldız, F. M., & Erus, S. M. (2025). Examining the mediation role of parental guilt in the relationship between working mothers’ smartphone addiction and their children’s problematic technology use. Addicta: The Turkish Journal on Addictions, 12(1), 113-119. DOI: 10.5152/ADDICTA.2024.24041