Enstitüden Haberler

Enstitü Sosyal, “Dünyadan Yansımalar” serisinin 9 Aralık’taki oturumunda, “Tek Tip Eğitim Anlayışının Ötesine Geçmek: Geçmişi Onarmak mı, Geleceği Tasarlamak mı?” başlıklı bir söyleşi düzenledi. Oturumun konuğu, Kansas Üniversitesinden eğitim psikolojisi alanının önde gelen isimlerinden Prof. Yong Zhao oldu.

Zhao, eğitim sistemlerindeki standartlaştırma ve tek tip eğitim modellerinin bireysel farklılıkları göz ardı ettiğini ve öğrencilerin potansiyellerini sınırladığını değerlendirdiği söyleşide, küreselleşmenin eğitim üzerindeki etkilerini, eğitimde yaratıcılığın ve bireysel yeteneklerin dikkate alınmasının önemini ve alternatif eğitim yöntemlerini tartıştı.   

Zhao, söyleşisine fırsat (şans) ve liyakat konularını eğitim sistemleri bağlamında ele alarak başladı. Zhao, eğitimdeki başarıyı yalnızca kişisel çaba ve yetenekle açıklamanın yanıltıcı olduğuna dikkat çekti. Birçok öğrencinin akademik başarısının, eğitim alanında başta olmak üzere hayatında karşısına çıkan fırsatlara bağlı olduğunu ifade etti. Zhao, eğitimdeki fırsatların genellikle öğrencilerin sosyoekonomik durumları, ailelerinin kaynakları, okul imkânları ve çevresel faktörlere bağlı olduğuna işaret ederek meritokrasi fikrinin “fırsat” (şans) faktörünü göz ardı ettiğini ve toplumun daha geniş kesimlerine ulaşan eşit fırsatlar sağlamadığını ifade etti. 

Zhao, eğitimde meritokrasiyi sorgularken öğrencilere sunulan fırsatların da sadece geleneksel ölçütlerle (örneğin sınav puanları, akademik başarı) değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı. Eğitim sistemlerinin çoğu zaman öğrencilerin güvenini ve merakını törpülediğini belirten Zhao, PISA sonuçlarının bu daralmanın en görünür çıktılarından biri olduğunu ve test skorlarının ülkelerin gerçek eğitim kapasitesini yansıtmadığını ifade etti. Aksine düşük PISA skorlarının özgün eğitim yaklaşımları geliştirmek için bir fırsat olarak görülmesi gerektiğinin altını çizdi.

Çocukların yaratıcı kapasitesinin yaşla birlikte azalmasının nedeninin, okulun öğrenmeden daha baskın hâle gelmesi ve yaratıcılığı kontrol etmesi olduğunu belirten Zhao bu nedenle, eğitim sistemlerinde odağın “okullaşma” yerine “öğrenme”ye kayması gerektiğini savundu. Zhao, eğitim sistemlerinde, her çocuğun kendine ait bir yetenek profiliyle dünyaya geldiği gerçeğinin kabul edilmesi ve bu farklılıkların koruyup geliştirilmesi gerektiğini hatırlattı.

Eğitimde yapay zekâ (YZ) kullanımına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Zhao, YZ’nin geleneksel öğretimi daha verimli kılmak için kullanılmasının öğrenme döngüsünü zayıflattığını ifade etti. Ancak doğru kullanıldığında YZ’nin, her bireyin güçlü yönlerini geliştirme ve ortalamanın ötesine geçme fırsatı sunduğunu da belirtti. Bu bağlamda, çocuklara sadece sorun çözmeyi değil, sorun bulmayı da öğretmemiz gerektiğine dikkat çekti.

Öğretmenin üstlendiği rolün değişmesi gerekliliği, söyleşinin öne çıkan başlıklarından biri oldu. Zhao, eğitim sistemlerinin, öğretmeni “salt bilgi aktaran” rolünden çıkarıp “destekleyen, rehberlik eden, mentörlük yapan ve yeni imkânlar açan” bir role yönlendirmesi durumunda sistemin gerçek anlamda dönüşebileceğini dile getirdi. Gerçek öğrenmenin olduğu bir sınıfta “yönetim” ihtiyacının kendiliğinden azalacağını da ekledi.

Söyleşi, bireylerin tutkularını keşfetmesine, güçlü yönlerini geliştirmesine ve bu güçle başkalarının sorunlarını bulup çözmesine imkân veren bir eğitim anlayışının önemini öne çıkardı. Tartışma aynı zamanda eğitimin, geçmişi onarmaya çalışan bir yapıdan ziyade geleceği tasarlayan bir ekosistem olarak ele alınması gerektiğini hatırlattı.

Prof. Yong Zhao’ya ve tüm katılımcılarımıza teşekkür ederiz.

İki Nokta

Kitap tanıtımı, biyografi, araştırma raporu, değerlendirme ve inceleme yayınları ile bölgesel veya küresel ölçeklerde güncel ya da yapısal sorunlar.