Genç Nüfusun İşsizliği ve Girişimcilik
Genç nüfusun işsizliği, küreselleşen dünyanın en büyük sorunlarından biri olarak karşımızda duruyor. Peki, bu sorunun temel nedenleri neler? Modern eğitim sistemleri ve politikalar, gençleri hızla değişen dünyaya hazırlamakta neden yetersiz kalıyor? Girişimcilik ve yaratıcılık gibi kritik beceriler neden göz ardı ediliyor?
Son yıllarda küreselleşen dünyanın karşılaştığı en büyük sorunlardan biri, genç nüfusun işsizlik oranlarının endişe verici seviyelere ulaşmasıdır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verileri, dünya genelinde 15-24 yaş aralığındaki genç işsiz sayısının 2019’da 68 milyonken, 2020 yılında pandeminin etkisiyle 75 milyona yükseldiğini göstermektedir. Pandemi sonrası dönemde bu rakam 2021 itibarıyla 70 milyon olarak tespit edilmiş, sonrasında ise 65 milyona gerilemiştir. Ancak, dünya genelinde 210 milyon işsiz arasında gençlerin üçte birini temsil etmesi, bu düşüşün olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmesini zorlaştırmaktadır. Özellikle genç nüfusun işsizliğinin toplumsal ve ekonomik etkileri, çözüm üretme ihtiyacını daha da acil bir hale getirmektedir. Böylesi bir tabloda, girişimcilik bir çözüm yolu olabilir mi?
Girişimci Düşünce Gözden Kaçan Bir Fırsat mı?
World Class Learners: Educating Creative and Entrepreneurial Students isimli kitabında girişimciliğin özellikle genç kuşak için önemine değinen araştırmacı ve akademisyen Yong Zhao, girişimci ve yaratıcı yeteneklerin önündeki engelleri tartışmaktadır. Zhao ayrıca, öğrenilen bilgiyi küresel topluma pozitif katkılar yapmak ve istihdam yaratmak için farklı şekillerde kullanan, bağımsız düşünen, yenilikçi bireyler yetiştirmeye yönelik tavsiyelerde bulunmaktadır.
Zhao’ya göre, günümüz gençlerinin girişimcilik yolundaki en büyük engeli mevcut eğitim sistemidir. Eğitim sistemi, öğrencileri yüksek test skorları almaya hazırlarken, öğrendikleri bilgileri nerede ve nasıl kullanacaklarına, yani yaratıcılığa ve girişimci düşünceye dair bir şey öğretmemektedir. Çünkü eğitim sistemi yaratıcı ve başarılı girişimciler yetiştirmek için değil, çalışkan işçiler yetiştirmek ve çocukları meraksız hale getirmek için tasarlanmıştır. Ulusal sınavlar ise dünya çapında tüm öğrencilerin aynı şekilde öğrenmesini, yani tüm öğrencileri homojenleştirmeyi hedefleyen araçlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Her ülkenin kendi içerisinde uyguladığı bu standart sınavlar, gelişmiş ülkelerde küresel bir rekabete yol açarken, gelişmekte olan ülkelerde ise gençlerin öğrenim çıktıları arasında uçurumlar yaratmaktadır. Bunun sonucunda, akademik başarısı yüksek olsa dahi, girişimci ve yaratıcı düşünce gibi yeni dünya için gerekli yeteneklere sahip olmayan bir genç nüfus yetişmektedir.
Zhao, ulusal ve uluslararası test skorlarındaki başarıya rağmen girişimci ve yaratıcı yetenek konusunda zayıf olan Çin, Singapur ve diğer Asya ülkelerine de dikkat çekmektedir. Kitabında, test skorları ile girişimci ve yaratıcı düşünce arasındaki ilişkiye dair ayrıntılı veriler sunan Zhao, testlerin ve ezber odaklı öğrenmenin girişimci ve yaratıcı yeteneğin en büyük düşmanı olduğunu vurgulamaktadır.
Bireylerin doğup büyüdükleri coğrafya ve içinde yetiştikleri kültürel değerler, girişimcilik ve yaratıcılık gibi yeteneklerin gelişiminde kritik bir rol oynar. Zhao’nun kitabında, coğrafi ve kültürel anlamda birbirinden oldukça farklı iki ülke olan ABD ve Çin’deki öğrencilerin sınav başarıları ile yaratıcı ve girişimci yetenekleri karşılaştırılmaktadır.
Çin’deki öğrenciler, uluslararası sınavlarda akademik başarılarıyla dikkat çekerken, yaratıcı ve girişimci yetenekler konusunda düşük performans sergilemektedir. Bu durumun temel nedeni, Çinli çocukların ev ve sosyal hayattaki sorumluluklardan uzaklaştırılarak tamamen akademik çalışmalara odaklanmalarıdır. Bu yoğun akademik odaklanma, çocukları girişimcilik potansiyellerini ve yaratıcılıklarını keşfetmelerine olanak sağlayacak deneyimlerden mahrum bırakmaktadır. Öte yandan, ABD’de öğrenciler uluslararası sınavlarda Asya ülkeleri kadar yüksek performans göstermese de, Nobel ödüllerinin büyük bir kısmını kazanmış ve modern zamanın en etkili girişimcilerini yetiştiren bir ülke olarak öne çıkmaktadır.
Girişimci ve Yaratıcı Yetenekler Nasıl Desteklenebilir?
Gençlerin girişimci ve yaratıcı yeteneklerini geliştirmek için kitapta sunulan en önemli tavsiyelerden biri, onları bağımsız öğrenme yöntemlerini tercih etmeye teşvik etmek ve bu süreçte ödüllendirmektir. Çünkü küresel dünyanın hızla değişen ihtiyaçları, standart yeteneklerin herkesin gereksinimlerini karşılayamayacağını açıkça göstermektedir.
Bunun yanı sıra, öğretmenlerin artık yalnızca bilgi ve otoritenin kaynağı olarak değil, motive edici, kolaylaştırıcı, yol gösterici ve organize edici bir rol üstlenmeleri gerektiği vurgulanmaktadır.
Zhao kitabında, öğrencilerin yerel sorunlara çözüm bulabilmek için uluslararası kaynaklardan olabildiğince faydalanmasını ve her öğrencinin okul dışında bir yetişkin danışmanla rehberlik almasını önermektedir. Bu yaklaşım, gençlerin hem küresel hem de yerel düzeyde etkili bireyler olarak yetişmesine olanak sağlayacaktır.
Kitap, Türkiye’de Eğitim Politikaları Bağlamında Nasıl Değerlendirebilir?
Türkiye’de eğitim sistemi ağırlıklı olarak merkeziyetçi, sınav odaklı ve akademik başarının kıstas olarak kabul edildiği bir yapıya sahiptir. Özellikle ortaöğretim ve yükseköğretime geçiş süreçlerinde uygulanan merkezi sınavlar (LGS, YKS, KPSS vb.), öğrencilerin büyük ölçüde test skorlarına odaklanmasına yol açmaktadır.
Kitapta vurgulanan en önemli eleştirilerden biri de, eğitim sistemlerinin girişimcilik ve bağımsız düşünmeyi teşvik etmek yerine, öğrencileri yüksek test skorları almaya yönlendirmesi ve onları daha çok iş gücü piyasasına hazırlayan bireyler olarak yetiştirmesidir. Türkiye’deki mevcut sınav odaklı sistem, öğrencilerin ezber yeteneğini geliştirse de, yenilikçi düşünme, risk alma ve bağımsız karar verebilme gibi girişimcilik becerilerini geri plana atmaktadır.
Ayrıca, Türkiye’de müfredatın büyük oranda ezber ve bilgi aktarımına dayalı olması, eleştirel düşünme ve yaratıcı problem çözme becerilerinin geliştirilmesini sınırlandırmaktadır. Kitapta da vurgulandığı gibi, Asya ülkelerinde test odaklı başarı yüksek olsa da, girişimcilik ve yaratıcılık konularında ciddi eksiklikler bulunmaktadır. Türkiye’de de benzer şekilde, öğrenciler akademik başarı ve merkezi sınavlarda yüksek puan alma hedefleri doğrultusunda yetiştirildiğinden, yaratıcı ve girişimci düşünme becerileri genellikle geri planda kalmaktadır.
Genel Değerlendirme
Eğitimciler, okul yöneticileri, politika yapıcılar, ebeveynler ve öğrencilerin gelişiminde rol oynayan tüm paydaşlara hitap eden bu kitap, eğitim politikalarını şekillendiren karar vericiler için de önemli bir rehber niteliğindedir. Kitap, girişimcilik ve yenilikçi eğitim üzerine düşünen öğretmenler ve akademisyenler için de yol gösterici bir kaynak olmasının yanı sıra, ebeveynlere çocuklarının yaratıcı yönlerini nasıl geliştirebilecekleri konusunda değerli içgörüler sunmaktadır.
Ancak, kitap ağırlıklı olarak Batı dünyasındaki eğitim sistemlerini merkeze alarak tartışmalar yürütmektedir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için doğrudan uygulanabilir çözüm önerileri sunmaması, yerel eğitim sistemlerine uyarlama ihtiyacını doğurmaktadır.
Zhao, kitabında farklı ülkelerdeki eğitim sistemlerini karşılaştırarak girişimcilik ve yaratıcılığın nasıl teşvik edildiğine dair ampirik veriler sunsa da, bu verileri Finlandiya, ABD ve bazı Asya ülkeleri ile sınırlı tutması, okuyucuyu daha geniş çaplı istatistiksel veriler ile bu karşılaştırmayı yapması noktasında eksik bırakmıştır.
Kitap Bilgileri
Kitap: World Class Learners: Educating Creative and Entrepreneurial Students
Yazar: Yong Zhao
Yayınevi: Corwin Press
Yayın Tarihi: 2012