İki Nokta Buluşmaları’nda Prof. Dr. Cemil Koçak’ı Ağırladık
İki Nokta Buluşmaları’nın Temmuz ayı konuğu tarihçi Prof. Dr. Cemil Koçak oldu. “15 Temmuz ve Türkiye’nin Toplumsal Hafızasında Askerî Darbeler” başlıklı söyleşi, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün dokuzuncu yılına özel olarak gerçekleştirildi.
Söyleşinin açılışında, “Tarihte olmuş bitmiş olan hiçbir şeyi değiştiremezsiniz. Ama olmuş bitmiş olanı farklı biçimlerde yansıtabilirsiniz” diyerek toplumsal hafızanın inşasında anlatının, temsilin ve yorumun belirleyici rolüne dikkat çeken Koçak, bu nedenle de tarihçilerin kritik bir rolü olduğuna ve tarih yazımını şekillendirirken objektif kalma sorumluluklarına vurgu yaptı. Özellikle de Türkiye’de darbeler tarihi bazındaki ayrışmaların bu perspektifle okunması gerektiğini belirtti. Darbelerin yalnızca siyasi müdahaleler olmadığını, aynı zamanda psikolojik hazırlık, medya dili ve toplumsal dinamikler üzerinden şekillenen karmaşık süreçler olduğunu ifade etti.
15 Temmuz’un “Gizli Örgütlenme” Yapısı
Koçak, Türkiye’deki askerî darbelerin tarihinin 1960’la başlamadığını, köklerinin çok daha eskiye uzandığını belirtti. 1945-1946 yıllarındaki çok partili hayata geçiş sürecinde yaşanan siyasi kutuplaşmanın, ordu içinde de ciddi ayrışmalara yol açtığını vurguladı. Bu bağlamda darbelere yalnızca sonuç odaklı değil, konjonktürel ve tarihsel dalgalanmalarla birlikte bakılması gerektiğini; aksi takdirde bu süreçleri yanlış okuyabileceğimizi, darbelerin darbe günü ile sınırlı olmadığını belirtti.
15 Temmuz’u önceki darbelerden ayıran temel farkın ise örgütlenme biçimi olduğunu dile getiren Koçak, 27 Mayıs’ı model alan ama ondan çok farklı bir yapıya sahip olan bu girişimi, “Gizli örgütlerin tarihine ulaşmak imkânsızdır. Ancak 15 Temmuz, bugüne dek görülenlerden çok daha yaygın, sabırlı ve dış bağlantıları olan bir yapıydı” diyerek tanımladı. Koçak’a göre bu yapının en büyük açmazı, sadakati liyakatin önüne koymasıydı. Koçak’a göre bu örgütlenme biçimi, örgütün başarısız olmasının temelinde yatan etmenlerden oldu.
15 Temmuz’da Toplumsal Psikoloji, Medya ve Direniş
Darbelerin başarıya ulaşmasında yalnızca askerî planlamanın değil, toplumsal psikolojinin de etkili olduğunu belirten Koçak, “Askerî darbeye kitle desteği her zaman gereklidir. Toplumun önemli bir kesiminin korkusu en üst dereceye çıkarılmadan, darbe başarıya ulaşmaz.” dedi. Türkiye’de darbelerin bir geleneksel form üzerinden ilerlediğini, siyasilerin televizyon veya radyo duyuruları karşısında sessiz kalmasının beklendiğini söyledi. Ancak 15 Temmuz’da bu senaryonun işlemediğini vurgulayan Koçak, örgütün başarısızlığının nedenlerini şöyle özetledi:“Darbe sokakta önlendi. Bu hiç hesapta olmayan bir şeydi. Basının göz yaşartacak direnci, siyasi kurumların kararlı duruşu ve ordunun içinde darbeye karşı çıkan askerî unsurlar, toplumu da cesaretlendirdi.” Bu nedenle, Koçak, 15 Temmuz darbe teşebbüsünde halkın ve kurumların geçmişte olduğu gibi pasif kalacağı varsayımının darbeyi başarısız kılan etmenlerden olduğunu belirtti. Oysa bu kez halk sokaktaydı, medya direnç gösteriyordu ve siyasi irade dağılmak yerine sahadaydı.
İki Nokta Buluşmaları Devam Ediyor
Program, Koçak’ın değerlendirmelerinin ardından gerçekleştirilen soru-cevap oturumu ile sona erdi.
Enstitü Sosyal, Lisansüstü Çalışmalar Kütüphanesi’nde, dinleyicilerin aktif katılımıyla söyleşi formatında gerçekleştirdiği İki Nokta Buluşmaları ile, alanında uzman isimler ile farklı disiplinlerden araştırmacıları, öğrencileri ve ilgilileri bir araya getiriyor.